06 Mayıs 2024
  • İstanbul15°C
  • Ankara16°C

ADAPAZARI'NIN MADDESİNİ TANIMAKTAN ÖTE

D. Mehmet DOĞAN

05 Mayıs 2023 Cuma 14:49

 

TYB Şubeler Buluşması münasebetiyle Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüceyi ziyaret ve teşekkür beratı takdimi: Fahri Tuna, D. Mehmet Doğan, Ekrem Yüce, Musa Kâzım Arıcan ve Bekir Soysal

TYB Şubeler buluşması, ikinci defa Adapazarı’nda yapılıyor. İlkinin üzerinden 12 yıl geçmiş. O ilk buluşmada, merkezden güneye doğru gidip Taraklı’ya varmıştık. Taraklı eski Ankara-İstanbul yolunda mühim bir menzil. Kendine has kültürü, mimarisi olan köklü bir kasaba. Taraklı’yı tanırken, “yalaza”sı ile de hemhal olduk. Yalaza, şaka kastıyla gerçekmiş gibi anlatılan ciddi havası verilmiş hikâye. Karşınızdakini ne kadar inandırıyorsanız, o kadar iyi yalazacısınız!

Şehri tanımak, ekseriya onun maddesini tanımak şeklinde anlaşılıyor.  Rehberler bize şehrin tarihî yapılarını, mimarisini, tabii varlıklarını anlatıyor. Müzelerini gezdiriyor. Hayatı ıskalayan bu tanımadan hafızamızda bazı izler kalıyor. Fakat asıl tanıma, insanını, yaşayışını, kültürünü tanıma şeklinde olmalıdır.

Fahri Tuna-D. Mehmet Doğan, TYB Şubeler buluşması hatırası!

TYB Sakarya Şubesi başkanı Fahri Tuna tam bir şehir tanıma-tanıtma ustası…Gezdiği, gördüğü şehirleri yazmayı da ihmal etmiyor. Fakat Adapazarı’nı yazmak-yaşamakla bütünleşen bir süreklilik taşıyor. Bize şehrin maddesini anlattığı-tanıttığı gibi, manasını, ruhunu da anlamamızın yolunu açıyor. Şehrin karakteristik şahsiyetlerini, müziğini, raksını, alışkanlıklarını anlamamızı sağlayacak bir yol takip ediyor.

Bu defa da öyle oldu…

Gündüz edebiyata, sanata müteallik memleket meselelerini konuşurken, bizi akşam başka bir atmosfere sokuyor Fahri Tuna. Şehrin hayatına karışmış, tanınmış, halkça benimsenmiş bir isim, Orhan Camii Emekli Müezzini Hafız Hasan Çolak’la tanışıyoruz. Hoca’yı dinlerken onun hayatıyla birlikte, şehrin yaşayışı hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Yalazalarındaki inceliği, tesir derecesini fark ediyoruz. Hatta onun yalazasını uyarılara rağmen hakikat sananlar çıkıyor.

Hafız Hasan Çolak, memleketin günlük hayatının dinî rengini hissettiriyor, bu arada edebiyat ve müzik bilgisini ortaya koyuyor ve Yahya Kemal’in meşhur “Dönülmez akşamın ufkundayız” diye başlıyan “Rindlerin akşamı”nın Münir Nureddin tarafından yapılan bestesini ilerlemiş yaşına rağmen büyük bir hassasiyetle seslendiriyor…

Zamane hafızlarında da böyle marifetler var mıdır?

Şehirleri tanımak için mûsıkisi, türküleri benim için esaslı bir ölçüdür. Adapazarı denilince hemen “Ada yolu kestane” türküsü hatırıma geliyor. Fakat türkünün ya Bolu’ya ya da Düzce’ye ait olduğuna dair kayıtlara rastlıyorum. Sonunda Düzce’de karar kılıyorum. Bir tarafta Adapazarı öte yanda Bolu!

Ada yolu yamandır
Bolu dağı dumandır

Türkü sahibi olmak güzel, türkü konusu olmak ayrı güzel!

Adapazarı’ndan derlendiği kaydedilen türküleri dinliyorum. Kâh Anadolu havaları kulağıma çalınıyor, kâh Rumeli türkülerinin edası hissediliyor.

