06 Kasım 2025
  • İstanbul17°C
  • Ankara15°C
  • İzmir18°C
  • Konya17°C
  • Sakarya16°C
  • Şanlıurfa25°C
  • Trabzon16°C
  • Gaziantep21°C

ADNAN ÖKSÜZ'DEN: 1 MAYIS OLAYLARININ GİZEMİ

11 Eylül 1973’te Şili’de Pinochet darbe yaptı.20 Temmuz 1974, Türkiye’nin Kıbrıs’a çıkarma yapması. Nisan 1975, Kızıl Kmerler Kamboçya’da iktidara geldi. 30 Nisan 1975’te Vietnam’da sosyalistler iktidarı ele aldı.

Adnan Öksüz'den: 1 Mayıs Olaylarının Gizemi


12 Eylül 1980 darbesi.
***
Bugün 1 Mayıs 2013, Çarşamba.
Sahi bundan 36 yıl önce ne oldu?
1 Mayıs 1977’de İşçi Bayramı’nı kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul`a gelen yaklaşık 500 bin kişi DİSK`in organizasyonuyla Taksim Meydanı’nı doldurdu.
Katılımın yüksek olması sebebiyle kortejlerin alana girmesi uzun sürdü, miting de uzadı. 
Akşama doğru, saat 19.00 civarında dönemin DİSK Başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde etraftan aniden silah sesleri duyulmaya başlandı.
Mermiler yağmur gibi yağıyordu…
Sular İdaresi binasının üstünden ve meydandaki otelin çeşitli katlarından açılan ateş sonucu alandakiler panik halde kaçmaya başladı.
Kısa bir süre içinde Etap Marmara Oteli’nin de (Bugün The Marmara Oteli) üst katlarından ateş açıldı.
28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak hayatını kaybetti. 
Sular İdaresi’nin çatısından ve otel odalarından ateş açanlar bulunamadı. 
Olayın, Kontrgerilla tarafından askeri darbe hazırlığı olarak yapıldığı MİT tarafından Başbakan Süleyman Demirel’e rapor edilince ve 29 Mayıs 1977’de muhalefet lideri Bülent Ecevit’e İzmir Havameydanı’nda suikast düzenlenince, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı 1 Haziran 1977’de derhal re’sen emekliye sevk edildi. 
Ergenekon, Balyoz gibi derin yapılanmaların üzerine gidildiği bir dönemde, 1 Mayıs olaylarının gizemi ve de esrarı aradan geçen bunca zaman geçmesine karşın hâlâ çözül(e)medi.
Murat Ülker’den beklenen jest!
17 Nisan 2013 tarihli yazımda İstanbul’un tam göbeğinde bir ilköğretim okulundaki bir skandalı yazdım. 

Skandal şu: İlkokul 1. Sınıf öğrencisi N.L.İ. arkadaşları ile okul bahçesinde koştururken bir anda dolu çöp konteynerinin altında kaldı. 
Esasen çöp konteynerinin duvara ya da bir başka yere sabitlenmesi gerekirken bunun yapılmaması faciaya yol açmıştı. 
Küçük N.L.İ. çöp konteynerinin altında dakikalarca kaldıktan sonra ağır yaralı bir şekilde hastaneye kaldırıldı. 
Günlerce uyandırılamadı. 
Yazımdan sonra başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, İstanbul Valiliği ve Şişli Kaymakamlığı harekete geçti. 
Okul yetkilileri hakkında adli soruşturma başlatılırken Milli Eğitim Bakanlığı da bir müfettiş görevlendirdi. 
Öğrencinin hastane masrafları ve diğer ihtiyaçları Şişli Kaymakamlığı’nca karşılandı.
***
Peki, sonra ne oldu?
Küçük N.L.İ. günler sonra uyandı. 
Durumu biraz daha iyi…
Şimdi…
Burada küçük bir ayrıntı…
N.L.İ’nin uyandırılırken başında bulunan bir kişiden dinledim; 
Minik öğrenci uyandırılır uyandırılmaz ne istedi, dersiniz?
Çikolata…
Hem de isim vererek;
Ülker ‘Albeni’…
Buradan Murat Ülker’e seslenmek istiyorum: 
‘Murat bey, bir jest yapsanız, küçük N.L.İ.’ye bir mütevazı sepet gönderseniz, ürünlerinizden müteşekkil. Öyle bir sevaba girersiniz ki… Okul ve öğrencinin ismi, Milli Eğitim Bakanlığı, İstanbul Valiliği ve İstanbul Milli Eğitim’de mevcut. Arayan olursa ben de söyleyebilirim. Şimdiden teşekkürler…
Beyoğlu Müftüsü Recai Albayrak’ın anlattıkları
Karaköy’deki Arap Camii’nin imamı yok.  

Karaköy esnafına atıfla, “Beyoğlu Müftüsü’nün bu atamayı farklı sâiklerle engellediğini” yazmıştım.
Beyoğlu Müftüsü Recai Albayrak aradı. 
Özetle şunları anlattı: 
“Karaköy’deki Arap Camii’ne imam ataması bugüne kadar yapılamadı. Doğru. Ama bu atamanın yapılamamasının nedeni oradaki müezzinin benim hemşehrim olması ya da o bölgedeki rant değil. Asla hemşerici biri değilim. Hemşericilik yapanın Allah belasını versin.  Ayrıca o bölgede nasıl bir rant varmış onu da anlamadım. Arap Camii önemli bir bölgede. Böylesi önemli bir camide istiyoruz ki kaliteli arkadaşlar görev alsın. Bu konuda seçici olduğum doğru.  
Ama buradaki temel problem Arap Camii’nin lojmanı. Lojmanı küçük ve şartları müsait değil. Aileye de pek uygun değil. O sebeple kaliteli imam arkadaşlar buraya atanmak istemiyor. 
Mesela Dolmabahçe Camii’nin de lojman problemi var. İstiklal Caddesi’ndeki Ağa Camii’nin de imamı yok. Ben adam gibi Müftülük yapmak istiyorum. Rant ne demek! Beni tanıyanlar bilir. İstanbul Müftülüğü de, Diyanet de, Beyoğlu da beni çok iyi tanır, bilir. Mesela, geçen ay yapılan sınavda Arap Camii’ne hiç talep olmadı. Kaldı ki bu sınavlar artık İl Müftülüğü’nde yapılıyor. Dolayısı ile Arap Camii’ne yapılacak atamada etkili bir yetkili de değilim. Komisyon Başkanı başkası.”
Yorum sizin.
NOT: Bugün 1 Mayıs 2013 Çarşamba… İktidar ve TBMM’de grubu bulunan partiler, 2012 yılında yeni ve sivil anayasa vaadini yerine getiremedi. Sınıfta kaldı. Umutlar bu yıla sarktı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “En önemli işimiz yeni Anayasa’yı bu Meclis’ten çıkarmak. Bu işi artık savsaklamayın” dedi, iktidara ve muhalefete çağrı yaptı. Ama bu çağrıyı duyan da yok, sanki. Dubakalin’olacak? Takipçisiyiz…
01.05.2013 Milli Gazete
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.