28 Eylül 2025
  • İstanbul19°C
  • Ankara19°C
  • İzmir23°C
  • Konya20°C
  • Sakarya18°C
  • Şanlıurfa28°C
  • Trabzon19°C
  • Gaziantep26°C

ADAPAZARI’NI ADAPAZARI YAPAN KAYMAKAM

Fahri TUNA


Gümrükönü Yazıları-27

 

ADAPAZARI’NI ADAPAZARI YAPAN KAYMAKAM;

Mehmet Nüzhet Paşa

(1891-99)

 

 

‘Adapazarı’nın üç yüz yıllık şehirleşme tarihinde en önemli resmi aktör kimdir?’ diye bir soru sorulsa, şüphesiz ilk verilmesi gereken isim Kaymakam Mehmet Nüzhet Paşa’dır. Sultan II. Abdülhamit döneminde 1891-99 yıllarında Adapazarı Kaymakamlığı görevini üstlenen Mehmet Nüzhet Bey (ki Adapazarı’ndaki başarılı çalışmaları sonucu ‘Paşa’lığa yükseltilip bugünkü Kocaeli, Yalova, Sakarya illerini kapsayan İzmit Mutasarrıflığına getirilecektir) bugün bile varlığını sürdüren bir çok önemli hizmete imza atacaktır. Peki kimdir ‘Adapazarı’nı Adapazarı yapan’ bu kaymakam? Nereden gelmiştir? Batmakta olan bir güneşe, bitmekte olan bir İmparatorluğa, zor şartlara rağmen neler yapmıştır? Gelin iz sürelim.

 

PROF.DR.ATİLLA ÇETİN GÜN YÜZÜNE ÇIKARDI

 

Prof.Dr.Atilla Çetin’in (1),  2004 ekim ayında Kocaeli’de Yayıncı Yayınları’ndan yayımlanan Kocaeli – Sakarya Tarihinden adlı bir kitabı vardır. Değerli hocamız söz konusu kitabın 194-201 sayfaların Mehmet Nüzhet Paşa’ya ayırmış durumda. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki Sicil-i Ahvâl kaydını çıkaran Atilla Çetin hocamız, söz konusu belgeye dayanarak – sadece Adapazarı’nda değil- Kandıra Kaymakamlığı’ndan İzmit Mutasarrıflığı’na, Mardin, İçel, Karasi (Balıkesir), Bolu, İzmit ve Mersin Mutasarrıflıklarına (bugünkü anlamda valiliğine) getirilmiş, oralarda da birbirinden faydalı hizmetlere imza atmış bulunmaktadır.

 

TIRNOVA’DA (BULGARİSTAN) 1858’DE DOĞAR

 

Mehmet Nüzhet Bey, 10 Ağustos 1858 tarihinde (o zaman Edirne gibi, Samsun gibi, Adana gibi bizim bit şehrimiz olan, bugün Bulgaristan’ın topraklarında bulunan) Tırnova’da doğar. Babası Fazıl Beyefendi Şura-yı Devlet (bugünkü Danıştay) üyelerindendir. Dâr’ül-Maârif adlı okulda eğitim görmüş, diploma almıştır. 17 yaşındayken Adliye Nezareti (Adalet Bakanlığı) Muhakemat Dairesi kalemine girer. Bir sene sonra !877’de) Şura-yı Devlet memurluğuna nakledilir. Burada 1886 yılına kadar başarılı hizmetler veren Mehmet Nüzhet bey, önce beşinci rütbeden Mecidî Nişânı, sonra salise (3. derece) ve saniye (1.derece) ile taltif edilir. 5 Nisan1986 tarihinde Şura-yı Devlet Mülâzimliğine terfi eder. 15 Ağustos 1303’de (1887’de) İntihab-ı Memurin Komisyonu’ndan ‘ikdam ve istidad ve gayreti’ tasdik edilerek ‘3. sınıf kaymakamlığa’ terfi ettirilir.

 

KANDIRA VE VİZE’DEN ADAPAZARI KAYMAKAMLIĞI’NA

 

10 Şubat 1888 tarihinde İzmid Sancağı Kandıra Kaymakamlığına 1.250 guruş maaşla tayin olunan Mehmet Nüzhet bey, iki yıl bir ay başarılı bir kaymakamlık dönemi geçirir. 22 Mart 1890 tarihinde Edirne Vize Kaymakamlığına atanırsa da oranın havası ile imtizaç edemediğinden (uyum sağlayamadığından) 3 Haziran 1891 tarihinde 1750 guruş maaşla İzmid Sancağı Adapazarı Kaymakamlığı’na –becayiş yoluyla – tayin edilir.

