- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
ARABESK SAĞCI MIDIR, SOLCU MUDUR?
Sağı ve solu ile arabesk müzik uzun yıllar ya görmezden gelindi, ya yasaklandı ya da hastalıklı biçiminde tanımlandı. Ve kenar mahallelerden akıp gelmekte olan öykü çok geç anlaşılabildi. Selçuk Küpçük yazdı.
15 Kasım 2018 Perşembe 12:53
Türkiye’de çıkmış müzikle ilgili en önemli süreli yayınlardan birisi olan Roll müzik dergisinin 8. sayısında (2005) romanımızın 1980 sonrası özgün isimlerinden Latife Tekin ile yapılan söyleşi farklı açılardan tarihsel nitelikler taşımakta. Ülkenin özellikle 1970’lerden itibaren geçirdiği toplumsal değişim ile ilgili Latife HanımınKayseri Bünyan Karacafenk köyünde geçen çocukluğundan başlayıp günümüze uzanan çözümlemeleri, bir dönem içerisinde aktif biçimde yer aldığı politik ortama dair eleştirileri, yazdıklarından hareketle roman ve genel anlamda edebiyatımızın mevcut durumuna yönelik gözlemleri, altını çizerek okuyabileceğimiz bir metin çıkartıyor ortaya.
Ancak benim için asıl tarihsel nitelik taşıyan mesele, kendisine yöneltilen sorulardan “arabesk” ile ilgili olanlara verdiği cevaplar. Orhan Gencebay’ın “Hatasız Kul Olmaz” isimli şarkısı üzerinden gelişen ve giderek çözümleyici analizlere ulaşan sohbet, dikkate alacağımız sosyolojik tespitlerin ötesinde bizatihi Türk solunun arabesk ile kurduğu sorunlu ilişki hakkında önemli tespitler sunuyor.
Çok yakından tanıdığı, bildiği, adeta içerisinde bir özne olarak bulunduğu kenar mahallelerden çıkan ve gerek maddi gerek manevi yoksulluk zeminine oturan romanları ile bu mekanların öykülerini anlatan, 1980 sonrası edebiyatımızın en özgün dilini yakalamış isimlerin başında gelen Tekin’in sadece “Berci Kristin Çöp Masalları” kitabı bile başlı başına arabeskin masalsı yanını anlamaya yeter. Dolayısıyla onun “içeriden birisi” olması, benzer değerlendirmeler yapan çoğu isimden ayrışarak, hakikate dokunması, gerçeklik taşıması yönü ile önem kazanmakta.
Bunu şu yüzden söylüyorum. Arabesk müziği olumlayan ve bu müziği ne kadar kıymetli bulduğunu belirten bir sürü sosyolojik çözümlemeler okuyoruz zaman zaman. Oysa ömrü boyunca gidip Ferdi Tayfur’un, Müslüm Gürses’in, Esengül’ün, Bergen’in kasetini almamış, evlerinde bulundurmamış ve dinlememiş entellerin gerçeklikten uzak, samimi olmayan cafcaflı sözlerine şahit olduk yıllardır. Bu da bilgi ve etik arasında olması gereken irtibatı flulaştırıp, hakikati görmemizi engelliyor her şeyden evvel.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/muzik/arabesk-sagci-midir-solcu-mudur-h31415.html
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.