O akşam sahnede müzikle birlikte halk oyunu da var. Emekli öğretmen Ahmet İşsever arkadaşlarıyla halk oyunlarından örnekler sunuyor. Aynı zamanda Taraklı Ağzı kitabı hazırlamış olan Ahmet İşsever mûsıkimize has çeyrek seslerin modern müzik cihazlarının tesiri ile kaybolduğunu, genç nesillerin bu yüzden zengin mûsıkimizi hakkıyla anlayamadığını söylüyor…

Ertesi Sabah, şubeler buluşması için Kaynarca’nın yolunu tutuyoruz. Orada yüzlerce yıllık ahşap bir mekânda, Şeyh Muslihiddin Camisinde, edebiyatımızın, sanatımızın muhasebesini yapacağız.

Kaynarca ilçe merkezinde belediye başkanını ziyaret için otobüsten indiğimizde bir sürprizle karşılanıyoruz. Davul zurna karşılama havaları çalıyor! Kulaklarımızın pasını silme zamanı!

Kaynarca Belediye Başkanı Murat Kefli ziyareti böylece zihnimize kazınıyor. 

Büyük Kaynarca Köyü’ne giderken işte bir böyle bir atmosferden geçiyoruz. Bir tarafta ormanlık alanlar, diğer tarafta tarlalar. Nihayet Şeyh Muslihiddin Camii minaresi ve nihayet cami görüş alanımıza giriyor. Moloz taş duvar ile çevrelenmiş, geniş bir hazire içinde ahşap cami uhrevî bir hava meydana getiriyor. Ahşabın ömrünün insan ömründen uzun olabileceğine böylece şahid oluyoruz.

Cami, rivayete göre, Fatih Sultan Mehmet Han’ın mimarlarından Şeyh Müslihiddin adına yapılmış. Mimar Muslihiddin’in buraya mensubiyeti hakkında bir bilgiye sahip değiliz. Daha sonra yenilenmiş, nihayet nadir bir ahşap örnek eser olarak yakın zamanda ihya edilmiş, buna teknik olarak “restorasyon” deniliyor. Caminin hemen arkasında dere kenarında yeni bir cami yapılmış ve daha çok o camii kullanılıyormuş. Camiin bahçesindeki selvinin yaşı 500 olarak tahmin ediliyor.

Cami merkezli bir medeniyetin varisleri olarak dilimiz, edebiyatımız ve sanatımızı böyle bir mekânda konuşmanın hoşluğu anlatılamaz. Erzurum’dan İstanbul’a, Giresun’dan Şanlıurfa’ya Türkiye Yazarlar Birliği şubelerinden gelen yazarlar, edebiyat ve sanat adamları, bu asırlık camide maneviyatımızın bir parçası olan konuları konuşuyorlar.

Şeyh Muslihidden Camii’nde Türkiye Yazarlar Birliği Şubeler buluşması!

            Şeyh Muslihiddin camii bahçesinde

            Adapazarı sofrasında

Sakarya Şehitliğinde

            Bir belediye tesisi: “Topraksız tarımla 8 çeşit domates üretiliyor

Fahri Tuna’nın Adapazarı’nı tanıtma programı insanına dokunma şeklinde sürüyor. Bizi “Bir güzel abi; Hakkı Yıldırım”la tanıştırıyor. İki katlı, bahçeli bir evin önünde duruyoruz.

Fahri Tuna ve Hakkı Yıldırım yarım asırlık iki dost...Birbirleri ile ilgili hatıraları, hikâyeleri var. Nasreddin Hoca’dan Karagöz-Hacivat’a, oradan orta oyunu karakterleri Kavuklu ve Pişekar’a geçiyoruz. Gülmek mecburi, düşünmek serbest!

Hakkı baba, oğlunu evlendirmek istiyor, gelin adayı bulmadan düğün salonu tutuyor. Mekân ayarlanınca, gelin de gelir elbette! İki katlı binasına üçüncü kat yapmak niyetiyle önce balkonunu yapıyor. Daha neler neler!

Şöyle düşünmeden edemiyorum: “Zaman zaman devlet erkânını, mahalli yöneticileri ziyaret ediyoruz. Ziyaretin makbul olanlarından biri de şehirlerde, ilçelerde, köylerde işte böyle insanımızın karakterini ortaya çıkaran şahısları ziyaret olmalı.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.