ABDÜLKADİR SELVİ'DEN: ÖCALAN'IN SÖZLERİ

2002'ye kadar uyutulan PKK, bu tarihten sonra neden canlanmaya başladı.

Yine Laçiner'e göre, PKK'nın yeniden diriltilmesi 1 Mart tezkeresinin rövanşı.

Bir yandan da PKK'yı terör örgütü listesine alan, Türkiye'ye anlık istihbarat desteği sağlayan bir ABD var.

Peki PKK ile içimizdeki derin yapılanmaları nereye koyacağız.

"Derin PKK-derin Ergenekon ittifakı."

PKK'nın canlandırılmasıyla, aynı döneme denk gelen Balyoz Darbe planlarına, Sarıkız'a, Ayışığı'na ne diyeceğiz?

Bunlar önemli sorular.

Hepsinin üzerinde kafa yorarak bir sonuca ulaştırmamız gerekiyor.

Daha çok analize, daha çok değerlendirmeye ihtiyacımız var.

Çünkü bu bizim kadim sorunumuz.

Ya biz bu sorunu çözeceğiz ya da bu sorun bizi...

Yani Kürt sorunu.

Kürt sorunu ile PKK aynı mı?

PKK biterse Kürt sorunu çözülmüş olur mu?

Cengiz Çandar'ın hazırladığı rapora göre, PKK'yı dağdan indirecek tek güç Öcalan.

Laçiner'e göre ise, son olayla birlikte, "Artık PKK'yı Öcalan'ın yönetmediği ortaya çıktı."

Yine Çandar'a göre, PKK'yı dağdan indirmenin yolu müzakereden geçiyor.

Kiminle müzakere edilecek?

Öcalan'la...

Aynen İRA ve ETA'da olduğu gibi.

Laçiner aynı görüşte değil.

"Bir kere Öcalan'la müzakere edilmesinin anlamsızlığı ortaya çıktı. Çünkü Öcalan diyor ki, 'Şu tarihten sonra eylem yapmayın'. Ama o tarihten sonra eylemler patlayarak gidiyor. Bugüne kadar tam 40 şehit var. Ne diyor Cemil Bayık? 'Öcalan'ı oyalıyorlar. O görüşmelerin içi boş!' Yani kandırıyorlar diyor. Bir lider kandırılabilir mi? Kandırılıyorsa lider değildir artık" diyor.

Bir de Peru örneği var. Guzman'ın Aydınlık Yol'u.

Bir de Sri Lanka da Tamil Gerillaları örneğinde olduğu gibi.

Ama her ülkenin şartları farklı.

Bizim PKK ile mücadelemizle İRA, ETA'nınki farklı.

Bizim PKK ile mücadelemizle Tamil gerillalarına yapılan operasyon farklı.

Ama bizim de istikrarlı bir mücadele yöntemimiz olduğu söylenemez.

Hatta bir mücadele yöntemimiz olduğu bile şüpheli.

Peki Kürt sorunu ile PKK aynı mı?

Hayır.

PKK'dan önce de vardı Kürt sorunu.

PKK'yı bitirmekle de bitmez.

Hatta Kürt sorununun çözümü konusunda engel teşkil etmeye başladı.

Mazhar Bağlı'ya göre," Asıl Kürtlerin bir PKK sorunu var"

Cumhuriyetin başında yaptığımız rejim tercihi ile başladı bu sorunumuz.

Osmanlı'nın son dönemlerinde ortaya çıkan arayışları reddetme anlamında söylemiyorum bunu.

Kimi zaman isyanla, kimi zaman demokratik taleplerle, şimdi ise terörle gösteriyor kendisini.

Menderes, Özal, Erdoğan dönemlerinde olduğu gibi kimi zaman demokratik yöntemlerle, tek parti devrinde, darbe dönemlerinde ve 90'ın OHAL zihniyetinde olduğu gibi de sürgünlerle, idamlarla, bombalarla, savaş uçaklarıyla, operasyonlarla çözmeye çalıştık bu sorunu.

Anlamak istemedik.

Ve bugüne geldik.

Öcalan devre dışı mı?

Diyaloga daha açık olan Karayılan ile Öcalan ekseni pasifize edildi mi?

Bu tür belirtiler var.

Bir örgüt lideri ancak örgütü kendisini dinlemediği zaman biter.

Öcalan şu anda o noktada mı?

"Savaş ilanına karşı öz savunmayla karşılık verilir. Demokratik barış çözümü kabul etmezse savaş gündeme gelir"

Bu sözler Öcalan'a ait...

"Gerekirse Diyarbakır'ın yarısını da toprağın altına sokabilirler"

"Eğer 500 kişi vurulmuşsa, 50 bin kişi vurulur, ölür" talimatı da yine Öcalan'a ait.

Haziran ayında söylemiş bunları.

Öcalan'ın bu talimatları, daha sonra 'Tek yanlı ateşkesin devamını' istemesine rağmen örgütün eylemlerini artırması nedeniyle, Öcalan'la diyalog konusunda Ankara tavrını gözden geçirmeye başladı.

Öcalan'la yapılabilecekler ve yapılamayacaklar gibi bir tasnife gidiliyor.

Öcalan'ın profili düşürülüyor.

Örgüt Öcalan'ı tasfiye edebilir mi? Hayır.

Duran Kalkan'ın ya da Feyman Hüseyin'in kitlelerde bir karşılığı yok.

Ama Öcalan farklı.

Öcalan teröre muhtaç, örgüt ise Öcalan'a....

Ankara'daki hava, operasyonlarla PKK'nın kolu kanadı kırıldıktan sonra, çözüm sürecinin daha güçlü bir şekilde başlatılması yönünde.

Asıl amaç operasyon değil, çözüm süreci...

24.08.2011 Yeni Şafak