Yaklaşık sekiz sene sürecek olan Adapazarı Kaymakamlığı zorluklar kadar başarılarla dolu geçecek olan ve bu başarıları sonucunda 12 Mar 1899 tarihinde ‘’rütbe-i refi’a-i mirmiranî’yle yani ‘paşa’lıkla ödüllendirilerek İzmid Mutasarrıflığına (bir bakıma ilçe kaymakamlığından il valiliğine) terfi ettirilecektir.(2)

 

ZOR ZAMANDA YEDİ YIL DOKUZ AY KAYMAKAMLIK

 

Mehmet Nüshet Beyin Adapazarı Kaymakamlığı yedi yıl dokuz ay gibi oldukça uzun sürelidir. Tarafsız bir gözle bakmak icab ederse; Mehmet Nüzhet Beyin kaymakamlık dönemi zor ve meşakkatli bir dönemdir. Halkımızın 293 Harbi’ diye nitelendiği (rumi 1293, miladi 1877-78) Osmanlı-Rus Harbi sonrasında hem Kafkaslardan hem de Bosna Hersek’teki Müslüman ahali Dersaadet’e (Başkent İstanbul’a) akın akın göç etmektedir. Babıali (Başbakanlık) ise göçleri Bursa, Eskişehir, Bilecik, İzmit (özellikle de kazası Adapazarı’na) yönlendirmekte, iskân etmektedir. 1881-1915 arası Adapazarı nüfusunun bu göçlerle katlandığı bilinmektedir. Diğer yandan 1894 Büyük İstanbul depremi, sadece İstanbul’u değil beraberinde Adapazarı’nı da olumsuz etkilemiş, başta 1324 yılında bölgenin fethinin nişanesi olan Orhan Gazi Camii olmak üzere bir çok dini ve kamu kurumunu da kullanılamaz hâle getirmiştir. İlçenin göçlerle nüfusu hızla artmakta, dolayısıyla iskân ve imara büyük ihtiyaç duyulmaktadır. Öte yandan ise devlet bütçesi ise her geçen gün kan kaybetmektedir.

 

 

 

İŞE ŞEHRE SU GETİRMEKLE BAŞLIYOR

 

Adapazarı’nda Orta Camii çeşmelerine Çark deresi üzerine 1734 yılında Devoğlu Mustafa Ağa tarafından yaptırılan ilkel bir çark/dönme dolap marifetiyle kazandırılan debi sayesinde getirildiğini biliyoruz. İlçe merkezi nüfusu 25.000lere yaklaşan Adapazarı’nda ise büyük bir susuzluk hüküm sürmektedir. Soruna kalıcı bir çözüm arayan Adapazarı’nın ‘çalışkan kaymakamı’ Mehmet Nüzhet Bey, ihtiyacı, çağın teknolojisini ve mali durumu analiz edip çözümü bulur: Çark Mesire’de Çark deresi üzerinde, Almanlara bütün şehre yetecek kadar su basacak bir çark inşa ettirmek. Doğrusu –fotoğraflarını aşağıda göreceğiniz, devrine göre oldukça devasa bir kuruluş olan -  söz konusu tesisisin bedelinin ne olduğunu – şimdilik – bilemiyoruz. O günün şartlarında oldukça büyük bir meblağa baliğ olduğu ise açık.

 

ALMANLARA ÇARKI İNŞA ETTİRİYOR

 

İddia o ki çalışkan kaymakam, bu devasa tesisi Almanlara inşa ettiriyor. Hollandalılara diyen de var bu arada. 1943 doğumlu Semih Saner, ‘1970’lerde reklâmcı olarak şehri tanıtıcı bir film/gösteri yapmak istedim. Çark’tan Beşköprü’den, Türk Ticaret Bankası binasından çekimler filan yaptım, bu arada fotoğraf sanatçısı Hüsnü Gürsel’le de görüştüm, Hüsnü Bey bana ‘Çark Mesiredeki çark tamburunun (dönen çarkın) 1893 yılında Rum İlya Usta tarafından yapıldığını’ anlatmıştı.’ diyecektir. (3) Bu bilgi de Kaymakam Mehmet Nüzhet Beyin şehre su sağlayan çarkı 1892 - 1893 yıllarında inşa ettirdiğini doğrulamaktadır. Bilebildiğimiz Mehmet Nüzhet Paşa’nın – o günlerde İzmit dahil bir çok il merkezinden daha büyük olan – Adapazarı’ndaki ilk büyük icraatının; yaptırttığı devasa çark ve hemen her sokak yaptırttığı çeşmelerle, ayrıca ikisi arasında suyun ulaşımını sağlayan ilkel de olsa su arkı/isale hattıyla halkın su ihtiyacını gidermesi, ‘su gibi aziz ol’ duasını almasıdır.

