- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul20°C▼
- Ankara12°C
- İzmir19°C
- Konya15°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa24°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep20°C
ABDÜLKADİR SELVİ'DEN: HOŞGELDİN SİVİL BAŞBAKAN
Hep birlikte ayağa kalktılar. Biri okudu diğerleri onu tekrar etmeye başladılar. Çocukların ant içme törenini andırıyordu. Ama onlarınki gibi, "Varlığım Türk varlığına armağan olsun" diye bitmedi.

Bir de, "Darağacında da olsam diz çökmem" demesi vardı ki, gözlerim yaşardı.
Lider diye ben Kemal Bey'e derim.
Ne o şiddet ve celadet.
Sonunda koydu postasını, "Alsınlar beni de Silivri'ye" dedi.
Tam da tahtının sallandığı bir sırada ilaç gibi geldi şu fezleke işi Kemal Bey'e.
Bir yanda AKP tarafından Silivri'ye tıkılmak istenen CHP lideri.
Öbür yanda kendisini devirmek isteyen parti içi muhalifler.
Bu durumda CHP delegesi liderini devirir mi?
Anası Kadir Gecesi doğurmuş olmalı Kemal Bey'i.
Dün Meclis'e 60 fezleke geldi. Bunların içinde Bülent Arınç'la ilgili olanı bile var, ama piyango Kemal Bey'e vurdu.
27 Mayıs 1960 öncesinde de benzer senaryo uygulanmıştı.
Başta milli damat Metin Toker olmak üzere CHP'nin yayın organı Ulus ya da Akis yazarları tutuklanınca, ülkede muhalif basın susturuluyor havası oluşmuş, milleti inim inim inleten Milli Şef İsmet İnönü, demokrasinin simgesi haline gelmişti.
Bunlar DP'nin yanlışlarıydı.
Tek parti devrine son verip ülkeyi demokrasiye taşıyan Demokrat Parti ise, yasakçı bir zihniyetle kurdurduğu Tahkikat Komisyonu ile darbecilerin değirmenine su taşıdı.
İnönü bir yandan, "Şartlar tamamsa ihtilal meşrudur" diye cuntalara yeşil ışık yakarken,
"Türk gençliği Kore gençliğinden daha az haysiyetli değildir" sözleriyle de gençliği kışkırtıyordu.
El altından da, "Gençler kıyma makinalarında kıyılıyor" propagandası yapılıyordu.
CHP milletvekillerinden oluşan komisyon Et ve Balık Kurumu'nda inceleme yapmış, böyle bir şey olmadığı sonucuna varmıştı.
Devamını CHP Milletvekili Kamil Kırıkoğlu anlatıyor: "Paşa, 'Olmaz. Yoktur demeyeceksiniz, vardır imajı vereceksiniz!"
Bunalımlı havayı kullanmak isteyen İnönü yurt gezilerine çıkıyor ve gittiği Uşak, Kayseri ve İstanbul'da olaylar çıkıyor, atılan taşla paşanın başı yarılıyordu.
Darbe için yeşil ışık yakan İnönü, 27 Mayıs günü Gürsel'in deyimiyle, "Gerdeğe girecek delikanlı gibi heyecanlıydı"
CHP'nin muhalefeti budur. Eskiden askeri kışkırtıyorlardı. Kışkırtacakları asker kalmayınca bu kez, kaosa oynuyorlar, iktidarı, "Korku imparatorluğu" oluşturmakla suçluyorlar.
Yargının bazı yanlış adımları da buna çanak tutmuyor değil.
Kemal Bey'in yargıçlar hakkındaki sözlerinin yenilir yutulur tarafı yok. Hele bir lidere yakışmıyor. Ama yine de sabırlı olup, CHP'ye, Türkiye'de ana muhalefet liderini bile cezaevine atacaklar gibi bir istismar imkanı verilmemeliydi.
Meclis'te 608 fezleke var, çoğunluğu da AK Partililer hakkında. Ama Kemal Bey ucuz kahramanlık yapmayı muhalefet zannettiği için sanki kolundan tutup cezaevine tıkacaklar gibi bir hava oluşturuyor.
İsmet Paşa gitse Kemal paşa da gelse, 50'li yıllar bitip, 2000'li yıllara da gelinse, CHP bu.
Ama asıl önemli olan sivil iradeyi temsil edenlerin yaptığı ve yapacağı?
Başbakan Erdoğan'ın grup konuşması bu açıdan çok önemliydi.12 Haziran seçimlerinden bu yana yapılan en kapsamlı konuşmaydı.
Ustalık döneminde devlete mi yaslanıyor şeklinde kaygıların olduğu bir sırada Başbakan çıktı ve "Önce insan, sonra devlet" dedi.
Bir anlamda iktidar gemisinin kaptanı olarak tayfalara rotayı yeniden hatırlattı.
AK Parti'nin darbelerle vuruşa vuruşa bu günlere geldiğini anlattı.
Uludere olayından dolayı büyük ihmali olan Genelkurmay'ı soruşturmak yerine, teşekkür edilmesi soru işaretlerine yol açmıştı.
Bu asker değil mi Ayışığı'nın, Sarıkız'ın, balyoz'un, Andıç'ın mimarı olan.
Elbette ki devlet idaresinde ebedi husumet olmaz ama 35 insanımızın katledildiği bir yerde Genelkurmay'a teşekkür edilmesinin anlamı yoktu.
Dünkü konuşması ile Erdoğan, Uludere'de yaşananlar için Kürt kardeşlerimizin acısına ortak olan bir Başbakan yüreği ortaya koydu.
Bu rol ve bu misyon Erdoğan'a yakışıyor.
Türkiye'nin buna ihtiyacı var. AK Parti iktidar olabilir ama "devlet" değil, millet. Ne zaman ki kendisini devletin yerine koyar o zaman biter.
Ne zaman ki, millet olmaya devam eder, o zaman yaşar.
AK Parti grubunu izlerken uzun süredir özlediğimiz bir Erdoğan vardı kürsüde.
Ve bu tarz ona , AK Parti'nin siyasi mücadelesine ve temsil ettiği misyona yakışıyordu.
O nedenle içimden "Yeniden hoş geldin sivil Erdoğan" dedim...
11.01.2012 Yeni Şafak
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.