05 Kasım 2025
  • İstanbul16°C
  • Ankara5°C
  • İzmir15°C
  • Konya8°C
  • Sakarya11°C
  • Şanlıurfa16°C
  • Trabzon16°C
  • Gaziantep12°C

BİR ASIRLIK AŞK VE SAVAŞ HİKÂYESİ

Nazan Bekiroğlu'nun merakla beklenen yeni romanı 'Nar Ağacı', önümüzdeki hafta kitapçılarda olacak.

Bir asırlık aşk ve savaş hikâyesi

'Nar Ağacı', yazarın 'İsimle Ateş Arasında' (2002) ve 'Lâ: Sonsuzluk Hecesi'nden (2008) sonra üçüncü romanı. Sözü daha fazla uzatmadan önümüzdeki hafta kitapçılarda okura ulaşacak 'Nar Ağacı'ndan tadımlık bir bölüm yayınlıyoruz.

ROMANDAN BİR BÖLÜM

"Tellâl iki sokak ötede bir kez daha "Seferberliktir!" diye bağırdığında düşüncelerimden sıyrıldım. Yaslandığım ağaca doğru yürüyen siyah çarşaflı yaşlı bir kadına baktım. Kırışıklar içindeki esmer yüzü açıktı ve gözleri yaşlıydı. İki adım attım sırtımı ağaçtan ayırarak. Durumumun garipliğine aldırmadan "Affedersiniz teyzeciğim" dedim. Bakışları beni delerek geçti, hiçbir şey duymamış gibi ileriye bakarak yürümeye devam etti. Bir daha sersemledim, kanım damarlarımda dondu sanki. O zaman sadece yaşlı kadının değil, yanımdan geçip giden onca insanın da bu kadar farklı görüntüme rağmen bir kez olsun dönüp yüzüme bakmadıklarını fark ettim. Oysa sırtımdaki kot pantolon da, yüzümdeki makyaj da en önemlisi açık saçlarım da onlara çok yabancıydı. Dönüp bakmaları lâzımdı doğal olarak ama bakmıyorlardı işte. Öyleyse evet, beni görmüyorlardı. Sağıma soluma bakındım, az ötedeki bir zücaciye dükkânına yaklaştım. Camekânının tam önünde durdum, baktım. Camların temiz yüzeyi de gökler kadar boştu. Elimi bastırdım kalbime, yerinden çıkmasın diye. Başım dönerken dükkânın kapısına tutundum. Görüyor ama görünmüyordum. Öyle mi? Konuşuyor ama işitilmiyordum. Dokunuyor ama fark edilmiyordum. Vardım ama yoktum. Gölgeydim sadece.

.......

Bana tam anlamıyla ne olduğunu ancak o an anlayabildim. Ben de, Alice'i, Harikalar Diyarı'na geçiren ayna gibi bir fotoğraf kartonunun arkasına geçmiş, eski zamanın içine girmiş olmalıydım. O kadar istediğim, yakıcı bir hasret duyarak, imkânsızlığını bile bile içimde büyüttüğüm şey gerçek olmuştu ve en önemlisi de şuurum, bugünkü şuurumdu, yaşadığım zamana, şimdiki zamana aitti.

Orada öylece kalakaldım. En büyük hayalim gerçek olmuş, zamanda geri gitmiştim. De! Bula bula bu zamanı mı bulmuştum?"

29.09.2012 Zaman, Kültür

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.