09 Kasım 2025
  • İstanbul21°C
  • Ankara21°C
  • İzmir23°C
  • Konya19°C
  • Sakarya24°C
  • Şanlıurfa27°C
  • Trabzon18°C
  • Gaziantep25°C

AHMET B. ERCİLASUN'DAN: KÖKTÜRK HARFLERİ İSTANBUL’DA

Türklerin kullandığı ilk alfabe Köktürk alfabesidir. Bu yazı Batı’da Runik olarak adlandırılır. Son zamanlarda oyma yazı da denilmektedir.

Ahmet B. Ercilasun'dan: Köktürk harfleri İstanbul’da

Hüseyin Namık Orkun’un Türk Dil Kurumu’nca 1940’ta neşredilen Eski Türk Yazıtları III adlı eserinde Sekel yazılı belgeler hakkında  geniş bilgi bulunmaktadır. Orkun’un verdiği bilgilere göre bu yazıtlardan biri de 1515’te yazılan  İstanbul Yazıtı’dır.
Köktürk (Sekel) harfli Macarca yazıtta şöyle yazmaktadır: “1515 senesinde bunu yazdılar. Kral Laslo’nun beş sefirini burada beklettiler. Bilayi Barlabaş iki sene burada idi... Kedeyi Sekel Tamaş bunu yazdı. Hükümdar Selim Beğ buraya yüz at ile koydu.”
Anlaşıldığına göre yazıtın yazıcısı, Macar kralı Laslo’nun İstanbul’a gönderdiği Bilayi Barlabaş başkanlığındaki elçilik heyetinden Kedeyi Sekel Tamaş’tır. Gerçekten de böyle bir elçilik heyeti, Çemberlitaş’ın karşısındaki Elçi Hanı’nda Yavuz Sultan Selim tarafından 5-6 yıl bekletilmiştir.
Elçi Hanı 1865’teki bir yangın sırasında yandığı için Sekel yazılı taş bugün yoktur. Taş ve üzerindeki yazıyla ilgili bilgi, seyyah Dernschwam’ın Macaristan maden ocaklarıyla ilgili bir muhtırasından bugüne intikal etmiştir. Dernschwam, Avusturya elçisi Busbecq’in elçilik heyetiyle Kanuni zamanında İstanbul’a gelmiş, Çemberlitaş karşısında bulunan aynı handa konaklamış ve Sekel Tamaş’ın taş üzerindeki yazıtını kopya etmiştir. Bu sayede, yazılı taş kaybolduğu hâlde üzerindeki yazı bugüne kadar gelebilmiş ve Alman Türkolog Babinger tarafından da 1910’larda bilim dünyasına tanıtılmıştır.
Macarca için kullanılmış olsa da Köktürk harflerinin  1515-1865 yılları arasında tam 350 yıl İstanbul’daki bir taş üzerinde yazılı bulunması çok ilgi çekici bir vakıadır. O tarihlerde Köktürk yazısının henüz çözülmediğini de hatırlayalım. Köktürk yazılı metinler ilk olarak 1720’lerin başında Yenisey boylarında bulunmuş ve 170 küsur yıl boyunca okunamamıştı. Ancak 1889’da Köl Tigin ve Bilge Kağan anıtlarının bulunmasıyla 1893 sonunda yazı çözülebilmiş ve okunabilmiştir.
Çemberlitaşın karşısında bugün çeşitli binalar bulunmaktadır. Ancak Çemberlitaş’ın etrafında büyükçe bir boşluk da vardır. Bence 1865’teki yangında yok olan Köktürk (Sekel) yazılı taşın, üzerindeki yazılarla birlikte hazırlanmış bir kopyası, bu alandaki bir yere konulabilir ve yanındaki bir levhaya da konuyla ilgili bilgi yazılabilir. Böyle bir küçük anıt hem Köktürk yazısının 350 yıllık İstanbul yolculuğunu hem de Macar ve Sekel kardeşlerimizin İstanbul macerasını bize hatırlatacaktır.

30.11.2011 Yeni Çağ

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.