BÖYLE ZOR BİR MAÇI KİMSE GÖRMEDİ

Akıl akıl, gel çengele takıl!

"Bir cismin parçalarının çevresinde, bakışımlı olarak düzenlediği sanal bir doğru." 
Bu sehl-i mümtenî örneği TDK'nın 1983'te çıkardığı "Fizik Terimleri Sözlüğü"nde geçen "eksen" maddesinin târifinde yer alıyor... 

*** 
Cehâletim bağışlansın, ben hiçbir şey anlamadım bundan. 
Kalın kafalı olduğumdan da anlamıyor olabilirim. 
Doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı... 

Ne yalan söyleyeyim, ben bu târifi önce basit bir şey zannettim. 
Sonra bir labirentin içine düştüğümü anladım. 
Kolayca yapılmış gibi görünen; fakat çok çetin ve derin bir târif bu. 
"Sehl-i mümtenî" deyişim o yüzden... 
*** 

Kafam -kendi boyuna bosuna bakmadan- TDK ile atışmaya kalkıştı.
(E, bunu yaparsan boyunun ölçüsünü alırsın, dımdızlak ortada kalırsın böyle işte!) 

*** 
TDK ile çıktığım ringde onun sağlam ve kendinden emin duruşunu aşağıdaki resimde görüyorsunuz. 
(Benim de boşa salladığım yumruklarımı...)    
Ben: Bu 'sanal bir doğru' dediğin şey nerde?

TDK: "Bir cismin parçalarının çevresinde..."

Ben: Peki, bu "sanal doğru"yu üstelik "bakışımlı olarak" düzenleyen ne: "Bir cisim" mi, yoksa onun "parçaları" mı?

TDK: Nasıl yâni? Ne demek şimdi bu?

Ben: Tamam, orası muallâk. Diyorsun ki: "Bu fâil 'Bir cisim' de olabilir, onun 'parçaları' da."

TDK: ...

Ben: Pekâlâ, 'Bir cisim' yâhut onun 'parçaları' nasıl olur da "bakışımlı olarak" bir şey düzenleyebilir? İnsan mı ki bunlar?

TDK: ...

Ben: Ha, tamam, hayal gücümüzü ve beynimizi zorlayalım ve farz edelim ki sen 'bir cisim' yâhut onun 'parçaları' ile insanı kasdediyorsun. Allah aşkına, hangi insan "Bir cismin parçalarının çevresinde, bakışımlı olarak sanal bir doğru" çizebilir?

Senin lügatine bakıp anlamaya çalışan da... 
*** 
E, maçı kaybedince kös kös dönerken ettiğim terbiyesizlikten dolayı kusuruma bakmayın! 
Kafama darbeleri üst üste yemişim. 
İki kaşım da açılmış
Yüzüm gözüm şişmiş. 
Kan revân içindeyim. 
Ama unutmayın:
Bu maçın rövanşı da var! 
Gününü göstereceğim ona!