 

ORHAN CAMİİ’Nİ YENİDEN…

 

Sultan II. Abdülhamit’in Dolmabahçe Sarayında bir kurban bayramı sabahında, her tarafın sarsıntıdan alt üst olduğunu gördüğünde;  ‘ihtilâl mi oluyor?, çabuk dışarıya bakın’ diye emir verdiği, ama ‘zelzele’ olduğunu görünce rahatladığı, Osmanlı başkentinin ise büyük zarar gördüğü meşhur bir ‘1894 Büyük İstanbul Depremi’ vardır ki bu deprem Adapazarı’nı da olumsuz etkilemişti. Söz konusu depremde, 1324’de Orhan Gazi’nin fetih sonrasında –sultanın emri ve ödemesiyle- inşa edilen ahşap Adapazarı Orhan Gazi Camii, büyük oranda zarar görecek, caminin tamirinden ziyade yeniden inşası gerekecektir. Adapazarı Kaymakamı Mehmet Nüzhet Bey, halkın ve devletin imkânlarını birleştirerek, 1895-96 yıllarında –sadece çok değerli ahşap tavan süslemelerini koruyarak- taş/betonarme karışımı bir Orhan Camii inşa ettirtecektir. Mimarisi de –doğal olarak – döneminin geçerli mimari yapısını yansıtacaktır.  Üzerinden 1923, 1943, 1957, 1967 ve 1999 depremleri geçtiği hâlde kendisini korumayı başaran taş/betonarme yapımı Adapazarı Orhan Gazi Camii, yüz on beş sonra da, nüfusu o güne göre on beş kat artan Adapazarı halkının ibadetine mekân olmayı sürdürecektir.

 

MEŞHUR GÜMRÜKÖNÜ; GÜMRÜK BİNASINI YAPTIRTIYOR

 

Her şehrin kültüründe önemli mekânlar vardır; Beyoğlu yahut Sultanahmet çok önemlidir İstanbul için meselâ. Adapazarı için ‘Gümrükönü’ kavramı çok önemlidir. Bu konuda bir çok deyim, atasözü bile vardır. Hatta bu yazıların üst başlığı bile ‘Gümrükönü Yazıları’dır. Kaymakam Mehmet Bey, Çark’ı ve Orhan Camii’yi tamamladıktan sonra bugün Atatürk Bulvarı diye bilinen 1958-61 yılları arasında açılan, adına ‘Resmi Daireler Kampusu’ denilebilecek binaların tesisine girişir. İlk olarak da ‘Gümrük Binası’nın inşasını başlatır. Bu bina nerededir? Orhan Camii’nin tam kıblesinde, bugün havuzun bulunduğu yere inşa edilir. Zira o yıllar başta ağaç ürünleri ve cevizden yapılan silah kabzaları, ağaç kaşık vs. olmak üzere Adapazarı’ndan yurt dışına ihracat yapılmaktadır. O yıllar Ermeni, Rum ve Yahudi tüccarların da yaşadığı bir şehirdir Adapazarı. İthalat/ihracatla ilgili gümrük işlemlerinin yapıldığı bir merkeze elbette ki ihtiyaç vardır. Bu bina yabancıların şehirden ayrıldığı Cumhuriyet döneminde ise ilçe Mal Müdürlüğü binası olarak hizmet verecektir.

 

RESMİ DAİRELER KAMPUSU GİBİ

 

Kaymakam Mehmet Nüzhet Beyin Uzunçarşı’nın güney başından Kavaklar Caddesi-Ziraat Bankası köşesine kadar bina ettirdiği resmi kurumları gözden geçirelim dilerseniz birlikte: Önce Gümrük Binası (daha sonraki adıyla Maliye Binası), sonra İdmanyurdu Parkı da denilen küçük bir bahçe, sonra altı Belediye Kıraathanesi, üstü Belediye Oteli olan güzel bir bina. Ardından 3 katlı (1923 depremine kadar tepesinde cihannüma / Taraklı’daki Fenerli Ev örneği bulunan) Adliye/Kaymakamlık binası, ardından doğuya bakan bölümü Jandarma Komutanlığı, batıya (bugünkü PTT Sokağa) bakan bölümü Hapishane olarak kullanılan resmi bina, sonrasında (AKM’nin karşısında) Belediye binası, bitişiğinde İtfaiye Binası, bugün Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Dairesi başkanlığı Binası (eski Halkevi binası) ile Ziraat Bankası arasında ise çatısı kubbeli Polis Amirliği binası. Mimarisi bir başka güzel, bir başka kişilikli, bir başka özgün. Korunabilse bugün her birisi 2şehir müzesi’ olarak kullanılabilecek binalar.

