07 Mayıs 2024
  • İstanbul21°C
  • Ankara17°C

AHMET VAROL: YENİ ZELANDA’DA VAHŞİ KATLİAM

Yeni Zelanda’daki vahşi katliam 25 Şubat 1994 tarihinde, Ramazan’ın on beşinde yine bir Cuma günü ama Cuma namazında değil de sabah namazında gerçekleştirilen El-Halil katliamına benziyor.

Ahmet Varol: Yeni Zelanda’da vahşi katliam

16 Mart 2019 Cumartesi 10:18

O zaman Barush Goldstien adlı bir siyonist, Filistin’in Batı Yaka bölgesindeki El-Halil şehrinde bulunan Hz. İbrahim Camisi’nde insanların tam secdeye vardığı sırada arkadan üzerlerine kurşun yağmuru yağdırmış ve birçoklarını secdedeyken şehit etmişti. 

O zaman bu vahşi katliamı gerçekleştiren Barush Goldstien bir doktordu. Yani mesleği insanların hayatlarını kurtarmak için çalışmayı gerektiren bir meslekti. Ama o içi dışı İslam ve Müslüman düşmanlığı, Müslümana karşı nefret duygularıyla doldurulmuş bir canavardı. Müslümanları secdeye vardıkları sırada yakalayıp katletmek ona özel haz ve zevk veriyordu. 

Müslümanlara karşı benzer kin ve nefret duygularıyla doldurulmuş ve İslam düşmanlığı temelinde siyonist canavar Barush Goldstien’le birleşen bazı vahşi canavarlar da dün Cuma namazı vaktinde Yeni Zelanda’nın iki camisini basarak namaz kılmaya gelen Müslümanlara saldırdı ve korkunç katliamlar gerçekleştirdiler. Gerçekleştirdikleri katliamı adeta bir kahramanlık sahnesi gibi internette yayınlamaları da onlardaki vahşet duygularının ne dereceye vardığını gözler önüne sermektedir.

Bu korkunç katliamı gerçekleştirmeye ve vahşeti icra etmeye yönelten karakterin onların tabiatlarında olması mümkün değildir. Çünkü insan selim fıtrat üzere doğar. Onlara bu ruh haleti kendilerini yetiştiren ve yönlendiren çevre, medya organları ve teşkilatlar tarafından verilmiştir. Buna bugün “İslamofobi” adı veriliyor. Yani İslam’dan, İslam’ın yayılmasından, güçlenmesinden korkmak. Gerçekte ise bu İslam düşmanlığı, Müslümanlara karşı intikam düşüncesi ve kindir. 

“İslamofobi” adı verilen toplumsal ur Batı ülkelerinde Müslümanlara karşı ciddi bir tehdit oluşturmaya başlamıştı. Ama Yeni Zelanda’ya kadar ulaşması sadece Batı ülkelerine, Avrupa’ya, Kanada’ya ve ABD’ye özgü olmadığını, Müslümanlara karşı kin duygusunu yönlendiren haçlı zihniyetinin ulaştığı bütün her yerde ciddi bir tehdit oluşturmaya başladığını ortaya koydu. 

Olayın bir diğer boyutu da sergilenen bu vahşetin sadece “İslamofobi” kategorisine sokulması ve arkasında duran haçlı kininin, İslam’a karşı nefret duygularını besleyen faşist ve ırkçı siyasi akımların fonksiyonlarının görmezden gelinmesi. Oysa İslamofobi vahşetini Kudüs’ü işgal ettiği zaman sadece bu şehirde yetmiş bin insanı katleden haçlı zihniyetinin bugünkü versiyonundan ayrı göremeyiz. Gerçekte bu vahşet bugün hâlâ Avrupa’da birçok siyasi hareketin ideolojik temellerini oluşturan haçlı zihniyetinin ortaya çıkardığı ve yönlendirdiği bir olgudur. 

Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-varol/yeni-zelandada-vahsi-katliam-27833.html

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.