- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
06 Kasım 2025- İstanbul17°C▼
- Ankara15°C
- İzmir18°C
- Konya17°C
- Sakarya16°C
- Şanlıurfa25°C
- Trabzon16°C
- Gaziantep21°C
AYHAN DEMİR'DEN: NİKOLİÇ’İN ‘DUYGUSAL’ ÖZRÜ…
Bosna-Hersek Üçlü Cumhurbaşkanlığı Konseyi Boşnak üyesi Bakir İzetbegoviç, ilk resmi Sırbistan ziyaretini 23 Nisan’da gerçekleştirdi. Konsey’in Sırp üyesi Neboyşa Radmanoviç de kendisine eşlik etti.

Savaş suçu işlemekten yargılanan Voyislav Şeşely ile Lahey’deki yargılamalar esnasında tanıştı. Kısa sürede Şeşely’nin sağ kolu haline gelen Nikoliç, Miloşeviç iktidarı esnasında, Yugoslavya Başbakan Yardımcılığı yaptı. 2000 yılında Miloşeviç rejimi çöktükten sonra, radikaller de muhalefete geriledi. Şeşely, Şubat 2003’te Lahey’de yargılanmaya başlayınca, partinin başına geçti. Nikoliç ile Şeşely’nin yolları Eylül 2008’de ayrıldı. Ardından Nikoliç, keskin bir ‘U’ dönüşüyle, Avrupa ile entegrasyonu desteklemeye başladı. Sırp İlerleme Partisi adayı olarak katıldığı 6-20 Mayıs 2012 seçimleri neticesinde, Sırbistan Cumhurbaşkanlığı’na seçildi.
Nikoliç, AB ile entegrasyonu hedefleyen bu ‘dönüşümüne’ rağmen, “can çıkmadan huy çıkmaz” sözünü doğrulayan açıklamalarıyla sık sık gündeme geliyor. Mesela, Hırvat liderlerle işbirliği yapamayacağını, 2008 yılında şu sözlerle dile getirmişti: “Sizinle işbirliği yapamam. Çünkü yüz binlerce Sırp, on iki yıldır evlerine dönebilmeyi bekliyor.”
Nikoliç, Kosova’nın Şubat 2008’deki bağımsızlık ilanından önce, Kosova’ya savaş açmaya hazır olduğunu “Her şekilde tepki vereceğiz. Arnavutlara savaş açacağız” sözleriyle ifade etmişti. Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası esnasında, statü meselesini masaya yatırmak şartıyla, müzakerelerin Kosova temsilcileriyle devam etmesi gerektiğini savunan Nikoliç, netice belli olunca, havayı yumuşatmak adına; “Sırbistan Avrupa yolundan asla sapmayacaktır” ve bölgedeki bütün devletlerin cumhurbaşkanlarıyla iyi ilişkileri sürdüreceğini söylemişti.
Ne var ki, ‘Nikoliç baharı’ çok kısa sürdü. 31 Mayıs’ta gerçekleştirilen ant içme töreninde milletvekillerine hitap eden Nikoliç, Kosova’ya karşı tutumunu şu sözlerle yineledi: “AB’nin eşit bir üyesi olacak ve Kosova’dan asla vazgeçmeyecek bir Sırbistan istiyorum.”
Daha göreve gelişinin ilk haftasında, verdiği sözleri unutan Nikoliç, deprem etkisi yapan açıklamalarıyla Balkanları salladı. Nikoliç, Karadağ’ın RTCG televizyonuna verdiği bir röportajda, Srebrenitsa’da soykırım olmadığını ve savaş suçlarının bulunması, kovuşturulması ve cezalandırılması gereken bazı Sırplar tarafından işlendiğini ileri sürdü. Her yıl, 11 Temmuz’da düzenlenen soykırım anma törenine de katılmadı.
Nikoliç, aynı programda, 1992 yılındaki bağımsızlık savaşı sırasında Sırp ordusu tarafından ağır bombardımana uğrayan, Hırvatistan’ın sınır kasabası Vukovar’ı da, ‘Sırp kasabası’ olarak niteledi.
29 Temmuz 2012 tarihli The Guardian’da yayınlanan röportajında ise, işi bir adım daha ileri götürdü: “Kosova’daki Sırpların soykırım tehdidi altında olduğunu” ve “Priştina yönetiminin Sırp göçüne yol açabileceğini” iddia etti.
Ülkenin içinde bulunduğu mevcut durum, Nikoliç’li Sırbistan’ın “Avrupalı Sırbistan” hedefinden oldukça uzak olduğunu gösteriyor. Sırbistan, hala 1990’lı yılların zihinsel bulanıklığında yalpalıyor. Ancak Nikoliç ve yol arkadaşları, mevcut politikalarla yola devam etmelerinin imkansız olduğunu eninde sonunda anlayacaktır.
Ekonomik krizin başlamasından bu yana 500 bine yakın çalışanın işten çıkarıldığı, işsizliğin yüzde 20’nin üzerine çıktığı, yedi milyonluk ülke nüfusunun yüzde 10’dan fazlasının iş aradığı göz önüne alınırsa; Nikoliç’in, komşularıyla uğraşmayı bir kenara bırakıp, ülkesindeki yoksulluk ve yolsuzluğa karşı mücadele etmesi daha akıllıca olacaktır.
Tüm bu gerekçelerle, yakında yapılması planlanan Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan Üçlü Zirvesi öncesinde gelen bu özür; tamamen ‘duygusal’ sebeplere dayalı, samimiyetsiz bir açıklama olarak algılanmalı.
30.04.2013 Yeni Akit
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.