- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler

- İstanbul17°C▼
- Ankara15°C
- İzmir20°C
- Konya15°C
- Sakarya20°C
- Şanlıurfa26°C
- Trabzon13°C
- Gaziantep23°C
21. YÜZYILDA NAZİLLİ BASMA FABRİKASININ DAVASINI GÜTMEK!

D. Mehmet DOĞAN
10 Ekim 2022 Pazartesi 00:11
1937’de açılmış, 2002’de miadını doldurduğu için kapatılmış; arazisi Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’ne tahsis edilmiş. Nazilli bez fabrikası yetmiş küsur sene hizmet etmiş.
Zamanı için böyle bir fabrika kurmak, işletmek ve bunu sürdürmek elbette alkışlanacak bir iştir.
Nazilli fabrikası ile ilgili malûm çevreler onun neredeyse yüzde yüz yerli bir fabrika olduğunu iddiaya kadar varıyorlar. Birisinde “makinaları Rusya’dan getirilmişti” deniliyor!
Nazilli ve Kayseri bez fabrikaları İsmet Paşa’nın kredi almak maksadıyla 1932’de yaptığı Moskova ziyaretleri sonrasında komünist Rusya’nın verdiği kredi ile yapıldı. Rus uzmanlar Türkiye’ye geldiler, fabrikaların yerini araştırdılar. Ve tesisleri kurdular, çalıştırdılar, işçileri yetiştirdiler.
(Cumhuriyet 25.9.1932)
Tabii ki model, Sovyetler Birliği’ndeki benzer tesislerdi.
Türkiye’ye nisbi de olsa Batı tasallutundan kurtulma zemini hazırlayan Sovyetler Birliği’ne zamanın yöneticileri teşekkür borçludur. Bu teşekkürlerini çeşitli vesilelerle zamanında izhar da etmişlerdir.
Atatürk döneminde dış borç yapmamıştık ya, tabii bu iddianın iler tutar yanı yok. Başka dış borçlar da var, ama ikisini zikredelim: Komünist Rusya’ya ve Faşist italya’ya borçlandık. Yani onlardan kredi aldık. İtalya kredinin bir kısmını birikmiş borçlarımıza karşı mahsup etti.
Türkiye’de bu fabrikalar yapıldığında bez/tekstil fabrikaları yok muydu? Mesela Feshane vardı ki, ta 2. Mahmut zamanında kurulmuş büyük bir fabrika idi, fesin yasaklanmasından sonra da faaliyetine devam etmişti. 1932’de açılan yerli mallar sergisinde Feshane’nin teşhir bölümü vardır. Başka devlete ve özel sektöre ait Osmanlıdan devreden fabrikalar da vardı. Tabii Nazili ve Kayseri fabrikalarının Anadolu’da yapılması sanayiin Anadolu’ya yayılması bakımındın bilhassa mühimdi.
“Nazilli basmasıyım/Güzeller hastasıyım!”
Dünya durduğu yerde durmuyor, bilhassa iktisat sahasında bu daha da yakıcı bir gerçek. Devlet işletmeciliği, zamanla devlete yük oldu, özel sektör geliştikçe rekabette zorlandı, yeni teknolojiler takip edilemedi. Nazilli fabrikasının da üretimi düşmeye başladı. 1980’lerde özelleştirme rüzgârları esti. Bu 1990’larda, 2000’li yıllarda da devam etti.
Sümerbank 1995’te özelleştirildi. Bu yıl 50. Hükümet vardı, Tansu Çiller başbakandı ve koalisyondaki ortağı Sosyal Demokrat Halkçı Parti idi. Yıl içinde partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi’ne çevrildi. Ardından Çiller 51. Hükümeti kurdu, kısa süren bu hükümetten sonra yine Çiller başkanlığında ve yine CHP ile DYP ortaklığında 52. hükümet kuruldu. İşte Sümerbank’ın özelleştirmesi bu hükümetler zamanına aittir. Sümerbank Hayyam Garipoğlu’na satıldı. 1999’da TMFS’ye devredildi, 2001’de OYAK’a geçti, Özelleştirme idaresi fabrikanın kapatılıp arazisine Aydın Adnan Menderes devredilmesine karar verdi...