 

HÜKUMET VE GÜMRÜK CADDESİ

 

Şehir merkezinde Orhan Camii’nden Yenicamii’ye uzanan iki cadde oluşur. Orhan Camii’nin minaresinden Yenicamii’ye doğru giden caddeye Gümrük Caddesi, Uzunçarşı’nın güney başından Kavaklar caddesi başına kadar olan bölüme ise Hükümet Caddesi adı verilir. Hakikaten de Adapazarı ilçesinin bütün resmi dairelerini bu bölgede, bu güzelim binalarda toplamayı başarmıştır Adapazarı Kaymakamı Mehmet Nüzhet Bey.

II. Abdülhamit’in çatırdayan ve gün be gün meş’um sona doğru yola alan Osmanlı devletini, siyasi dehasıyla ‘geciktirme’ çabalarının sürdüğü, ekonomik ve sosyal krizlerin hiç eksik olmadığı, Kafkas ve Balkanlardan göç ve iskanların artarak devam ettiği o zor günlerde; Mehmet Nüzhet Bey, yedi yıl dokuz aylık Adapazarı Kaymakamlığı dönemine, Çark Mesire’deki Çark’ı, Orhan Camii’yi ve şehrin kalbi durumundaki resmi daireleri yapmayı başarmıştır.

 

ÜSTÜN HİZMETLERİ NEDENİYLE VALİ VE PAŞALIĞA YÜKSELTİLİYOR

 

Mehmet Nüzhet Bey, yedi yıl dokuz aylık kaymakamlık görevi süresince, ‘emval-i emiriyye ve hukuk-ı şahsiye’den zimmet ve ilişiği’ olmayan  (devlet malları ve şahsi menfaatleri bakımından hiçbir zaman bir kovuşturma yaşamadığı’ gibi, ‘kendi akranına (aynı kategorideki ilçelerde görev yapan diğer kaymakamlara) üstünlük göstermeye muvaffak olduğu’, ‘mahalli inzibat ve asayişin temini, maarifin neşri ve yayılması, ilerlemesi, beldenin şeref ve bayındırlığının ilerlemesi, devlet ve belediye gelirlerinin artması, eşkıya takibi, bazı hayır mekânlarının ve binalarının inşası’ hususlarında başarıları ve güzel hizmetleri  İzmid Sancağı İdare Meclisinin 10 Mart 1315 (1899 yılı) tarihli mazbatasıyla onaylanmıştı. Mehmet Nüzhet Beye, söz konusu başarılı ve güzel hizmetleri nedeniyle; Padişah buyruğu ile ‘Mabeyn-i Hümayun Başkitabeti’nden varid olan (çıkartılan) irade-i hususiyeyle (özel bir kararla) İzmid Sancağı Mutasarrıflığına 12 Mart 1899 tarihli yazıyla görevlendirilecek ve ‘paşa’ rütbesine yükseltilecektir.

 

RUMELİ BEYLERBEYİ PÂYESİ VERİLİYOR

 

İzmit Sancağı Mutasarrıflığı’nda (bugünkü Kocaeli, Sakarya ve Yalova illerini kapsayan büyük bir ilin valiliğinde) başarılarıyla dikkat çeken Mehmet Nüzhet Paşa, ‘erbab-ı rü’yet ve gayretinden’ dolayı II.Abdülhamit’in takdirine lâyık olarak 30 Mart 1900 tarihinde terfian ‘Rumeli Beylerbeyi’ payesi ile ödüllendirilecektir. Ancak Paşa İzmit’in havası ile imtizaç edemediğinden (uyum sağlayamadığından) yerinin değiştirilmesi istidası (dilekçesi) verecek; 16 Nisan 1900 tarihinde ‘becayiş yoluyla’ Diyarbakır Vilayeti Mardin Sancağı Mutasarrıflığına tayin olunacaktır. Paşa Mardin’den sonra İçel, Karasi (Balıkesir) ve bolu Mutasarrıflıkları görevlerini üstlenecek, buralarda da başta camiler, akaret (gelir) olarak çarşılar ve dükkânlar, kaldırımlar, kabristanlıklar yaptırtacak; gittiği her yerde inas (kız) ve erkek mektepleri açıp eğitimin hizmetine sokacak, malûller ve garipler için barınaklar ve hastaneler yaptırtacaktır.

