- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
ALİ ERKAN KAVAKLI: DER SPİEGEL’İN SALDIRISI VE YAKLAŞAN SEÇİM
Der Spiegel, Türkiye’yi iç savaşla, halk ayaklanması ve ekonomik çöküşletehdit ediyor. Maximillan Popp, sanki bir fikir işçisi değil, savaş gladyatörü.
23 Mayıs 2019 Perşembe 09:23
11 Mayıs 2019 tarihli dergi İstanbul seçimlerine üç sayfa ayırmış, bir sayfa da değerlendirme yazısı. İki sayfa da beyaz Türklerin yazarı Elif Şafak’a, toplamda 5 sayfa.
Derginin iddiaları ve tehditlerini sıralayalım:
Erdoğan diktatör, yargının bağımsızlığını budadı, seçimi iptal ettirdi.
Seçimi Binali Yıldırım kazanırsa yoğun protestolar görülecek, halk ayaklanacak.
Sanatçı, ressam, artistler halkı sokağa çağıracak; Erdoğan taraftarları da sokağa çıkarsa çatışma yaşanacak.
Erdoğan, ekonomik çöküşten korkmalı. Seçime kadar dolar 8 lira olacak.
Erdoğan son oyununu oynuyor, ülke geriye gidiyor.
AKP içinde huzursuzluk büyüyor, Gül, Davutoğlu, Babacan partiyi bölme hazırlığındalar.
Erdoğan darbeci, İmamoğlu kurban.
İmamoğlu seçimi kaybederse taraftarlarını sokağa çağırmaktan başka çaresi kalmayacak.
Gezi benzeri yoğun protestolar, sokak çatışmaları olacak, Erdoğan ülkesini çıkmaz sokağa sürüklemiş görünüyor.
AB, Türkiye’ye yaptırımlar uygulamalı, eleştiri ile yetinmemeli.
Maximillan Popp yukarıda sıralanan herzeleri ilk defa yiyor değil. 21.4.2018 tarihinde Erdoğan’ın “panik manevraları” yaptığını, 16.6.2018’da “son oyun” diyerek Erdoğan’ın seçimden korktuğunu yazmıştı.
4.8.2014’te Der Spiegel kapaktan “Erdoğan Devleti, Türkiye özgür kalacak mı?” yazmıştı.
Der Spiegel ve benzeri basındaki bazı yazıların CIA, BND ajanları tarafından yazıldığı ve dergi yazarlarının adıyla yayınlandığı “Satılmış Gazeteciler” yazarı Udo Ulfkote’nin kitabından beri bilinen bir şey.
Almanya’da Helmut Kohl 16sene başbakanlık yaptı, kimse diktatör demedi. Seçilmiş liderlere Bay Popp’un diktatör demesi tam bir akıl tutulması.
Halk ayaklanması, ekonomik kriz, sokak çatışmaları ile ilgili söyledikleri, Batılı istihbaratların planları olmalı.
Türkiye 27 Nisan e-muhtıra, 367 krizi vb. krizleri hep seçime giderek aştı.
Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti, seçimle iktidar oldu ve girdiği her seçimi kazandı. Demokrasi, halkın yöneticilerini kendi iradesiyle seçmesi ve seçtiği kimseler tarafından yönetilmesidir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.