ALİ HAYDAR HAKSAL'DAN: BÖLGEMİZDE KAVMİYET VE AŞİRET SAVAŞLARI

İdeolojik Alevilik ise İslam öncesi Orta Asya geleneğine bağlanmayı tercih ediyor. Bununla İslâm Aleviliğini giderek yok sayıyor. Bugün alttan alta verilen kavga buna dayanıyor.

Suriye örneğine geçersek, Araplar, Kürtler, Türkmenler var. Nusayriler ile Sünniler iki ayrı kesim. Sünniler büyük çoğunluğu oluşturuyor, yönetim Nusayrilerde. Hıristiyanlar da yaşıyor.

Irak’ta, Araplar, Kürtler, Türkmenler, Acemler yaşıyor. Şia ile Sünniler iki büyük kesimi oluşturuyor. İran’da benzer durum var.

Coğrafyamız geneline egemen olan durum bu. Böyle olunca sınırların hiç birinin sosyolojik bir dayanağı yok. Osmanlı Devleti bir bütünlük içinde İslâm düşüncesiyle bir arada yüzyıllarca adaletle insanları yaşattı. Bölgesel özerklikleri korudu. İnsanlar üzerinde baskı kurmadı.

Bugün yaşanan kavgaların aslında mantıki bir karşılığı yok. Kiminde mezhep çatışmaları, kiminde kavim çatışmaları, kavim ve mezheplerin yoğun olmadığı yerlerde aşiret kavgaları söz konusu. Bu karmaşada bir de demokrasi temel bir gerekçe olarak çatışma nedeni. Bunlara Batı’ya ait hastalıklar da eklenince çatışma alanları giderek daralıyor ve çoğalıyor. Homoseksüeller, gayler, feministler de kavga için başka gerekçelerdir.

Tabii bütün bunların üzerine kurgulanan gene Batı’ya ait olan sağ, sol, milliyetçilik, ilericilik, gericilik, laisizm, sekülarizm, Maoculuk, Rusçuluk, Çincilik, Amerikancılık, Avrupacılık vs. Bunların karşısına oturtulan Arapçılık, İrancılık da eklenince parçaların ne denli çok olduğu görülür.

Coğrafyamızın bu denli çok parçalı olması Müslümanların işini güçleştiriyor. Burada Müslümanlara düşen aradaki husumetleri, küçük hesapları bir yana bırakmaları, buluşmalarını sağlayacak noktalarda olmalarıdır. Bugün için Müslümanların bir araya gelmelerini sağlayacak çok önemli nedenleri var.

Bu coğrafya daha küçük parçalara bölünse bile, insanlar gene huzur içinde olmayacaklar. Küçüldükçe tükenecekler.

Müslümanları bir arada tutacak asıl damarda buluşmak önemli. Bu, her kesime ait aydınlara düşüyor. Batıcı ruha kapılmış olan insanlar açısında bu çok daha zor. Çünkü onların özgürlük alanları alkol, cinsellik ve benzeri şeylerdir. Onlar Müslümanlarla birlikte olmak yerine batılılarla birlikte olmayı tercih ediyorlar. Yakın zamanda bir bilim adamı kendisini Bizanslılara çok daha yakın olarak gördüğünü belirtti. Zaten batıcı ruha kapılmış olanların temel yaklaşımları bunlardır.

Emperyalizm oyununu ustaca oynuyorlar. Müslümanlar ise bu oyunun küçük birer oyuncusu olarak yer alıyorlar. Müslümanlar için önemli bir uyanış hareketi başlatılmalı. Küçülmemek, yok olmamak için bu zorunlu.