- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul14°C▼
- Ankara6°C
- İzmir16°C
- Konya6°C
- Sakarya12°C
- Şanlıurfa15°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep11°C
AHMET VAROL'DAN: ÖLMEMİŞ VİCDANLARA SESLENİYORLAR
5 Mart Pazartesi günü İstanbul'da Ali Emiri Kültür Merkezi'nde, Sadakat Türk Arap İlişkileri Merkezi adlı yeni bir kuruluşun açılış merasiminde yapılan konuşmalarda Arap baharıyla birlikte başlayan yeni dönemde İslâm coğrafyasında sınırların aşılması ve i

Hiç olmazsa, bizim aşamadığımız ve mazlumlara el uzatmamıza bile engel teşkil eden o sınırları, ateş yağmurunun altından kaçarak aşabilen ve çevre ülkelere sığınan yaralı yüreklerin seslerine kulak verelim. Dinleyelim o sesleri. Onlar da ölmemiş vicdanlara sesleniyor zaten. Ölmüş vicdanların duyması mümkün olmayan ve hıçkırıklara karışık o sesler bakın neler söylüyor:
"Bugünlerde Humus sokaklarında her taraf kan ve ceset kokuyor. Bırakın yaralananlara acil sağlık hizmeti ulaştırmayı, Esed'in adamlarının direnişi bastırmak amacıyla gözü dönmüş halde gerçekleştirdiği saldırılarda ölenlerin cesetlerini vaktinde gömmekten bile aciz kalıyor insanlar. Yıkılan evlerin enkazlarının altından hep ceset kokuları geliyor. Sokaklara atılan cesetlerin defnini bile yetiştirmek mümkün olmadığından birçoğu daha gömülmeden kokmaya başlıyor."
"Baba Amr'da kontrolü ele geçirmeye çalışan Baas askerleri birçok kişiyi kaçarken öldürdüler. Tank ve top saldırılarıyla mahallenin büyük bir kısmı zaten harabeye çevrildi. Su ve kanalizasyon borularını bile tahrip ettiler. Dolayısıyla atıklar hep mahalle sokaklarına yayıldı."
Lübnan'a sığınan mültecilerden biri şöyle konuşuyor:
"Tanıdığım birçok kişiyi öldürülmüş halde görünce bilincimi kaybettim. Benim yaşadığımın aynısını yaşayan daha pek çok kişi oldu. Yaşadığımız manzaraları tasavvur etmeye bile tahammül etmek mümkün değildir."
Bir mülteci de Kızılhaç ve Kızılay gibi insanî yardım kurumlarının epey bir süre Baba Amr bölgesine sokulmaması hakkında şöyle düşünüyor:
"Tahminimize göre ordunun bu kadar süre bu kurumların girmelerine engel olması, katliamların izlerini biraz izale etmeye ve öldürülen kişilerin cesetlerini toplamaya vakit bulmak içindi."
Ateş hattından kaçmayı başarabilen 17 yaşında bir genç de Esed'in Şebbiha adlı çetelerinin Baba Amr'da gözleri önünde bir çok kişiyi ellerini arkadan bağlayarak ve yüz üstü yere yatırarak idam ettiklerini söylüyor.
08.03.2012 Yeni Akit
Yorumlar
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.