- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
ALTAN ÇETİN: İBN SİNA İLE ÇEVREMİZDE EĞİTİMİ VE İNSANI DÜŞÜNÜRKEN
İslam çevresinde gelişen medeniyet ve kültüre dâhil dünya modern tasnifle geri kalmıştır. İleride ne var hepimiz çok merak ediyoruz!
23 Haziran 2020 Salı 12:39
Geri bırakılmıştır, tespiti de bu cümleden hemen bir savunma refleksi olarak akla gelecektir. Lakin burada müşkülün esas sebebi, geri ve ileri kalmanın da esas sebebini anlamamızı sağlayacak olan şeyin, bir medeniyetin teşekkülünü sağlayan toplumların bilkuvve istidatlarını bilfiil hala getirmesine imkân sağlayan “faal akıl”ın kaybedilmesi olduğunu görememektir. Faal akıl sihirli bir değnek değildir. Farabî misalinde olduğu üzere göz ile görülecek arasında bağı kuran ışık manasında ve mesabesindedir. Duyularımızın işe yaraması, düşüncemizin mantıklı hale gelmesi, kavram ve yargıların ortaya çıkarak bir fikrin zuhuru için aklımızın muhtaç olduğu o ışık bugün kayıptır. Bu ışık kimseye gökten zembille inmemektedir. Sosyal Bilimlerin bu kadar önemsizleştirildiği, yok sayıldığı, vasat bir iş haline getirildiği bir vasat altı ortamda bunu beklemek, ülkenin Edebiyat Fakültelerinden sadra şifa üretim beklemek hayalcilik olacaktır. Özellikle fen, matematik bilimlerin vesayeti altında yaşamaya çalışan sosyal bilimlerden onlarca, yüzlerce sosyal meselesi olan toplumlarda mühendis, tabip vs.(bunlar kendi yerinde hayatidir, sözlerimiz asla önemsizleştirmek gayreti olarak görülmemelidir) aklıyla bir şeylerin çözülmesini beklemek de başka bir hayalcilik olacaktır. Hukuk ve siyasal bilgiler eğitimi dışında ki, bunlar umumen temel sosyal bilim mantığı taşımazlar, tamamıyla yok mesabesinde sayılan sosyal bilimler ve bilimcilerden sıkıştıkları o yerden dâhili ve harici pek çok meseleye yaratıcı, yol açıcı, problem çözücü üretimde bulunmalarını beklemek ne kadar gerçekçidir? Çocukları tarihçi, sosyolog ya da felsefeci olsun, güzel sanatlar eğitimi alsın diye çabalayan kaç aile vardır? Yahut çocukları bu bölümü kazanınca bir başarısızlık duygusu taşımayan kaç aile bulunabilir?
Devamı: https://www.yenisoz.com.tr/ibn-sina-ile-cevremizde-egitimi-ve-insani-dusunurken-makale-47526
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.