04 Kasım 2025
  • İstanbul15°C
  • Ankara11°C
  • İzmir18°C
  • Konya11°C
  • Sakarya13°C
  • Şanlıurfa17°C
  • Trabzon16°C
  • Gaziantep12°C

BİR 'CENNET BAHÇESİ' GİBİ DAR-ÜL HADİS CAMİİ

Soğuk bir kış gecesi II. Murad bir rüya görür. Rüyasında Peygamber Efendimiz, II. Murad Han’a Tunca Nehri kıyısında bir mekânı gösterir ve buraya bir cami yaptırmasını emir buyurur. Bu emir üzerine II.

Bir 'cennet bahçesi' gibi Dar-ül Hadis Camii

darulhadis-cami1-1
Soğuk bir kış gecesi II. Murad bir rüya görür. Rüyasında Peygamber Efendimiz, II. Murad Han’a Tunca Nehri kıyısında bir mekânı gösterir ve buraya bir cami yaptırmasını emir buyurur. Bu emir üzerine II. Murad hiç vakit kaybetmeden, büyük bir hızla cami inşaatını başlatır. İsmail Alperen Biçer yazdı.

 

Soğuk bir kış gecesi II. Murad bir rüya görür. Rüyasında Peygamber Efendimiz, II. Murad Han’a Tunca Nehri kıyısında bir mekânı gösterir ve buraya bir cami yaptırmasını emir buyurur. Bu emir üzerine II. Murad hiç vakit kaybetmeden, büyük bir hızla cami inşaatını başlatır. Caminin kitâbesine göre 1434 yılında da inşası tamamlanmıştır.

 

Balkanlardaki ilk yükseköğretim kurumu: Dar-ül Hadis

Edirne şehri üzerine yazılan kitaplar ve eski kaynaklar, Dar-ül Hadis Camii’nin -isminden de anlaşılacağı gibi- bir “hadis okulu” olarak düşünüldüğünü ve inşa edildiğini kaydeder. Fakat ne yazık ki, günümüze sadece cami ve bahçesindeki kabirler ulaşabilmiştir. Medrese kısmı ise yıkılmış kaybolmuştur. Zamanın büyük bir medresesi olan bu yapı, bugün küçük bir mahalle mescidi görünümündedir. 1434’te inşa edilen bu “hadis okulu”na Edirne doğumlu Fatih Sultan Mehmed de intisap etmiş ve ilk hadis eğitimini burada tamamlamıştır.

 

Balkanlar’daki ilk yükseköğretim kurumu olan Dar-ül Hadis’in ihtiyaçlarını karşılamakla görevli vakıfların sayısına ve mahiyetine baktığımız zaman onun hakikaten çok büyük bir medrese olduğunu idrak etmek hiç de zor olmaz. Caminin vakıfları şöyledir: Edirne içinde bulunan 188 dükkân, 2 fırın, 3 ev ve 2 köy. Geliri Dar-ül Hadis’e bağlanan bu vakıflar, bugün Topkapı Sarayı’nda bulunan cami vakfiyesinden öğrenilmektedir.

 

“Cennet Bahçesi” ve kabirler

Eskiler, “teşbihte hata olmaz” veya “farzımuhal” dedikten sonra, her şeyin söylenebileceğine cevaz vermiştir. Bu icazete güvenerek, Dar-ül Hadis’in bahçesini bir “cennet bahçesi”ne benzetebiliriz. Bir halı misali zemini süsleyen çimler, caminin ve şadırvanın çevresindeki ağaçlar ve mis kokulu çiçekler, bahçeye ayrı bir güzellik katmaktadır. Ayıca caminin bahçesinde şehzade ve sultanların kabirleri vardır. Edirne’nin tarihine ve kültürüne büyük hizmetleri olan Dr. Rıfat Osman Bey, caminin haziresinde medfun olanların isimlerini ve ölüm tarihlerini şöyle sıralar:

 

Şehzade Hüseyin, 1449, Babası: II. Murad

Şehzade Orhan Çelebi, 1451, Babası: II. Murad

Ümmügülsüm Sultan, 1700, Babası: II. Mustafa

Şehzade Ahmed, 1703, Babası: II. Mustafa

Hatice Sultan, 1698, Babası: II. Mustafa

Zeynep Sultan, 1715, Babası: III. Ahmed

Şehzade Selim, 1715, Babası: III. Ahmed

Rukiyye Sultan, 1698, Babası: III. Ahmed

Hafize Sultan.

 

dünyabizim.com'daki haberin devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/15814/bir-cennet-bahcesi-gibi-dar-ul-hadis-camii.html

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.