28 Mart 2024
  • İstanbul21°C
  • Ankara16°C

BAŞKAN ARICAN: GENÇLERİMİZE GEREKLİ DEĞERİ VERELİM

Genel Başkan Arıcan: “Gençler bir sivil toplum kuruluşunda yer almakla kalmayın, diğer kurumlarda neler oluyor, neler yapılıyor onlara da bakın. O kuruluşlarla iletişim ve dayanışma sağlayarak ortak faaliyetler gerçekleştirin.”

Başkan Arıcan: Gençlerimize gerekli değeri verelim

17 Mayıs 2020 Pazar 04:17

Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan, Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Hizmetleri Müdürlüğü’nün düzenlediği “Çevrimiçi Gençlik Buluşmaları” söyleşisinde konuştu.

16 Mayıs 2020 tarihinde saat 13.30'da başlayan programı Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman Çetin yönetti.

Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan’ın “Gençlik ve Sorumluluk Bilinci” konusunda yaptığı konuşma, TDV KAGEM'in sosyal medya hesaplarından canlı olarak yayınlandı.

Çağı yakalayan bir gençliğimiz var

Başkan Arıcan yaptığı konuşmada, gençlerin ailelerine ve yetişkinlere sorduğu sorularla çocukluktan çıkıp genç olmanın gereği olarak kendinin, özgürlüğünün farkına vardıklarını ve kendi kararlarını alabilme yetisine kavuştuklarını söyledi.

Kendilerine güvenilmesini, değer verilmesini isteyen gençlerin doğruluk, hakkaniyet, duygularının oldukça yüksek olduğunu ifade eden Arıcan; “Biz yetişkinlerin onlarla ilişkilerimiz konusunda sorunlarımız olduğunu, sorunun ise gençlere bakış açısından kaynaklandığını, bu dönemde gençlerin yetişkinlerden daha donanımlı ve güçlü olduğunu düşünüyorum. Şu bir gerçek ki; Şuan çağı yakalayan bir gençlik var.” diye konuştu.

Konuşmasını “İnancımız  bize vazife yükler. Biz kendi benliğimizi farkına vardığımızda aslında vazifemizin bilincine varırız.” diye sürdüren Arıcan, “Kuşaklar arasındaki değişim ve dönüşümlerde yaşanan farklılıklarda, gençlerin sorgulamalarına ve bu anlamda gençlere saygı duyulması ve akışına bırakılması gerektiği kanaatindeyim. Yanlış müdahaleler yaparak gençleri yanlış yere savurabiliyoruz.” dedi.

Sivil toplum kuruluşlarında görev alın

Gençlere tavsiyelerde de bulunan Genel Başkan Arıcan, “İçinde yaşadığımız çağ, daha demokratik, daha katılımcı, sivil toplumla ilerleyen bir süreçtir. Bugün, vakıf ve derneklere de sivil toplum kuruluşu diyoruz. En büyük sivil toplum ise, partilerdir. Son yıllarda birçok sivil toplum kuruluşu, vakıflarımız önemli projeler geliştirdi. Böylece kadınlar ve gençler de daha etkin hale geldi. Bununla birlikte asli görevlerimizin yanında sivil toplum faaliyetini sürdürmeyi ve kurumsallaşmayı önemli buluyorum. Bir sivil toplum kuruluşunda yer almakla kalmayıp ayrıca diğer kurumlarda neler oluyor, neler yapılıyor onlara bakın. Hatta o sivil toplum kuruluşları ile iletişim sağlayarak dayanışma ve ortak faaliyetler gerçekleştirmeyi düşünün” ifadelerini kullandı.

Çok konuşanlar değil, eser bırakanlar hatırlanır

Gençlerin büyük ilgi gösterdiği söyleşide “okuma ve yazma” konusuna da değinen ”Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim inancımızda okuma ve yazma vardır. Alâk Suresi, “Oku” diye başlar. Eğer iyi bir okuma yapamazsak, yazı yazamayız. Yani iyi bir yazı yazmak için, iyi bir okuyucu olmak gerekir. İnancımız bize kalemin ve yazmanın önemli olduğunu gösterir. Aslında kadim medeniyet köklerimiz ilk insanla birlikte yazının olduğunu söyler. İnsan, yeryüzünde var olduğu andan itibaren duygu ve düşüncelerini yazıyla ifade etmiştir. Gençlik, duygu durumunun en yüksek olduğu durumdur. Bundan dolayı duygu ve düşüncelerini kaleme almalıdırlar. “Senden bir şey olmaz’ tutumunu yanlış buluyorum. Gençlerimiz, asla pes etmesinler ve yazsınlar. İnsanın dünyayı kurtardığı dönemler gençlik dönemleridir. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethettiği yaş 23’tür. Bizler, fikirlerimizle dünyayı fethedeceğiz. Söz uçar, yazı kalır. Mutlaka gençlerimiz yazsınlar. İnsanlık var olduğu sürece yazı var olacaktır. Biz çok konuşanları değil, eser bırakanları biliyoruz.  Günlük yazmak bu işin en başlangıç noktasıdır. Mehmet Akif Ersoy bu coğrafyanın üç hastalığı var der; “Tembellik, cehalet ve yanlış kader” anlayışıdır. Bunu Nurettin Topçu’da şu şekilde ifade eder: “Çalışmayı bu millet ibadet gibi görmeye başladığı an bu dünyanın rengi değişecektir.” Dolayısıyla Akifleri, Topçuları, Erol Güngörleri, Farabileri iyi okumamız ve anlamamız gerekir. Bu anlamda gençlerin bizden aldıkları mirasla daha iyi bir dünya düzeni oluşturacaklarını düşünüyorum.”

                                                                                Mahmut Erdemir - Şeyda Özgül

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.