- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
BALFOUR DEKLARASYONU: DÜNYA BARIŞINI REHİN ALAN BELGE
Bugünden tarihe doğru bakıldığında, Balfour Deklarasyonu diye isimlendirilen mektup, bazıları için övünç ve zafer olarak görülse de dünya durdukça bir utanç belgesi olarak kalacaktır.
07 Kasım 2017 Salı 13:32
Prof. Dr. Zekeriya Kurşun
Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna yaklaşıldığı sırada, 2 Kasım 1917'de İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Balfour’un, siyonizmin ünlü hamisi Lord Rothchild’e gönderdiği mektupta şu ifadeler yer alıyordu: "Majestelerinin hükümeti Yahudilere Filistin’de bir yurt tesisi fikrini hararetle desteklemektedir. Bu maksatla her ne gerekiyorsa yapılacaktır. Filistin’de yaşayan ve Yahudi olmayanların medeni ve dini haklarının zarar görmemesi için de azami gayret gösterilecektir."
İngilizlerin geleneksel diplomatik yazışmalarına uygun muğlak ifadelerden oluşan bu mektubun içeriğini ve nasıl sonuçlar doğuracağını mektubu yazan da muhatabı da biliyordu. Zira yaklaşık bir asır boyunca ama özellikle 1896’dan sonra siyonistlerin ve onlara müzahir olanların faaliyetleri ve nihai hedefleri Avrupa basınında sürekli gündemdeydi. Bu yüzden bugünden tarihe doğru bakıldığında, Balfour Deklarasyonu diye isimlendirilen bu mektup, bazıları için övünç ve zafer olarak görülse de dünya durdukça bir utanç belgesi olarak kalacaktır.
Bu mektup, asırlarca Avrupa’nın bilim ve kalkınmasına katkı vermiş olan Yahudilere uygulanan engizisyon, baskı ve nihayet soykırım kadar utanç verici bir belgedir. Bu mektubun içeriği siyonistlerin arzularına bir cevap, onlara Filistin’de “ulusal bir yurt” sağlamak gibi masumane bir görüntü verse de genel olarak İngiliz, özel olarak da Avrupa siyasetindeki hipokrasinin zirveye ulaştığı örneklerdendir. Bu belge, bütün dinlerin, filozofların, aklıselim siyasetçilerin ve masum insanların hayal ettiği dünya barışını rehin almıştır. Ayrıca Osmanlı Devletinin taksimine ve milyonlarca Filistinlinin mağduriyetine kapı aralamıştır. Birkaç satırdan oluşan bu belge uluslararası hukuku, en temel hak olan can ve mal masuniyetini yok saymıştır. Avrupa’nın güçlü devletlerinin şahsında Balfour, kendilerine ait olmayan ve insanların yaşadığı bir toprağı başkalarına hibe ederek kolonyal aklın çirkinliğini de bu utanç vesikası ile ortaya koymuştur. Filistin halkının mağduriyeti karşısında dünyanın hâlâ sessiz kalması ve bir çözüm üretememesi bu belgenin hedeflerinin tamamlanmadığının da bir göstergesidir. Bu yüzden bu belge bugüne kadar tartışıldığı gibi bundan sonra da tartışılmaya devam edilecektir.
Devamı: http://www.dunyabulteni.net/haber-analiz/411085/balfour-deklarasyonu-dunya-barisini-rehin-alan-belge
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.