- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler

- İstanbul20°C▼
- Ankara22°C
- İzmir23°C
- Konya24°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa28°C
- Trabzon20°C
- Gaziantep27°C
AŞIK ÇEPNİ (YUSUF MISIROĞLU) PORTRESİ

Fahri TUNA
Aşık Çepni / Yusuf Mısırlıoğlu
Temel’in Şair Olanı
Kestirmeden bir soru: Aşık Veysel Sivas Şarkışla’da değil de Trabzon Beşikdüzü’nde doğsaydı adı ne olurdu? Söyleyelim: Aşık Çepni olurdu.
Hayatın beşiğinde bir o yana bir bu yana sallanırken, haylaz bir çocuk misali bazen kendi beşiğini sallayan Aşık Çepni, nam-ı diğer Yusuf Mısırlıoğlu, 1943 yılında Beşikdüzü Akkese köyünde doğmuş. Okullar, Zonguldak, İstanbul derken felek kendisini Adapazarı’na atmış, “beşiğin bile düzünü” seven Çepni, “Akova”yı görünce “demir atıp” yerleşmiş.
Vefalı adamdır Aşık Çepni 67 yaşındadır ama hâlâ 18 yaşın kıvraklığı, neşesi, hareketliliği, fıkır fıkırlığı üzerindedir bir, hâlâ yılın en az 4 ayını Beşikdüzü’nde geçirir iki, memleket ziyaretlerini “Trabzon umresi” bilip, ziyaretçilerine hamsili pilav ve fındık ikram eder, üç...
Kızım daha ilkokul öğrencisiyken “baba benin Trabzon’a götür” demiş, nedenini de “Temelle tanışmak istiyorum” şeklinde açıklamış, “baba, Temel çok mu zengin sahi, durmadan dünyayı dolaşıyor?” diye sormuştu. Gel zaman git zaman kızımı Trabzon’a götüremedim ama sorunu “onu Aşık Çepni’yle tanıştırarak” çözmeyi yeğledim.
Günde 5 öğün üç kişilik yemek yiyip de, 67 yaşında 47 kiloyu aşamaması, hayatın ona yaptığı bir “temel şakası” olsa gerektir.
Yusuf ağbi neredeyse orada “neşe” vardır, “fıkra” vardır, “umut” vardır; orada sorunlar “küçülür”, çözümler “kolaylaşır”, mutlu son davul zurna ile “gelir.”
Her sohbeti ya başından geçmiş, ya bir yakınından dinlediği onlarca fıkra ile süslüdür; öylesine saf, öylesine nüktedan, öylesine sıcak, öylesine mert, öylesine cömert biridir Aşık Çepni. “Bigün Fadime Bizim Temel’e dedi ki..” diye başlayan bir cümle mutlaka onundur, en çok ona yakışır, devamını da en çok o güzelleştirir. 67 yıldır anlattığı “enfes fıkraları” şiirleştirerek “katmerli güzellik” katmış adamdır hayatımıza.
Nükte, hikmet, hayat dolu adam.
Ohri meydanında eşini kaybettiğinde “acaba burada Türkçe yayın yapan gazete var mıdır” diye sormuş, “ne yapacaksın?” dendiğinde “ilan vereceğim: Karımı kaybettim, yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur” şeklinde” diye cevaplamış, sonra da “eyvah, karımı buldum” esprisini yapmış adamdır o.
“Temel bir gün uçak mühendisi olmuş...” deseniz, devamı onun hayatıdır işte.
Uçak mühendisidir ama hayatı atölyesinde vagon üretmekle geçmektedir.
Hem fıkra fabrikatörüdür, hem vagon.
Ablasının ineğini yaylaya götürürken kaybedecek kadar “dalgın”, şahit olduğu bir trafik kazasında, suçlusunun sigortası olmadığını görünce suçu üstlenecek kadar “cömert”, Kızılderili filmlerinde ağlayacak kadar “duygusal” bir kahramanımızdır o. Para çoklarını çirkinleştirmiş, zenginlik çoklarını fakirleştirmiştir. Yusuf Mısırlıoğlu, paranın gönül ve ikram zenginliğini bozamadığı adam gibi adamlardandır.
Kolay söyleyen, kolay yazan, kolay yaşayan, kolay adamdır.
Aşık Çepni, Aşık Veysel’in Nasrettin Hoca olanıdır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.