- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
06 Kasım 2025- İstanbul17°C▼
- Ankara8°C
- İzmir17°C
- Konya13°C
- Sakarya16°C
- Şanlıurfa19°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep18°C
AHMET MERCAN'DAN: KİTABA SIĞMAZ
İslam toplumunda, idari yapının meşruiyetini adaletten almasının somut göstergesi, kitabın merkezi konumuyla anlaşılır hale gelir.

Yine herhangi bir etnik ve inanç grubunun haklarının teminat altına alınması İslami yönetimlerden beklenmesi gereken güvencelerdir.
Barışta ve savaşta; nefes alınan her yerde; zayıf ve güçlü anlarda, Müslüman için vazgeçilmez olan adaleti muhafaza etmektedir. Yöneten her durumda yönetilenin denetimine açık ve hesap verilebilir olması gerektiğini bilir. Hz. Ebubekir halife seçildiğinde yaptığı konuşmada, yapacağı her hayırlı işte kendisine destek verilmesini, yapacağı her yanlış işte de engel olunmasını ister ve halkı denetleme göreviyle konumlandırır.
İkinci halife Hz. Ömer, bir uygulamasını, kendisini ikaz eden yaşlı kadının görüşleri doğrultusunda değiştirir.
İslam'ın Hz. Peygamberle başlayan hakkaniyet merkezli yönetim tarzı dört halife sonrası bulanıklaştı; adım adım saltanatlaştı.
Halifeliğin saltanata dönüşmesi İslam toplumunun tarihi seyrinde büyük arızalara yol açtı. Emeviler, Abbasiler, Osmanlılar ve Endülüs uygulamalarında bir nevi ikili yapı etkisini sürdürdü. Halifelik Osmanlı'da adeta sembolik değere sahipti. Buna rağmen, dört kıtadaki Müslümanlar üzerinde toparlayıcı, manevi bir etkiye haizdi.
Cumhuriyetle birlikte "Mecliste mündemiçtir" ifadesiyle birlikte tespihin ipi koptu. Bundan sonra Batının çizdiği sınırlar içinde birbirine düşman haline getirilmiş devletçikler, ulus kavramı etrafında şekillenmeye durdu. Batı bu yeni ulus devletlere teknoloji sattı, hammadde aldı; istila ettiği tamamına yakın coğrafyada adetler, alışkanlıklar oluşturdu. En önemlisi de bu ülkelerin siyasi mekanizmalarını oluşturma ve yöneticilerini belirleme hakkını kendinde gördü.
Önce ismi kral olan Batı temsilcisi yerli tipler, daha sonra başkan, cumhurbaşkanı isimleriyle çağırıldılar. Hepsinin ortak özellikleri ülkenin ekonomisinde belirleyici şahsi zenginliklere sahip olmaları ve muhaliflere karşı tutumlarıydı. Kimi ülkelerde bu zenginlikler ülke varlığının yarısına kadar ulaştı. Muhalif söylemelere karşı çok ağır cezalar öngördüler. İkaz edilmeye tahammülleri yoktu. Devlet olamayacak küçük nüfusla pek çok kabile devleti ortaya çıktı. İslam'ın yöneticiye has kıldığı unvanları da, hak etmedikleri halde kullanılan bu kişiler ve yönetimler son yıllarda dünya sistemine de yük olmaya başladığında küresel akış yeni müşteri oluşturma adına müdahaleyi başlattı. Arap Baharı adıyla kendi adamlarını yeni ortam adına yemekte zorlanmadı.
Bu değişimi öngören dünya sistemi, yıllarca kutsalı olan demokrasiyle terbiye ettiği toplumların karşısına "kendisi" çıkması kaydıyla sandık koydu.
Sandıktan İslam'la irtibatlı bir anlayış çıktığında, tüm yönlerden kuşatıp yalnızlaştırıp, diğer taraftan, halkı kışkırtarak ihtilal yapmayı meşru hale getirdi.
Bu durum bir açıdan Batı değerlerinin iflasını ortaya koymuş oluyor.
Geçmişte Cezayir'de, Türkiye'de ve şimdide Mısır'da uygulanan aynı plan. Kritik konumdaki ülkelerin ordularını finanse etmenin anlamı, "Ak akçe kara gün içindir" deyimiyle izah edilebilir.
Ortaya çıkan acı tabloda Müslümanların karşı karşıya mücadele ettikleri yeni bir alan daha ortaya çıkmış oldu. Selefiler darbecilerinin yanında, ihvanın karşısında...
Ağaca, inen baltanın sapı çok daha acı veriyor!
Meşruiyet alanından kirlene kirlene ve kirleri severek ayrıldık. Şimdi kendimizin düşmanıyız. Sembolik bir halife olsa ve dese ki;
"Birbirinizle savaşmayın, Allah'tan(c.c) korkun!"
10.07.2013 Dünya Bülteni
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.