- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
AHMET DOĞAN İLBEY: MODERN İNSANIN SÖZÜ KIYL Ü KÂL’DİR
Sözü mâna, hikmet ve îcaz’a büründürmüş bir medeniyetin ahfadıydız. İslâm medeniyetinde söz yüceydi, hatırlıydı, muteberdi… Medeniyetimizi “redd-i miras eden” zihniyet itibardan düşürdü, söz geleneğimizi modern seküler dille yok etmeye çalıştı.
03 Temmuz 2017 Pazartesi 09:49
Her şeyi dere tepe dümdüz konuşan modern zaman insanı, “Bütün pişmanlıklarım söylediğim sözlerden oldu, söylemediğimden hiç pişman olmadım” diyen irfan sahibi ecdadın nasihatinden bihaber.
Mukaddeslerin emrinde olan bedii sözü ayağa düşürmek ve ruhsuz kelime yığınına çevirmek modern anlayışın yaydığı bir hastalık. Sözü kavl-i sui (kötü söz) ve kavl-i münkere (çirkin söz) dönüştüren bu güruh, sözü daha da çoğaltarak ve anlamsızlaştırarak çok konuşmayı “endüstri” hâline getirdi.
Söz ahlâkını ve estetiğini yok eden modern çağın aksine medeniyetimizde söz, hikmet ve edebî ölçülere bağlı beliğ, fasih ve güzel bir üslûptan meydana gelir.
Âyetlerde sözün karşılığı olarak “kavl” kelimesi geçiyor. Bu sebepten dolayı eskiden “kavilleşelim” ifadesini sıkça kullanırdık. Sözlüklerden okuduğumuz kavl-i hasen (güzel söz), kavl-i maruf (iyi ve mânalı söz), kavl-i kerim (gönül alıcı söz), kavl-i beliğ (açık söz), kavl-i leyyin (yumuşak söz) gibi edebimize yön veren söz düsturları modern toplumun zihin dünyasında yer almıyor.
Sözün erdeminden, hikmetinden mahrum, çok ve boş konuşan modern zaman toplumunun düştüğü vaziyeti Ali Yurtgezen hoca “Konuşa Konuşa Anlaşamıyoruz” yazısında (Semerkand Dergisi / Mart 2012) efradını câmi, ağyarını mâni bir şekilde anlatıyor:
“Bugün artık konuşa konuşa ihtilafa düşen, anlaşmazlıklarını büyüten bir toplum hâline geldiğimiz kesin. ‘Konuşa konuşa’ ifadesi, söz söylemedeki çokluğu ve sürekliliği teşvik ediyor gibi görünüyor. Halbuki yine bizim medeniyetimizde sözün kısasının makbul sayıldığını biliyoruz. Üstelik mükâleme, yâni söz söyleme mânasına konuşmanın eskiye oranla israf derecesinde çoğalmasına rağmen, anlaşmazlıkların arttığını da müşahede ediyoruz.”
Hâsılı, irfanımıza saldıran modern zihniyetle mücadelemizden biri de medyasıyla, televizyon vaizleriyle, siyasetçisiyle, mektebiyle sözü kıyl ü kâl’e çevirenler olmalıdır.
Habervaktim.com
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.