23 Nisan 2024
  • İstanbul20°C
  • Ankara23°C

BAŞKAN ARICAN: DEPREM DEĞİL TEDBİRSİZLİK ÖLDÜRÜYOR

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan “Salgın Hastalıklar ve Doğal Afetler Bir Kötülük Müdür?” konusunda açıklamalarda bulundu.

Başkan Arıcan: Deprem değil tedbirsizlik öldürüyor

18 Kasım 2020 Çarşamba 13:33

Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, eğitimci yazar Beyzanur Yılmaz’ın hazırlayıp sunduğu programa katılarak “Salgın Hastalıklar ve Doğal Afetler Bir Kötülük Müdür?” konusunda açıklamalarda bulundu.

İki ve kötü inançların da konusu olmuştur

17.11.2020 tarihinde gerçekleşen ve İnstagram üzerinden canlı olarak yayınlanan söyleşide konuşan Başkan Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, “İnsan yeryüzünde var olduğundan itibaren var oluş gayesini her zaman sorgulamıştır. Bir yönüyle hayatı kendi içerisindeki diyalektiği ile iyi kötü, güzel çirkin hep bu ikilikler bağlamında değerlendirmiştir. Bunlarla birlikte inançların da konusu olmuştur. Çok önemli teolojiler var; biz bunu tüm kutsal dinlerin metinlerinde  görüyoruz. Hristiyanlıkta özellikle Hz. Adem’in yer yüzüne inişinde “Hubut” meselesi var. Yenilen yasak meyve dolayısıyla yani Cennetten çıkmayla başlayan bir süreçten söz ediyoruz. Bu konuda, İslam düşüncesinde çok zengin bir literatür var ve “Şer, “Hayır”, “İlahi Adalet” konusu gibi. Bunlarla birlikte “kötülük” problemi felsefi bir mahiyette de arz ediyor. Mesela felsefi kaynaklara baktığımızda da doğu ve batının hemen hemen tüm felsefecilerinin de ele aldıklarını görüyoruz.” dedi.

İyilik ve kötülüğün bir dünya görüşü ile ilgili bir konu olduğuna vurgu yapan Başkan Arıcan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Her şeyden önce, hayat felsefesi, dünya görüşü bağlamında ele alınacak bir konu, bir mesele. Aynı zamanda iyimserci ya da kötümserci yaklaşıma göre şekillenen de bir konu. Bununla beraber şunu da unutmamız gerekir, dünya, evren dediğimiz alan insan olmadan da doğa anlamında bir düzeni var, ama insan işin içine girdiğinde, onun müdahalesi olduğunda evrendeki akışlar da buna göre şekilleniyor. Evrende mutlak iyi ya da mutlak kötüden öte insanın kendisine dokunan duruma göre bir şeyin iyi ya da kötü böyle adlandırılması da söz konusu. O nedenle iyi ya da kötüyü kendi içerisinde ele aldığımızda aslında dünya dediğimiz bu gezegende birbirini tamamlayan, siyahla beyazın, güzelle çirkinin durumu gibi bir anlamda. Yani, biri birini tamamlayan, biri diğeri ile anlaşılan şeyler. Böyle bir ilişkinin olduğu yer burası, yani burası bir cennet değil, dünya dediğimiz yer kendi tabii düzeni içerisinde, yağmurların, sellerin olduğu, mevsimlerin değiştiği, ilkbaharın, yazın, kışın olduğu bir yer.    İşte burada iyi ya da kötü diye adlandırdığımız şey irade, sorumluluk sahibi ve bu evrende kendisine bir yer edinmeye çalışan insana göre ifade edilen bir kavram. Yoksa iyi ya da kötü insanı bir an dünyadan çıkardığımızı düşünelim belki de kendi içerisinde iyi ya da kötü diyeceğimiz bir şey değil kendi içinde  bir yapı söz konusu olacak. Yani insan aklı ile akıl kılavuzu ile tanımladığı bir konu. Bu zaman zaman göreceli bir hal de alabiliyor.”

Doğal afetler dünyanın bir gerçeği

İyi ve kötüye felsefecilerin yaklaşımı ve değerlendirmelerinden de örnekler veren Başkan Arıcan, “Ünlü felsefeci Immanuel Kant kötüyü ya da kötü olarak anlamlandırmayı insanın eğilimlerine bağlıyor. Yani diyor ki, insan duyguları işin içine girince bir şeyi iyi ya da kötü diye adlandırıyoruz. Ahlaki kötülük bağlamında da bunu daha çok ifade ediyor.  Özellikle akıl ışığında, aklın kılavuzluğunda hareket ettiğinizde Kant’a göre kötü diye adlandırmamız gereken bir durum yok. Hatta salgınlar, sel felaketleri, depremler kendi içlerinde bir düzen. Belki anlık zararlar veriyor ama evrenin içerisinde meydana gelen bir süreç bu.” ifadelerini kullandı.  

Kovid 19’un ortaya çıkışı, etkileri ve bu etkileri azaltmak durdurmak için de insanların aldığı tedbir ve mücadeleye de değinen Başkan Arıcan, “Mesela günümüzde tüm insanlığı etkileyen Kovid 19 var. Biz bunu tabii kötülükler içerisinde ele alıyoruz. Bir de ahlaki kötülükler var, işte zulümler, adaletsizliklerin yanında bir de metafizik diye adlandırdığımız kötülükler var. Tüm bunlar birbirlerini etkileyen ve ilişkili konular.  Dünya da doğmak, yaşamak ve ölmek diye bir kanun, bir düzen var. İşte salgın ve hastalıklar da bu yaşam biçiminin bir parçası. İnsan yeryüzünde yaşayacak ama hiç hastalanmayacak, mutlak iyi olacak bir varlık değil. İnsan bu, sevinecek, üzülecek, mutlu olacak, dünya böyle bir yer. Kovid 19’la, normal işleyişin bozulduğunu görüyoruz, buna karşılık bizler ne yapıyoruz, maske, sosyal mesafe ve hijyenle salgına karşı bir mücadele başlatıyoruz. Tedbir alıp koruna biliyoruz.” dedi.

Dere kenarına yapılan bina öldürüyor

Konuşmasında tüm insanlığın diğer önemli bir sorunu olan deprem konusunda da düşüncelerini paylaşan Başkan Arıcan “Bugün gündemimizde olan başka bir konu depremler. Aslında deprem öldürmüyor. Bizim ülkemize göre, Japonya’da daha şiddetli depremler de daha az insan ölüyor, daha az bina zarar görüyor. Bu neden böyle, işin doğrusu o depreme karşı tedbirli davranıp ona göre bina inşa ediyorlar. Aslında yeryüzünün bir düzeni var, dağları tepeleri olduğu gibi bir de fay hattı da var. Depremlerle bir gaz boşaltımı oluyor. Bu dünyada bir düzenin gereği olarak yağmur yağacak,  yağmur sularının gideceği derelere ev yapılırsa sonucun ne olacağını hepimiz gördük, görüyoruz.” diye konuştu.

Mahmut Erdemir

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.