- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
05 Kasım 2025- İstanbul17°C▼
- Ankara21°C
- İzmir23°C
- Konya21°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa29°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep24°C
ADEM ÇAYLAK'TAN: DİNDARLAR MÜSLÜMAN MI?
Dindarlaştıkça Müslümanlıktan yani tevhid, ahlak ve adaletten uzaklaştıran bir “din” anlayış ve uygulaması cari ise ortada bir sorun var demektir.

Dindarlaştıkça Müslümanlıktan yani tevhid, ahlak ve adaletten uzaklaştıran bir “din” anlayış ve uygulaması cari ise ortada bir sorun var demektir. Güç, iktidar, mezhep, kabile, çıkar, hurafe, ritüel, tarih, toplum, tabiat ve benlik gibi zindanların esiri olan dindarların çoğunluğu, her geçen gün istikamet, doğru davranış ve onurlu duruştan uzak bir dini tutumun pençesinde kıvranıyorsa, bugüne kadar “ataları üzerinde bulduğumuz din anlayışı” ile hesaplaşmanın zamanı geldiğinin vaktidir. Din, “din adamları” ve “dindarlara” bırakılmayacak kadar varoluşsal bir hakikat ise, her geçen gün “dindarları” kirleten “din anlayış ve uygulaması” ile yüzleşmek, bunu birileri yapmadığı sürece, farz-ı ayn mertebesine yükselmiştir.
Öte yandan mevcut dindarlığı eleştirmek için kullanılan aparatlar da, dindarlığı Müslümanlıkla buluşturmaktan uzak çözümlemeler içermektedir. Dine ilişkin pozitivist ve mekanik modern bakış açısının geldiği nokta, “Sızıntıcı sekülerlik” merceğinde dindarlığı dar ağacında asmaktadır. Seküler formda eritilen mana, şekilci dindarlığın vicdanını rahatlatma işlevi görmektedir. 19 mucizesi, Kur’an’ın şifreleri, Sızıntıcılık v.s. çalışmalarla Kur’an harflerinin ebced hesabı üzerinden İslam’ın doğruluğunu kanıtlama çabası ve dini kaideleri genel geçer bilimsel teorilerle açıklama gayreti dini hükümlerin zamanla çöpleştirilmesi tehlikesini doğuracaktır. Bilimle kavga eden bir Kur’an söz konusu olmadığı gibi, fizik kitabı gibi kullanılabilecek bir Kur’an da yoktur. Bu nedenle agnostik sapkınları dine davet etmek adına şifreci yöntemlerin kullanılması belki dindarlığı artırır ama Müslümanlığı öldürür.
Dolayısıyla insanların tatbik ettikleri dindarlığı eleştiren kesimlerin alternatif din önerilerini İslam olarak kabul etmek mümkün değildir. Hıristiyanlıktaki reform hareketinden, Selefiliğin bid’at ve hurafe eleştirilerinden, Batı’da ortaya çıkan pozitivizm ve rasyonalizm gibi seküler akımlardan, 19. yüzyılın sonundaki İslamcı komplekslerden etkilenerek dini yaşam eleştirisi yapmak, birçok açıdan ciddi çözümlemeleri beraberinde getirmektedir. Fakat eleştirilen dini yaşamın yerine öneri olarak ortaya konan kuramın cevabı İslami olmaktan öte dini bile değildir.
Bununla birlikte, Türkiye’de hurafe ve bidatlerle dolu ve Kur’an ahkamından uzak olacak biçimde sünnet diye yutturulan “gelenek dini”nin savunuculuğunu yapanları eleştiren yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğu bir gerçektir. Siyasi, sosyal, eril ve ekonomik çıkarlar adına, muradullah ve illet-i gai ile hiçbir ilgisi olmayan ve “hadis” adı altında uydurulan “eskilerin masalları”, ciddi toplumsal karşılığı olan bir hoca efendinin ağzından, Hz. Aişe’ye atfedilen bir rivayetle Rasulullah’ın dışkısının miskuamber koktuğu, kovada biriktirdiği idrarını içen cariyesinin ise şifa bulduğuna ilişkin vaazlara konu olmaktaysa, elbette artan dindarlık Müslümanlığı kirletmeye devam edecektir. Rasullah’ın sakallarının camilerde halka açılarak ibadet edercesine öpülüp koklanması ve biyolojik bir kıl parçasına “kıl-ü şerif” denilerek hürmet gösterilmesi gibi hadiseler, ne Kur’an’ın ruhu ne de peygamberi bakış ile uyuşmayan şirk benzeri davranışlardır. Kur’an’ın birçok yerinde Rasulullah’ın bir beşer olduğu, Hıristiyanların Hz. İsa’ya ve Yahudilerin Hz. Üzeyir’e ilahlık atfederek sapkınlardan olduğuna ilişkin hükümlere rağmen, Rasulullah’ın biyolojik atıklarını kutsallaştırmaya dönük hurafe ve palavraları İslam diye vaaz etmek düpedüz sapkınlıktır.
Yazının devamı için: http://www.milatgazetesi.com/DINDARLAR-MUSLUMAN-MI/49602#.UpMQ99JbmSo
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.