- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
BU BÖYLE GİTMEZ; BELLİ Kİ BEN KAZANÇLI ÇIKACAĞIM: ÖYLEYSE ALKIŞ İSTEMİYORUM BANA BİR FATİHA YETER
Akıl sahipleri daha ne kadar dayanabilirler ki, böylece kendilerini duyacak ya da anlayacak izan sahipleri çıkabilir mi diye; her şeye rağmen, heyhat, kalabalıkların içindeki yalnızlığı görmemek ne kadar acı veriyor.
16 Mayıs 2022 Pazartesi 12:56
Evet, itirafım zor olmadı biliyorum; bu kadar büyük bir belâya uğramış hurufatın içinden, titizlikle koparıp ortaya koyduğum bir cümlenin içinde maharetle gizlenmiş olan o derin alakanın, bana yakışacak olan önemli ve bir o kadar da cazibeli büyüsüne kapılmış, gaipten gelen bir nida gibi etrafımda dönüp duran benzeri yok bu fikrimin; ulufe dağıtan sultanın hazinesinden bana ne kalmışsa artık belli oldu ki benim bir bahanem kalmadı ki bu ağır yükün taşınacağı hakkında bir zahmete maruz kalayım ve hayat hakikatte sanıldığı gibi öyle bülbülle gülün has bahçelerde birbirlerine sitem ederek söyleşmesi kadar hazin değildir ve aslında hayat daha da kötü bir hal almaktadır zamanın bu uçuk ve duyarsız boyutuyla birlikte, sanki hiçbir zaman işgal edilmezmiş gibi bir masumiyet duygusu içinde hayal ederken her tarafı acımasız bir şekilde saldırıya uğramış bu yorulmuş bu zavallı dünyada:
Peki, bana ne oldu ki böyle uzaktan bakmaktayım hayata!
Bir şey var ki bütün hışmıyla geliyor üstüme!
Varsın gelsin dedim; bahanem yok ki dedim; lâkin kimin bahanesi var ki; ya da kim kendine bir bahane bulacaktı ki bu kargışlanmış durumdan dolayı bundan böyle; acıması yok ve her fırsatta, hatta en ufak bir kıvılcımla birlikte ortaya çıkmasını dört gözle bekledikleri bir bahanenin halihazırda iştahlarını ne kadar kabartabileceğinin sevinci ve hesabı içinde iken; bunu da sabırsızlıkla beklediklerini anlamamanın kara bir yazgı gibi alnımda duracağını bildiğim halde, bunu tavsatarak geçiştirmek için gözlerimin kör olması gerekiyor ki; bu garip ve yalnızlık zamanlarının acı veren vaziyetleri içerisinde, akıl sahipleri daha ne kadar dayanabilirler ki, böylece kendilerini duyacak ya da anlayacak izan sahipleri çıkabilir mi diye; her şeye rağmen, heyhat, kalabalıkların içindeki yalnızlığı görmemek ne kadar acı veriyor; ne kadar perişan ediyor insanı:
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.