- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
05 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
- Ankara13°C
- İzmir18°C
- Konya13°C
- Sakarya17°C
- Şanlıurfa20°C
- Trabzon15°C
- Gaziantep17°C
AHMET ZEKİ GAYBERİ'DEN: BALYOZ ‘OYUN’U BOZULMADI MI?
Balyoz eylem ve seminer planıyla ilgili haberler gazetelerde yer alınca kamuoyu şok olmuştu.

12 Eylül darbesini model alan 'Balyoz Harekâtı'nı anlatan elektronik, sesli ve yazılı askeri belgelerde, amacın Türkiye çapında sıkıyönetim ilanı, Meclis'in kapatılması ve hükümetin devrilmesi olduğu da belirtiliyordu.
***
Sonra tutuklamalar başlamış mahkeme “Oyun” değil “Darbe planı” olduğunu varsayarak iddianameyi kabul etmişti.
Ben de 2010 yılında “Hukuk Oyun’u bozdu!” başlıklı bir yazı yazmıştım.
Gazetelerde yer alan ve komutanların “Darbe planı değil harp oyun’uydu” dediği Balyoz Planı’nın içeriğine yönelik eleştirilerde bulunmuştum. Bu yazıdan dolayı hakkımda dava açıldı.
Balyoz’a ‘Harp oyunu’ değil de ‘Darbe oyunu’ dememe birileri fena bozulmuştu. İfade verdim, mahkemeye çıktım vs. Aylarca süren dava, 3. Yargı paketi’nin ardından anca düştü.
***
Yargıtay sürecinin ardından alt rütbede olup da darbe planlayan paşalarla aynı yüksek cezaları alanların ayrıldığını gördük. Hakkaniyet namına çok iyi oldu bu.
Dava tamamen sona ermiş değil. Şimdi Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak bireysel başvuru ve ardından AİHM süreci var.
***
Balyoz kararı ilk açıklandığında, Karargahtaki yemeğini bile Sefertası içinde evinden getiren dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök şöyle demişti; “Keşke olmasaydı ama yapacak bir şey yok... Mahkeme heyeti bu davada titiz davrandı. Tanıklar dinlendi. Bilirkişi gereğini yaptı. O nedenle 'adil yargılama olmadı" diyemem!"
***
Yarım yüzyılda 4 tam, bir sürü de yarım darbe ve cunta teşebbüsü yaşamış bir ülke Türkiye!
Hala bazıları “CD’lerle oynanmış” filan diyor.
Sadece samimiyetle şuna cevap verebilirler mi?
Bu yargılananlar içinde gerçekten bir tek kişi dahi darbe yapmayı, sivil siyasete müdahale etmeyi aklından geçirmemiş midir?
Maalesef türkiyenin darbe ve cunta sicilleri bu konuda ‘evet’ dememizi engelliyor.
Cami bombalamak, Türk jetini düşürüp ‘Yunanlılar yaptı’ demek, milleti galeyana getirip cuma gösterilerini provoke etmek, Maraş’ı, Sivas’ı, Çorum’u unutmamamızı istemek demektir.
Daha düne kadar tüm kuvvet komutanlarının, MGK sekreterlerinin, ikinci başkanların bile adını ezbere bilmiyor muyduk?
“Ama darbe yapmamışlar" demek nasıl bir savunmadır. Beklenip yapsalardı da ondan sonra mı cezalandırılsalardı?
***
1 Mart 2003 yılında Başbakan Abdullah Gül iken Irak Tezkeresi Meclis'te “ret” oyu almıştı.
Dört gün sonra yani 5 Mart 2003 tarihinde Selimiye’de Balyoz Seminer Planı uygulandı.
Hem de Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün 'hayır' demesine rağmen!
4 Temmuz 2003’te yani Tezkere’nin ret edilmesinden 4 ay sonra Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentinde ABD askerleri, 11 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun kafasına çuval geçirerek ‘esir’ aldı.
Unutmayalım.
Balyoz darbe planı, 1 Mart Tezkeresi’nden ve Çuval geçirme olayından bağımsız bir ‘oyun’ değildir…
11.10.2013 Milat
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.