25 Ekim 2025
  • İstanbul17°C
  • Ankara21°C
  • İzmir24°C
  • Konya23°C
  • Sakarya17°C
  • Şanlıurfa26°C
  • Trabzon21°C
  • Gaziantep22°C

ARICAN, KIRGIZ YAZARLARIN KİTAP TANITIM PROGRAMLARINA KATILDI

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Yazarlar Birliği Başkan Vekili, TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan Kırgız yazarlar Atantay Akbarov ve Öktöm Kalıyeva’nın kitap tanıtım programına katıldı.

Arıcan, Kırgız yazarların kitap tanıtım programlarına katıldı

27 Haziran 2025 Cuma 12:03

Türk dünyasının zengin kültürel mirasını koruma, geliştirme ve gelecek nesillere aktarma misyonunu başarıyla sürdüren TÜRKSOY’da yapılan toplantıya, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, Kırgız Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Ruslan Kazakbaev, yazarların okuyucuları ve edebiyat severler katıldı.

Programın açılışında konuşan TÜRKSOY Genel Sekreteri Raev, Kırgız halkının gönlünde yer edinmiş Atantay Akbarov’un Analar, Bu Dünyada Birer Melek adlı eserinin, yalnızca ana figürünün kutsiyetini değil; şiirin halkla kurduğu kadim bağı da yeniden hatırlattığını ifade etti.

Öktöm Kalıyeva’nın Serahsî ile Sardal Kız adlı kitabının ise, Türk Dünyası kadınının duyarlılığını, tarihî bilincini ve anlatım gücünü yansıtan önemli bir edebî örnek olduğunu belirten Raev, “Bu eserler kalpten kalbe yol bularak Türk Dünyası’nın ruhani temizliğine katkı sunmakta, edebiyatın şifa veren gücünü yeniden ortaya koymaktadır,” dedi.

TYB Başkanı TÜRKSOY  Yazarlar Birliği Başkan Vekili Arıcan ise her iki yazar ve eserlerine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

Öktöm Kaliyeva’nın kaleme aldığı “Serahsî ile Sardal Kız” ile ilgili olarak şunları söyledi:

“Bugün burada sadece bir kitabın tanıtımı için değil, aynı zamanda bir medeniyetin sesiyle, bir kadının kaleminden dökülen tarihî ve felsefî bir çağrıyla buluşmak için toplandık. Öktöm Kaliyeva’nın kaleme aldığı “Serahsî ile Sardal Kız”, ilk bakışta bir edebiyat eseri olarak görünse de, özünde kadim coğrafyaların kültürel hafızasını taşıyan, tarihle bugünü buluşturan bir düşünce metnidir.

Serahsî, İslam düşünce geleneğinin büyük hukukçularından biri olarak sadece fıkıh sahasında değil, akıl ve adaletin inşasında da bir mihenk taşıdır. Sardal Kız ise bu metinde tarihsel şahsiyetten çok bir sembol, bir anlam taşıyıcısı olarak karşımıza çıkar. Kadınlık, annelik, mücadele ve vakar; Sardal Kız’ın kişiliğinde öylesine iç içe örülür ki, bu karakter hem tarihten ses verir hem geleceğe umut taşır.

Serahsî ile Sardal Kız, bir bakıma zihin ve kalbin, hikmet ve sezginin, doğu ve batı anlayışlarının birlikte yürüdüğü bir yolculuğun iki yönüdür. Biri ilimle yoğrulmuş, öteki ilhamla bezenmiş. Biri kelamın, öteki duygunun sözcüsüdür.

Kaliyeva’nın kaleminde kadının sesi, sadece bir sosyal kimlik değil; aynı zamanda bir tarih anlatıcısı, bir dil koruyucusu ve bir medeniyet öznesi olarak şekillenir. Sardal Kız’ın şahsında okur, toplumsal dönüşümlere direnen, gelenekten kopmadan çağdaşlaşmayı arayan bir bilgelikle yüzleşir. Kitapta, kadın sadece bir tema değil; bir yöntemdir. Kaliyeva’nın anlatım biçimi, klasik bir kronolojiye yaslanmaz. O, geçmişle şimdi arasına sezgiyle kurulan bir köprüyle yürür. Bu köprüde kadın, hem anlatandır hem anlatılandır. Bu yönüyle kitap, bir edebî metinden çok bir irfan dokumasıdır.

Eserde kullanılan anlatım dili, yalın ama derinliklidir. Her cümlede bir taşın altına gizlenmiş hikmet, bir sessizliğin ardında duyulan fısıltı, bir kelimenin gölgesine sinmiş şuur vardır. Kaliyeva, okuru sadece okumaya değil, düşünmeye ve tefekküre de çağırır. Bu çağrı, çağdaş edebiyatın büyük bir eksikliğini telafi eder: Kültürel köklerle bağ kurma ihtiyacını. Sardal Kız, sadece bir kişi değil, bir halkın diliyle konuşan bir vicdandır. Onun kelimeleri, sadece bir anlatıcının değil, bütün bir topluluğun ruhunu yansıtır. Serahsî’nin yanında yer alması, bu metni aynı zamanda kadın ve adalet ilişkisi, toplumun hukuk ve vicdan arasındaki dengesi bakımından da anlamlı kılar.

