04 Mayıs 2024
  • İstanbul14°C
  • Ankara13°C

BÜLENT ORAKOĞLU: S-400’LER TÜRKİYE’YE DOĞU AKDENİZ’DE NET BİR ÜSTÜNLÜK SAĞLAYACAK

Kıbrıs ve Doğu Akdeniz üzerinde bir taraftan küresel güçlerin enerji konusunda hegemonya mücadelesi devam ederken diğer taraftan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) kontrolünde ABD’nin desteklediği illegal ve gayri kanuni sondaj çalışmaları yapılıyor.

Bülent Orakoğlu: S-400’ler Türkiye’ye Doğu Akdeniz’de net bir üstünlük sağlayacak

22 Nisan 2019 Pazartesi 10:51

Uzmanlara göre uluslararası deniz hukukunu ihlal eden GKRY ve ABD, KKTC’nin ve Türkiye’nin deniz hukukundan kaynaklanan haklarını ihlal etmektedirler.
Başka bir deyişle ABD hegemonik gücünü kullanmaya veya Türkiye’yi test etmeye çalışmaktadır. Bölgesel bir güç olan Türkiye Doğu Akdeniz’de ülkesinin hak ve menfaatlerini küresel güçlerin ve maşası ülkelerin illegal sondaj çalışmalarına karşı etkin bir şekilde koruma görevini başarılı bir şekilde sürdürmektedir. Esasında illegal sondaj çalışmalarının tali nedeni bu bölgede gerilim yaratma amaçlı olduğu asıl temel nedenin ise Türkiye’yi enerji denkleminden çıkarma isteğidir. Bu konuda ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun İsrail’de İsrail, Yunanistan ve GKRY ileyaptığı toplantıda bu yönde alınan kararlar alındığı bilinmektedir. Ayrıca bölgede sondaj çalışması yapabilmek için Türkiye ve KKTC’den izin alınması hususu da deniz hukukuna göre elzemdir. Türkiye son dönemde yeni bir ‘Milli Petrol Politikası’ oluşturmuştu. Oruç Reis, Barbaros Hayreddin Paşa ve Fatih gemileriyle sismik araştırmalar sonucu Doğu Akdeniz’de 3 trilyon metreküpü aşkın doğalgaz varlığı belirlenmişti. Türkiye’yi ayağa kaldıracak nitelikte bir doğal gazın Türk bilim adamları tarafından tespiti ülkemizin doğal gaz arz güvenliğinde söz sahibi olan bir ülke konumuna da geldiğine işaret etmesi bakımından da çok önemliydi şüphesiz.
 
Son dönemde Doğu Akdeniz’de keşfedilen hidrokarbon rezervleri, bölgesel dinamiklerin yeniden şekillenmesine yol açmıştır. Değişen dinamikler, enerji rekabetinin ve ihtilaflı konuların giderek artmasına ve krizlerin daha da derinleşmesine sebep olmuştur. Keşfedilen hidrokarbon rezervleri ile enerji ticaretinde ihracatçı olmak isteyen bölge ülkeleri arasındaki rekabet ve deniz yetki alanlarının belirlenmesi, çıkarılacak rezervlerin hangi güzergahtan geçerek satışının yapılacağı konusundaki anlaşmazlıklar ve enerji talep piyasasında en yüksek paya sahip olan Avrupa ülkelerinin enerji ithalat bağımlılığında Rusya, Cezayir ve Nijerya’ya alternatif olarak yeni pazar arayışlarına girmesi krizi derinleştiren başlıca konular olmuştur. Yaşanan süreçte, İsrail, Mısır, Lübnan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve en önemlisi Türkiye’nin attığı adımlar, her geçen gün önem kazanmaktadır.
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.