- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
ARDAN ZENTÜRK'TEN: AÇIK SÖYLÜYORUM, İHANETLE KARŞILAŞTIK!..
Türkiye’nin, bir ulusal güvenlik krizi ile karşılaştığı an, müdahale kapasitesini engellemeye çalışmak, iç siyasette AK Parti’yi durdurma gayreti mi, yoksa, bölgede yeni haritalar peşinde koşan emperyalizmin doğrudan işbirlikçiliği mi?
02 Temmuz 2015 Perşembe 11:07
Bence ikisi de aynı rotaya çıkıyor!..
Demokrasi savaş ilan etmez!..
Türkiye’nin tek taraflı bir kararla PYD’nin hakim olmaya çalıştığı bölgelere müdahale edeceği, AK Parti’nin seçmen tabanını genişletmek için ülkeyi askeri serüvenlere sokacağı yönündeki propagandanın yalan olduğu açık gerçek, ama bir güç bu iddianın köpürtülmesini istiyor. Tıpkı,Türkiye-DAEŞ bağlantısı yalanının yaygınlaştırılması gibi.
Önce siyaset tarihi açısından açık bir gerçeği, hem kamuoyuna, hem de bu komplo teorilerinin savunucusu kalemlere aktarmak gerekiyor: Tarih, bir demokrasinin, açık bir saldırıya uğramadığı sürece, asla, savaşmadığını gösteriyor.
Halkına hesap veren sivil siyasetçilerin hakim olduğu sistemler, askerlerini zorunlu şart haricinde kullanmayan yapıdadır.
DAEŞ ve PYD’nin hakim oldukları coğrafyalarda sergiledikleri tutumdan totaliter yapılanmalar oldukları bellidir. Bu nedenle, bir demokrasi olarak Türkiye’nin, bu iki örgütü, kendi halkına kimyasal silah atacak kadar gözü dönmüş Baas rejimi ile aynı tehdit riski olarak değerlendirmesi çok doğaldır.
Ortadoğu’da yaşadığımız sorun, bir demokrasinin, çevresinde “şekillendirilen” anti-demokratik yapılanmalarla yaşadığı çelişkidir. Irak’taki Kürt Otonom Yönetimi, bugün, sözünü ettiğimiz coğrafyada demokrasi kültürünü yerli yerine oturtmaya çalışan bir çaba gösteriyor, Türkiye’nin ilişki tercihi de bu çabaya destek veriyor.
Ama, ne yazık ki, demokrasiyi bölgemiz için bir yönetim ve yaşam biçimi haline getirmekte yalnız kaldık. (Arkadaşların “yalnız Türkiye” teorisi bu açıdan doğrudur, onlar Beşar ve Sisi ile el sıkışan Türkiye istiyor.)
Avrupa ve Amerika’nın ve onların içimizdeki emperyalist işbirlikçilerinin ihanetine uğradık!..
Devamı için: http://haber.star.com.tr/yazar/acik-soyluyorum-ihanetle-karsilastik/yazi-1040786
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.