 “Serahsî ile Sardal Kız”, sadece okunacak bir kitap değil; üzerine düşünülecek, konuşulacak, hissedilecek bir metindir. Bu eser, bize gösteriyor ki; kadının kaleminden çıkan her satır, sadece bir hikâye değil, bir direnişin, bir bilginin ve bir inancın izidir. Bu kitabı, yazarı Öktöm Kaliyeva’nın sadece edebiyatçı olarak değil, bir kültür taşıyıcısı, bir dil muhafızı, bir düşünce kadını olarak bize bıraktığı değerli bir miras olarak görmek gerekir.  Bu kıymetli eseri Türk okuyucusuyla buluşturan herkese teşekkür ediyor, Öktöm Kaliyeva’ya ise kalemiyle bize açtığı bu derinlikli yolculuk için minnet duyuyoruz.

**

Arıcan ilgiyle dinlenen konuşmasında TYB’nin daha önce fahri üyelik, 2008 yılında yapılan  Türkçenin uluslararası şiir şöleninde ise büyük ödül  Atantay Akbarov’un yeni çıkan şiir kitabıyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Bugün burada, çağdaş Kırgız şiirinin güçlü kalemlerinden biri olan, “Kırgız Cumhuriyeti Kültürüne Emeği Geçen Şahsiyet” unvanını onurla taşıyan, uluslararası düzeyde birçok ödüle layık görülmüş usta şair Atantay Akbarov’un yeni şiir kitabı Analar, Bu Dünyada Birer Melek vesilesiyle bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bu eser, yalnızca bir şiir kitabı değil; çağın ruhuna tutulmuş bir ayna, insanlığın kalbinde açılmış yaralara şiirin merhemi olan felsefî bir metindir. Zira Akbarov’un kalemi; yüreğin kıvrımlarında dolaşan, insanın özündeki sarsılmaz değerlere dokunan, kimi zaman anneliğin şefkatinde bir rahmet olarak inen, kimi zaman da modern insanın kibirli yalnızlığını sorgulayan bir vicdan dili gibidir.

“Analar, Bu Dünyada Birer Melek” başlığı dahi, bizi doğrudan insanlık tarihinin en kadim hakikatlerinden birine götürür: Annelik, sadece biyolojik bir bağ değil, varoluşsal bir yüceliştir. Bu kitapta annelik, bir sevgi nesnesi olmanın ötesinde, vicdanın en saf hali, yaratılışın merhamet kodu ve insanlığın ilahi bir temsili olarak resmedilmektedir. Akbarov’un bu kitabındaki şiirler, annelik üzerinden bütün bir dünyayı, insanlığı, ahlakı ve değerleri yeniden inşa etmenin yollarını arayan metafizik bir çağrıdır.

Akbarov’un dizelerinde yalnızca sözcükler değil; çağımızın içinden geçirdiği krizler, küresel yalnızlık, öz benliğinden uzaklaşmış bir insanlık çığlığı ve kaybolmuş bir merhamet arayışı vardır. Şair, sanatın sadece estetik değil; aynı zamanda etik bir misyon taşıdığına inanarak yazıyor. Onun şiirleri, tıpkı Doğu’nun büyük bilgeleri gibi, anlamı sadece duyguda değil düşüncede de arıyor. Her bir şiir, birer içsel hesaplaşma; her bir metafor, çağın yaralarına sürülen bir irfan ilacıdır. Bu eserdeki şiirler, klasik Doğu şiirinin lirizmini modern dünyanın kaotik ruhuyla buluşturan bir köprü niteliğindedir. Atantay Akbarov, yalnızca bir şair değil, aynı zamanda bir hikmet işçisidir. Onun şiirlerinde psikolojizmle bezenmiş felsefi katmanlar, iç dünyanın dramatik iniş çıkışlarına eşlik eden derinlikli imgeler yer almakta. Beklenmedik metaforlarıyla hem okuru sarsmakta hem de düşünmeye davet etmektedir. Bir kitap yalnızca okunmaz, duyulur. Bir şiir yalnızca anlam taşımaz, ağırlık da taşır. İşte bu kitap, Analar, Bu Dünyada Birer Melek, insana yeniden insan olmayı, öz benliğiyle buluşmayı, şefkatin ve ahlakın kaynağına dönmeyi telkin eden bir şiir yolculuğudur.

Kırgız Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Ruslan Kazakbaev ise selamlama konuşmasında, edebiyatın ruhu iyileştiren bir alan olduğunu vurgulayarak, her iki yazarın eserlerinin Türk Dünyası için ortak birer miras niteliği taşıdığını belirtti. “Kırgız edebiyatının derinliğini ve estetik gücünü yansıtan bu eserlerin tanıtımına katkı sunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum,” ifadelerini kullandı.

Açış konuşmalarının ardından Atantay Akbarov’un Analar, Bu Dünyada Birer Melek ve Öktöm Kalıyeva’nın Serahsî ile Sardal Kız adlı eserlerinin sembolik kurdele kesimi gerçekleştirildi.

4-(12).jpg3-(20).jpg2-(39).jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.