04 Mayıs 2024
  • İstanbul15°C
  • Ankara18°C

BİLAL KEMİKLİ: GÖNÜLDEN SÖYLEMEK

Bilal Kemikli: Gönülden Söylemek

04 Şubat 2019 Pazartesi 13:08

Pek aziz dost, söz de tıpkı insan gibidir; ruhu ve canı vardır.  Evet, söz deyip geçmemeli; kimisi nice canlar bahşeder, kimisi de nice canları adeta telef eder. Elbette söz dediğim, kelime ve harften ibaret ses değil. Ona hayat veren insan… İnsanın aklı, fikri harfe kelimeye bürünüp söze tebdil eder. Bir dönüş, bir oluştur söz. Fakat her dönüş, her oluş sözü ruhlu ve canlı kılar mı? Soruyu biraz değiştirerek sorayım: Her sözün ruhu ve canı var mıdır?

Mevlânâ, Hak rahmet etsin, ruhsuz ve cansız sözlerden haber verir. Bu ruhsuz ve cansız söz, mukallidin sözüdür. Ne kadar süslü, ne kadar edebi olursa olsun, yaşanmayan hakikatleri dile getiren söz, ruhsuzdur, cansızdır, der. Mesnevî’dek ilgili bölümü olduğu gibi sana nakletmek isterim:

“O mukallidin yüzlerce delili vardır, yüzlerce laf ederi, ağzından yüzlerce söz çıkar, fakat söylediği sözler ruhsuzdur, cansızdır.”

Aziz dost, Mesnevî’deki her bir mısra, her bir cümle ruhu ve canı olan sözlerdir. O yüzden Menevî’ye irfan sahipleri “deryâ-yı mârifet” demişlerdir… Mârifet denizi. Bu deniz, asırlardır âşıkların hayat iksiri olmuştur. Bugün olduğu gibi yarın da nice kemal yolcusu ondan mana incileri derecektir. Bak işte, bir cümlesiyle bizleri nereye götürüyor. Mefhum-i muhalifinden hareketle söyleyecek olur isek, mukallidin sözü ruhsuz ve cansız oluyor ise, muhakkikin sözü de ruhlu ve canlı olacaktır. Demek ki, mesele taklitten tahkike ermek olsa gerek. Hani fakire tevcih ettiğiniz, “taklitten tahkike nasıl ulaşılır?” sorusu etrafında etraflıca düşünmek iktiza eder.

Devamı: http://yerlifikirler.com/makale-detay.php?id=839

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.