Peki şimdi neyin davası güdülüyor?
Suçu bugünün hükümetine yıkmak neyin nesi?
Devlet fabrikalarını özelleştirdi de özel sektör ne yaptı? Sabancı grubu Bossa gibi büyük bir tekstil fabrikasını gerektiğinde satıverdi!
1930’dan iki binli yıllara Türkiye’de köprülerin altından çok sular aktı. Türkiye dokuma sanayiinde özel sektör eliyle ciddi gelişmeler kaydetti. Tekstil en mühim ihracat maddeleri arasına girdi. 500 büyük iktisadi kuruluş içinde 56 tekstil fabrikası var.
Artık Nazilli’nin, Kayseri’nin esamisi okunmuyor!
Ağlak atatürkçüler her zamanki gibi mazlumu, mağduru oynuyor!
Atatürk dünyada eşi benzeri olmayan bir fabrika yaptırmış!
Dehasını böylece ortaya koymuş.
Ayol, fabrikayı tepeden tırnağa tasarlayan, inşa eden Ruslar. Belki devrin ekonomi bakanlığının da inşa faaliyetinde az buçuk hissesi vardır. Fakat o sıralar dini inkılap, tarih inkılabı, dil inkılabı ve musıki inkılabıyla uğraşan Atatürk’ü işin baş aktörü yapmak, hakikatle alay etmektir.
Hakikat mi dediniz? Bu kelimenin atatürkçülerin lügatinde yeri yoktur!
Ha bi de komik bir şey var: Ruslara olan 8 milyon dolar borcu portakal ihraç ederek ödemişiz!
Bunu profesör titri kullanan bazı zevat dahi söylüyor.
8 milyon doların ödenmesi için iki ülke arasında bir ticaret anlaşması yapıldı. Anlaşma neticesinde Sovyetlere yün, tiftik, canlı hayvan, portakal ve zeytin gibi tarım ürünleri satıldı. Portakalın buradaki payını da iktisatçı geçinen iddia sahipleri araştırsın!
Velhasıl bu ve benzeri tepkiler atatürkçülerin nasıl çağın gerisinde kaldıklarını ilan ediyor.
Bir şey daha var: Atatürk ekonomi ile uğraşmadı dedik. Bu tam da doğru bir söz olmadı. Atatürk ekonomiyle uğraştı, hatta kendi fabrikasını kurdu! Belki de dünyada bira fabrikası sahibi olan tek lider o oldu.
Fabrika 1934’te açıldı. Mustafa Kemal Paşa’nın yayınladığı Hakimiyet-i Milliye gazetesi başyazısını bira fabrikasına ayırdı:
“Bira sanayii mi? Evet!.. Biz öteden beri memleketimizde biranın yayılmasına, su gibi içilmesine taraftar olanlardanız.” “Taşdelen vs. adi suyun kadehine on kuruş vermektense 15 kuruş vererek bir şişe bira içmek mümkün olur. Vatandaş da bu surette hem miydesini bozmaktan kurtulur, hem de dolayısiyle fazla gıda almış olur.” (O zamanın imlasına dokunulmamıştır)
Mesele bununla kalmadı. İstanbul’da köklü bir bira fabrikası vardı. Cumhurbaşkanı 1937’de zamanın başbakanı İsmet Paşa’dan rakip bira fabrikasının kapatılmasını istedi.
İnönü bunu reddetti. Bu tarihten sonra İnönü bir süre izinli sayıldı sonra da Celâl Bayar başbakanlığa getirildi. Tabiî Bomonti de devletleştirildi, tekel birası oldu!
Ne âlâ memleket!
Meraklılar için:
https://www.tyb.org.tr/d-mehmet-dogan-onun-fabrikasi-var-45059h.htm
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.