- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
ARDAN ZENTÜRK: AFRİN’E NASIL “GİRİLDİYSE” PİYASAYA DA ÖYLE “DALINIR…”
“Piyasa” dediğiniz şey, -haşa- ayet-i kerime ile mi kurulmuş, hayır, otomobil veya buzdolabı gibi “kul yapısı” bir kavram. Otomobil bozulduğunda nasıl tamirciye götürüyorsan, piyasada da birileri “bir şeyler çeviriyorsa”, müdahale edersin olur-biter...
21 Mayıs 2018 Pazartesi 10:35
Bakıyorum, Ankara’daki bürokrasi-siyasetin bir kesiminde ve medyanın köşe tutmuş akademisyenlerinde “piyasayı kutsallaştırma” çabası zirve yapmış durumda, aramızda, Adam Smith’in (1723-1790, “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” lafıyla meşhur liberal iktisatçı) ruhu dolaşıyor… Erdoğan ekonomik kurul topluyor, veya Merkez Bankası ile ilgili iki-üç kelime açıklama yapıyor, panik atak geliştirip, “serbest piyasa ekonomisine müdahale yok” açıklamaları yapanlar var.
Niye bu telaş, yani, ekonomideki davul Erdoğan’ın boynunda (çünkü seçmene yatırım, ekonomik büyüme, ve işsizliğe çözüm sözü veren o) ama tokmak başkalarının elinde olacak öyle mi, geçiniz!..
Ana hedef: Sözünü tutan demokrasi!..
Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz 1925 Polonya doğumlu çağımızın en önemli sosyoloğu Zygmunt Bauman’ın şu sözleri, “demokrasi krizi” kavramını açıklama açısından yeterli: Ulusal devlet bünyesindeki güç-siyaset evliliği fiilen sonlandı. Çünkü güç, yani para, küreselleşirken siyaset, yerel kimliğini sürdürdü. Siyasetçinin seçmene verdiği sözü yerine getiremediği bu dönemde, tüm demokratik kurumlar krize girdi. Neden? Çünkü vatandaş, seçtiği kadroları beceriksiz görüyor!.. Oysa, beceriksiz değiller, parayı kontrol edemiyorlar. İnsanlar, artık demokrasiye inanmıyor, çünkü demokratik sistemin sözünü tutmadığını görüyorlar.
Bauman’ın bu analizinden yola çıkarak vardığım ana düşünce şudur: Derhal, SÖZÜNÜ TUTAN DEMOKRASİ’nin alt yapısını oluşturup, güçlendirmek zorundayız.
Erdoğan’ın son çıkışlarını, ülkesinin sorunlarını “emperyalist müdahalelere” rağmen çözmeye çalışan usta bir siyasetçinin atakları olarak görmek durumundayız.
Erdoğan, Bauman’ın okuyarak vardığı noktaya, yaşayarak vardı!..
Bağımsız Merkez Bankası emperyalist palavradır…
Emperyalizm, bize bir tabuyu kabul ettirip, onun beynimizde kutsallaşmasını sağlıyor. “Piyasaya müdahale edilmez” lafı budur, edilir, Afrin’e ordu sokan ulusal devlet, ekonomik terör saldırısıyla karşılaştığında ne yapacak, bırakınız yapsınlar mı diyecek?..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.