- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
06 Kasım 2025- İstanbul19°C▼
- Ankara16°C
- İzmir20°C
- Konya18°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa25°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep24°C
ADNAN ÖKSÜZ'DEN: GEZİ PARKI GÖSTERİCİLERİNİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
* Her ne kadar yurdun ve dünyanın farklı noktalarında Gezi Parkı protestoları yapılıyor olsa da hareketin merkezi İstanbul.

* Bu tür çalışmalarda genellikle, gazeteler, köşe yazarları, tv’ler ziyaret edilir ve çalışmalara ilişkin bilgiler verilir, yardım talep edilir. Oysa Gezi Parkı göstericileri bunun yerine sosyal medyayı, özellikle twitter ve facebooku aktif olarak kullanıyor.
* Gezi Parkı göstericilerinin ortak özelliklerinden biri de kamuoyunda bilinen, tanınan, popüler isimlerin çocuklarını da saflarına katmış olmaları.
* Gezi Parkı göstericileri bilhassa liseli gençliği hedef almış durumda. Göstericiler, liseli gençlerin heyecanının, sınırsız gücünün farkında ve bu gücü kendi emellerine kanalize etme çabasında.
* Toplumda sevilen, sempati duyulan kesim ve tarafları arkalarına almak için büyük bir gayretin içinde Gezi Parkı göstericileri. Nasıl mı? Beşiktaş (Çarşı Gurubu) ve Fenerbahçe taraftarlarının bu protestolarda ön saflarda yer almaları dikkat çekici.
* Gezi Parkı göstericilerinde “mağduriyet” algısı hep ön planda. Kimi “Balyoz”dan, kimi “Ergenekon”dan, kimi, “köprü isminden”, kimi “Cem Evi’nden”, kimi “işsizlikten”, kimi “iktidara gelememekten” müşteki. Tüm bu mağduriyetlerden hıncını almak için de bu gösterileri bulunmaz bir nimet olarak görüyor.
* Hemen her sol eylemde olduğu gibi Gezi Parkı gösterilerinde de genç kızlar ön saflarda.
* Gezi Parkı göstericilerine Amerika, Almanya, İngiltere, Norveç gibi ülkeler büyük ilgi gösteriyor.
* CNN International, BBC, Reuters gibi uluslararası TV ve ajanslar gösterilerin “itici” güçleri.
* Gezi Parkı göstericilerinin bir ortak özelliği de yalan ve provokatif haber ve fotoğraflarla gündem meydana getirmesi, bu yalan ve provokatif fotoğrafların kamuoyu tarafından bilinen kişilerce sosyal medyada paylaşılması.
* Göstericilerin bir ortak özelliği de çok fazla ekrana çıkmamaları. Mesela, “önder” konumunda olan gençleri TV ekranlarında bugüne kadar göremedik.
Geceyarısı tencere tava çalanların eylemi yasal değil…
Gezi Parkı protestoları kapsamında akşam-gece belli saatlerde apartmanlarda tencere tava çalınıyor.
Önce bir hatırlatmada bulunmak istiyorum;
Kabahatler Kanunu diye bir kanun var bu memlekette.
Kabahatler Kanunu’nda çeşitli kabahatler belirtilmiştir. Bunlardan apartman ve çevresinde uygulanabilecek hükümlere göre;
- Sarhoş olarak başkalarının huzur ve rahatını bozacak şekilde davranışlarda bulunanlara,
- Başkalarının huzur ve rahatını bozacak şekilde gürültüye neden olanlara,
- Mal veya hizmet satmak için başkalarını rahatsız edenlere, idari para cezası verilir.
Söz konusu idari para cezası, kolluk veya zabıta görevlileri (ilgili maddede hangisi belirtilmişse) tarafından uygulanacaktır.
Şunu sormak istiyorum;
Tamam, tencere tava çalınan apartmanlarda, göstericilerin agresifliğinden dolayı, rahatsız olanlar şimdilik seslerini çıkar(a)mıyor…
Ama kanunda adı geçen kolluk veya zabıta görevlileri nerede?
Apartmanlarda rahatsızlık verenlere neden müdahale edilmiyor?
Bugünlerde, gece saat 21.00 dolaylarında bu kolluk ve zabıta güçlerini Şişli’ye davet ediyorum.
Gelsinler, görsünler…
Seçmeli otobüs neden yok?
Yıllardır dile getirilen haklı bir talep; kadınlara özel toplu taşım araçları neden hizmete girmiyor, bir türlü?
Mustafa Bodur diyor ki;
“Muhterem Efendim... Belediyelerin toplu taşıma araçlarında erkeklerle yapışık giden milyonlarca annenin feryadıdır talebim. Seçmeli Din Dersi olur da, seçmeli Dil Dersi olur da niçin seçmeli toplu taşıma araçları olmasın. Bu uygulama annelerimize, kadınlarımıza altın değerinde mükâfat olacaktır. İsteyen kadın karışık toplu taşıma araçlarına biner, isteyen kadın da sadece kadınların tercih ettiği araçlara biner. Bu bir haktır, ana sütü kadar helal bir taleptir.
Kanuni Sultan’ın huzuruna yaşlı bir anne gelir. “İneğim kayboldu bulun” der. Sultan ineği aratır, buldurur, yaşlı anneye teslim eder. Sultan, anneye, “ahırın kapısını iyi kapatıp kilitleseydin ineğin kaybolmazdı” der. Yaşlı anne Sultan Süleyman’a döner ve hitaben der ki, “Sultanım biz sizi uyanık bilirdik de o yüzden rahat uyurduk.” Bir annenin sorununu çözen o ruh, bugün milyonlarca annenin haklı talebini hayli hayli çözer…
NOT: Bugün 19 Haziran 2013, Çarşamba... İktidar ve TBMM’de grubu bulunan partiler, 2012 yılında yeni ve sivil anayasa vaadini yerine getiremedi. Sınıfta kaldı. Umutlar bu yıla sarktı. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda herkes ayrı telden çalıyor. Temmuz 2013’e kadar umutsuz son bir maraton daha başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bile, “Görülüyor ki, yeni Anayasa olmayacak!” dedi. Dubakalin’olacak? Takipteyiz…
19.06.2013 Milli Gazete
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.