- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
ABDÜLBAKİ DEĞER: KÖK SORUNUMUZ, ARAYIŞIMIZ VE TÜRKÇE ŞÛRASI
Bilindiği üzere 2021 yılı, Yunus Emre’nin vefatının 700. senesi vesilesiyle “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak ilan edilmişti.
09 Aralık 2021 Perşembe 12:30
26-27 Kasım tarihleri arasında Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde geniş katılımlı bir Türkçe Şûrası gerçekleştirildi. Şura’da dilin pek çok boyutunun ele alındığı oturumlar yapıldı, her oturumda önemli isimler sunumlar yaptılar. Sunumların kayıtları Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nin ‘YouTube’ kanalında erişime açık olduğu için oturumların içeriğine ilişkin bir değerlendirme yapma gereği duymuyorum. Arzu edenler içeriklere belirttiğim adresten doğrudan erişebilirler.
Diğer taraftan oturumların büyük bölümünü izleme şansına sahip olan birisi olarak Şûra vesilesiyle edindiğim izlenimlere ilişkin çok genel birkaç hususun altını çizmekte yarar görüyorum. Birincisi, kelimenin gerçek anlamıyla ‘Türkçe’ye, ‘dil’e ilişkin konuşmamız, tartışmamız. Bu mevzuda konuşma, tartışma zaruretimiz ortada. Nitekim dünyada eşi benzeri olmayan bir tarihsel süreç yaşadığımız için ister istemez bu tip bir tartışmamız genel olarak mevcudiyetini koruyor. Ancak bu konuşmanın, tartışmanın niteliği çok önemli. Çünkü zamanla dil tartışmamız/konuşmamız bir tür ideolojik-politik aidiyetin yansımasıyla sınırlı bir hâl aldı. Siyasal mühendisliğin bir parçası olarak kültür ve medeniyet dünyamızın en temel taşıyıcı unsurlarından ‘dil’e müdahale, şüphesiz sadece tarihi-kültürel sürekliliğin kopuşu anlamına gelmiyor. Aynı zamanda düşünce-kültür hayatımızın istikrarsızlaşması, köksüzleşmesi anlamını taşıyor. Ancak bu öldürücü darbeye yönelik konuşmamızın/tartışmamızın ‘dil’i sıhhate kavuşturma noktasında yapıcı bir hüviyet kazanamadığı, bugün de devam eden kan kaybını durduramadığı görülüyor. Dolayısıyla toplumun hafızasızlaşmasına yol açan müdahale karşısında ‘dil’e ilişkin konuşmamız ciddi oranda bir yakınma, bir şikâyet görünümünden kurtulabilmiş değil. Şüphesiz bu, ‘dil’e yapılan operasyonun büyüklüğüyle de ilintili. Ancak operasyonun büyüklüğü aynı zamanda sorumluluğun büyüklüğüne ve bulunması gereken çözümün de aciliyetine işaret ediyor.
Devamı: https://www.maarifinsesi.com/2021/12/08/kok-sorunumuz-arayisimiz-ve-turkce-surasi/
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.