D. Mehmet DOĞAN
Türkiye’de Anayasaları askerler yapar, yüksek  yargıçlar korur!
Millî irade bunun neresinde?
Günümüzün sorusu şu: Askerlerin yaptığı Anayasalardan güç alan yüksek  yargı üyelerinden hukuku nasıl koruyabiliriz?
Anayasalar hukukun üstünde midir?
Şu denilmek isteniyor: Millet iradesiyle sıradan hukuk metinleri  yapılabilir. En fazla kanun... Onları da biz kontrol eder, icabına  bakarız. Ama Anayasalar olağanüstü güçler tarafından vaz edilir.
Hukukun içinde olan Anayasaları hukukun üstünde gösteren, darbeciler  tarafından yapılmasından başka ne olabilir?
Darbeciler hukukçulara, icabında hukuku hiçe saymaları gerektiğini de  talim ettiler.
Onlar da bunun farkında olarak kürsülerde kararlar verdiler.
Bunun en bilinen tezahürü, Yassıada mahkemeleri sırasında görüldü. 
Adı lâzım değil, Yassıada mahkemesi başkanı hukuk talebinde bulunanlara,  “Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor” dememiş miydi?
Anayasa Mahkemelerinin bu “içtihad”ı hiçbir zaman akıldan  çıkarmadıklarını gösteren hayli örneğe sahibiz.
Şimdi de bazıları, Anayasa Mahkemesi üyelerinden “Bizi burada  görevlendiren kurucu irade böyle istiyor” demelerini bekliyorlar.
Demek ki, Anayasa’da yazılanlar önemli değil.
Mahkemenin Anayasa değişikliklerini sadece şekilden inceleyebileceği  açık hükmünün bir değeri yok.
Yüksek yargıçların zihninde lâyüsel (dokunulmaz) bir üst Anayasa var.
Bunu sadece onlar biliyorlar, gerektiğinde ona göre hükmediyorlar. Millî  iradenin o dokunulmaz Anayasa’ya dokunmasına müsaade etmiyorlar.
Anayasa değişiklikleri, Anayasa Mahkemesi tarafından referanduma  gitmeden, halk iradesine sunulmadan bir şekilde engellenirse, Türkiye’de  hukuk onulmaz yaralar alacak.
Halk, iradenin 11 kişinin tekelinde olduğunu apaçık görecek.
Bu üstün kudretin, kendi iradesinin üstünde olduğu bir daha ilan  edilecek.
Fakat bu kabul edilebilir bir şey midir? Millet adına hükmeden  yargıçlar, nasıl olur da millet iradesinin önüne geçer? Hem de ne adına?
Türkiye’de her şeyin tepetaklak olmaması için yüksek yargıçların,  darbecilerin Anayasasını korumak yerine, aklı selimle hareket ederek  hukukun üstünlüğünü esas almaları kâfidir.
“Bu Anayasa’yı yapan kudret böyle istiyor!” dememeleri yeter!
16.06.2010 Vakit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.