- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
07 Kasım 2025- İstanbul18°C▼
- Ankara21°C
- İzmir22°C
- Konya18°C
- Sakarya21°C
- Şanlıurfa27°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep27°C
ABDULLAH YILDIZ'DAN: ATA YURDU KAZAKİSTAN'DA BAYRAM
Kurban Bayramı'nı Kazakistan'daki akrabalarımızla; din, kan ve can kardeşlerimizle birlikte idrak ettik.

İnşallah şimdi biz, önce namaz kılıp sonra da kurban keseceğiz ve Peygamber Efendimizin yaptığı gibi, kurban keserken "inne salâtî ve nüsükî..." duasını okuyacağız. Üzerimize farz olan namazlarımızı beş vakit kılarak Rabbimize kulluğumuzu takdim ederken, kurbanlarımızla da Allah'a teslimiyetimizi arz ederiz. Hac sûresinin 37. âyetinde vurgulandığı üzere, "Kurbanların etleri ve kanlarının değil sadece takvamızın Allah'a ulaştığının" şuuru içinde, en sevgili varlığımızı simgeleyen kurbanlarımızı, Allah'a imanımızın, ihlasımızın ve takvamızın bir göstergesi olarak, O'nun rızasını kazanmak niyetiyle yine O'na sunarız. Evet, Allah için kestiğimiz kurbanlarımız, Hz. İbrahim'in (a.s) en sevgili varlığı ve ciğerparesi olan Hz. İsmail'ini (a.s) temsil eder. Yüce Rabbimiz, Hz. İsmail'in (a.s) yerine bu kurbanları bir "takva ve teslimiyet" simgesi olarak Hz. İbrahim'in (a.s) şahsında hepimize lütuf buyurdu.
Değerli Kazakistanlı iman ve can kardeşlerim! Peki, biz kurbanlarımızı neden özellikle burada, ata yurdumuzdaki siz akrabalarımızla paylaşmak istedik? Bunun cevabını, Peygamberimiz (s) ile sahabe-i kiramdan Ebû Talha (r.a) arasında geçen şu olayda buluyoruz:
"Sevdiğiniz mallardan infak etmedikçe birr'e (iyiliğe, erdem'e, takvâ'ya) eremezsiniz" mealindeki Âl-i İmran suresinin 92. âyeti gelince, ashabın en cömert ve en kahraman simalarından Ebû Talha (r.a), doğruca kutlu Peygamberimizin (s) yanına koşar ve aralarında şöyle bir konuşma geçer:
-Ey Allah'ın Rasûlü! Duydum ki, sevdiğimiz mallardan infak etmedikçe birr'e eremeyeceğimizi beyan eden bir âyet gelmiş, öyle mi?
-Evet, ey Ebû Talha. Rabbimiz; "sevdiğiniz mallardan infak etmedikçe birr'e eremezsiniz" buyurdu.
-Ey Allah'ın Rasûlü! Benim en sevdiğim malım, bahçelerim arasında en kıymetlisi olan, herkesin bildiği şu karşıdaki Beyruha hurmalığıdır. Onu Allah rızası için vakfettim. Dilediğiniz yere harcayınız.
Kutlu Peygamberimiz (s.), Ebû Talha'yı (r.a) bu kararından dolayı tebrik eder, ona hayır dualarda bulunur ve ardından şöyle buyurur:
- "Ey Ebû Talha! Sen bu bahçeyi akrabaların ve amca çocukların arasında dağıt."
Demek ki, Allah rızası için infak edilen malları öncelikle akrabalara ve amcaoğullarına vermek gerekiyor. Zaten Kur'ân'ın birçok âyetinde, önce ana-babayı sonra da akrabayı gözetmek emredilir.
İşte biz de, en sevgili varlığımız olan, Hz. İbrahim'in (s) "İsmail'i" değerinde olan kurbanlarımızı siz akrabalarımızla ve amca çocuklarımızla paylaşmak için geldik. Size yüreklerimizin sevgisini sunmaya geldik.
Rabbim, namazlarımızı ve kurbanlarımızı kabul buyursun. Takvamızı yüce katına ulaştırsın. Kardeşliğimizi daim eylesin. Kalplerimizi, yüreklerimizi ve gönüllerimizi bir eylesin. Amin."
İnşallah haftaya, Kazakistan'daki İslami gelişmelere dair gözlem ve düşüncelerimi arz edeceğim.
30.10.2012 Yeni Akit
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.