09 Kasım 2025
  • İstanbul14°C
  • Ankara6°C
  • İzmir16°C
  • Konya6°C
  • Sakarya12°C
  • Şanlıurfa15°C
  • Trabzon17°C
  • Gaziantep11°C

BERİL DEDEOĞLU'NDAN: TÜRKİYE’NİN SURİYE POLİTİKASI

Suriye ile ilgili gelişmelerin Esad’ın tutumuna bağlı olarak değerlendirildiği aşamanın gerilerde kaldığı anlaşılıyor.

Beril Dedeoğlu'ndan: Türkiye’nin Suriye politikası

Bu fikir değişikliği, Türkiye açısından verilen sözün tutulmaması, kurulacak oyunun bozulması olarak görüldü. Tıpkı İsrail’den Gazze’ye saldırmama sözü alıp Suriye-İsrail arasında arabulucu olmaya hazırlandığı sırada, İsrail saldırısı sonrasında duyduğu kızgınlığa benzer bir durum oldu.

İsrail’in neyi sabote etmeye çalıştığını bilen Türkiye, Esad’ı bu tür bir oyunun parçası olmaması için ikna etmeye devam etti. Suriye’den Türkiye’ye yönelik pek de dostça olmayan resmi açıklamalar gelmesine rağmen bu ikna süreci devam etti. Türkiye, Esad ve rejimine ‘şu an için değil, ilerisi için kazançlar’ vaat etti. Anlaşılan o ki başkaları ‘hemen kazanma’ konusunda Esad’ı ikna etmeyi başardı.

İkna ziyaretleri sonrasında Türkiye’nin tavrı değişmeye başladı; tavsiye veren Türkiye’den sırasıyla kızan, uyaran ve terk eden Türkiye’ye geçildi. Türkiye’nin Suriye yönetimini terk etmesinin Suriyelileri terk etmek anlamına gelmediği anlaşıldığından itibaren ise Suriye sınıra mayın döşemeye başladı.

Terk ettikten sonra

Bu aşamadan sonra, küresel meşruiyetin ifadesi olan BM’den yaptırım kararı çıkarılması aşamasına geçildi; ne yazık ki buradan da Rusya ile Çin vetoları nedeniyle sonuç alınamadı. Bu arada konu NATO’da da tartışıldı ve BM’yi atlayarak NATO kapsamında bir faaliyet yapılmasının da, hele ki Libya örneğinden sonra, pek mümkün olmadığı anlaşıldı. Bunun üzerine Arap Birliği devreye girdi; ancak ne yazık ki bu çerçevedeki ekip Esad’ı ikna edecek bir profile sahip olarak kurulmadı.

Arap Birliği, ABD’nin bölgedeki gölgesi olarak algılandı ve başta İran olmak üzere Rusya da bu tür bir girişimin Körfez ülkeleriyle kendilerini çevreleyen ABD’nin Suriye üzerinden tehdit oluşturduğunu savundu.

Bunun üzerine ikna grubu genişletildi ve Suriyelilerin Dostları Grubu oluşturularak içine Esad rejiminin zaten iletişim halinde olduğu Fransa gibi Avrupa ülkeleri de dahil oldu. İlk toplantı, ABD yandaşlığıyla nitelendirilmesi zor olan Tunus’ta yapıldı; ancak Esad bu sürecin önerilerini de gerçekleştirecek adımları atamadı.

Son(raki) aşama

Suriyelilerin Dostları Grubu, bu aşamadan sonra Esad’ı ikna etmeye değil Esad sonrası Suriye’ye yöneldi. Son diplomatik girişim olarak Kofi Annan bölgeye gitti; o da Esad tarafından püskürtüldü. Sonunda CIA başkanı Başbakan Erdoğan ile görüşmek için Türkiye’ye geldi. Belki yakında ABD ordusundan da yetkililer gelmeye başlar.

Gelişmeler, siyasal, diplomatik ve ekonomik girişimlerin sonuna gelindiğini gösteriyor. Sorun, yapılacak müdahalenin meşruiyeti bozmayacak ve cerahati etrafa yaymayacak biçimde nasıl yapılacağıyla ilgili. Türkiye, askeri değil insani müdahale yapan ülke olarak anılmaya çabalıyor, bunu da belirtmek gerek.

16.03.2012 Star

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.