- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
AHMET TAŞGETİREN: DOĞU TÜRKİSTAN DAVASI
Emin olun, Çin açısından baktığınızda bu başlık bile problemli. Çünkü “Doğu Türkistan”a “Doğu Türkistan” dediniz. Ne diyecektiniz?
12 Şubat 2019 Salı 10:18
“Şincan özerk bölgesi.” Birisi Doğu Türkistanlıların dili, diğeri Çin’in. Çin dilinde Şincan (diğer ifade biçimiyle Sinkiang) ilhak edilmiş ülke anlamına geliyor. Doğu Türkistan, bağımsız bir Türk-İslam yurdunun adı, Şincan ise sömürgeleştirilmiş bir Türk-İslam vatanının...
Ben yazı hayatına girdim gireli, bir “Doğu Türkistan davası” olduğunu biliyorum.
Doğu Türkistan’ın son başbakanı merhum İsa Yusuf Alptekin Bey, Türkiye’ye sığındığı günden başlayarak vefatına kadar, gözlerinin görmez olduğu dönemlerde bile, insanların yüreğine ulaşarak Doğu Türkistan’daki Çin zulmünü anlatmaya çalıştı.
Şunu biliyorum: Dönemin ABD Başkanı Reagan’a, Suud Kralı Fahd’a, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Demirel’e “Doğu Türkistan’ı unutmayın, orada insanlar acı çekiyor ve bir vatanın kimliği değiştiriliyor” diye mektuplar yazdı. Bunu biliyorum, çünkü mektuplarını ben yazdım. Benden sonra da tarihçi yazar Veli Şirin Bey yazdı.
Niye Amerika’ya, Suudlular’a yazdı? Çünkü kendisinin gücü yoktu; orada Doğu Türkistan’da yaşayan kardeşlerinin kendilerini savunacak gücü yoktu. Mazlumlar her kapıyı çalarlar çünkü.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.