- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
BİTLİS'TEN TARİHİ ESİNTİLER
Bitlis, medeniyetlerin kesiştiği kadim bir şehrimiz. Anadolu’da ev mimarisi denince aklımıza Safranbolu, Buldan, Beypazarı, Eskişehir, Babadağ evleri gelse de Bitlis evlerinin yeri ayrıdır. Faruk Azmi Alpsoy yazdı.
14 Kasım 2019 Perşembe 14:00
Bitlis, medeniyetlerin kesiştiği kadim bir şehrimiz. Komşu şehirlerden karayolu ile buraya ulaşmak biraz zordur. Diyarbakır’dan Bitlis'e karayolu ile yaklaşık 3-4, Van’dan ise 2 saatte ancak gelebilirsiniz. Yollar gayet güzel ve asfaltlı da olsa haşin, heybetli dağlar insanı heyecanlandırır. Kıvrım kıvrım yollarda süzüle süzüle ilerlersiniz. Vadiler öylesine derindir ki bakmaya dahi cesaret edemezsiniz. Vadiler arasında seyrederken inşaatı devam eden yeni yolların ve köprülerin yükselen ayaklarına şahit oluyoruz. Bir müddet sonra otobüsümüz bizi Rahva’da indiriyor. Rahva; Bitlis, Van, Muş üçgeninde yer alan bir toplanma merkezidir. Rahva’da bulduğum ilk araçla Bitlis merkeze gidiyorum. Merkez dediysem burası Eski Bitlis’tir. Dört bir tarafı buram buram tarih kokar. Büyük şehirlerdeki insanın ruhunu sıkan, bunaltan acayip yapılar yoktur. Çarşı sessiz ve sakindir. Dükkânların çoğu yenilenmiş. Şehrin içinden geçen Bitlis çayı burada soluk alanlara huzur verir. Çarşı ve civarında dolaşan insanların çoğu yöresel kıyafetli Bitlislilerdir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.