 

BÖLGEMİZE ON ÜÇ YIL ALTI AY HİZMET

 

Mehmet Nüzhet Paşa’nın bölgemizdeki hizmetleri, Kaymakamlık ve Mutasarrıflık (bir tür valilik) görev yerleri ve süreleri şöyledir:

1. Kandıra Kaymakamı                   İki yıl bir ay,

2. Adapazarı Kaymakamı                              Yedi yıl dokuz ay,

3. İzmit Mutasarrıfı (ilk)                   Bir yıl bir ay,

4. İzmit Mutasarrıfı (ikinci)             İki yıl yedi ay

-----------------------------------------------------------

Görev süresi toplamı                         On üç yıl altı ay

 

ADAPAZARI’NI ADAPAZARI YAPAN KAYMAKAM

 

Sonuç olarak; Adapazarı’na ilçe olduğu 1837 senesinden bu yana onlarca sayıda kaymakam, il olduğu 01 Aralık 1954’ten bu yana da yirmi iki vali gelip geçmiştir. Elbette ki tüm görev yapan kaymakamlar ve valiler, imkânlar ve ihtiyaçlar ölçüsünde olumlu hizmetler vermeye gayret etmişler ve edeceklerdir.

Bunarlın arasında Mehmet Nüzhet Paşa’nın – döneminin ahval ve şeraitine (şartlarına) göre – himmet, hizmet ve başarıları apayrı bir yer tutmaktadır. Özetle, Tırnovalı (bugün Bulgaristan’ın kuzey batı bölgesinde bir şehir)  Mehmet Nüzhet Paşa için ‘Adapazarı’nı şehir yapan, Adapazarı’nı Adapazarı yapan kaymakam’ dense yeridir.

Mehmet Nüzhet Paşa gibi nice himmet ve hizmet ehli yöneticilerimizin ilimizden eksik olmaması dileklerimizle dirayet ve ehliyetli Adapazarı Kaymakamı Mehmet Nüzhet Paşa’ya Allah’tan gani gani rahmet diliyoruz.

 

 

 

---

1) Prof.Dr.Atilla Çetin, Adapazarlı bir babanın ve Kandıralı bir annenin çocuğu olarak 1942 yılında Beykoz’da doğdu, İstanbul Üniversitesi’nde Tarih Doktoru, Yakınçağ Tarihi Doçenti ve Profesörü oldu. 1997’den 2009 tarihine kadar Sakarya Üniversitesi’nde profesör olarak görev yaptı. İzmit ve Sakarya tarihi üzerine çalışmalarıyla tanındı.emeklilik sonrası çalışmalarını İzmit’te sürdürüyor.

2) Prof.Dr.Atilla Çetin, Kocaeli-Sakarya Tarihinden, Yayıncı Yayınları, Kocaeli-2004, s.194-198,

3) Semih Saner’le 5.9.2011 tarihinde AKM bahçesinde yaptığımız söyleşide anlattıklarından,

 

 

 

cark1 

Adapazarı Kaymakamı Mehmet Nüzhet Paşa’nın Almanlara 1892’de kurdurttuğu Çark.

(Foto: Sarkis D. Athanassian, SBB Arşivi)

 

cark2

1894 İstanbul Depremi’nde büyük zarar görmesi üzerine Adapazarı Kaymakamı Mehmet Nüzhet Paşa’nın

Halkın da destekleriyle betonarme 1896’da inşa ettirttiği Adapazarı Orhan Gazi Camii.

(Foto: Sarkis D. Athanassian, SBB Arşivi)

 

cark3

Adapazarı Kaymakamı Mehmet Nüzhet Beyin bugünkü Atatürk Bulvarının bulunduğu alana

inşa ettirttiği resmi daireler (sağdan): Belediye Kıraathanesi ve oteli, Adliye ve Kaymakamlık binası,

Jandarma Kumandanlığı ve Hapishane, Adapazarı Belediye binası ve Polis Amirliği binaları.

(Foto: Sarkis D. Athanassian, SBB Arşivi)

 

cark4

Adapazarı Atatürk Bulvarı’nda Mehmet Nüzhet Paşa’nın yaptırttığı resmi binaların

1940’lı yıllardaki görünümü. (Altan Balcıoğlu Arşivi)

 

cark5

 

Gümrükönü’nde (bugün Atatürk Bulvarı’nın kuzey başındaki havuzun olduğu yerde)

Mehmet Nüzhet Paşa’nın inşa ettirttiği meşhur Gümrük Binası-1950 (Yahya Razi Tunalı Arşivi)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.