- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
C. YAKUP ŞİMŞEK: TDK'NIN TÜRKÇE ÂRIZALARI - 2 (BU NASIL ‘BEKLENTİ?’)
03 Ağustos 2018 Cuma 10:27
Sevan Nişanyan'ın tesbîtine göre ilk olarak 1935 yılında Cumhûriyet gazetesinin "bekleme" mânâsında kullandığı -"bekleme" neyimize yetmiyorsa- ve son yıllarda ağızlardan düşmeyen yeni Türkçe "beklenti" kelimesini TDK'nın Güncel Türkçe Sözlük'üne bakarak öğrenmek mümkün değil.
Dahası, yanlış öğrenme riskimiz var...
Târif aynen şöyle:
“1. isim Gerçekleşmesi beklenen şey 2. Bireyin belli şart ve durumların alacağı biçimler veya kendisinden beklenenler konusundaki öngörüsü”
Kelimeye verilen ikinci mânâya takılmamak elde değil.
Bu nasıl bir târif?
***
Haydi, bu muallâk, yuvarlak ve muğlâk ibâreyi çözmek için biraz zihin idmanı yapalım. Göreceksiniz, beyniniz dopingini alan atlet gibi koşacak, coşacak ve hattâ havada ters taklalar atmaya başlayacaktır.
Hele şu "Bireyin ... kendisinden beklenenler konusundaki öngörüsü" kısmı var ya, evlere şenlik...
Bu ifâdeye göre "Meselâ Ahmet'in ailesi ondan (Ahmet'ten) bir şeyler bekliyor; Ahmet, ailesinin kendisinden ne beklediği hususunda 'öngörü'de bulunuyor. Yâni, Ahmet, ailesinin kendisinden ne beklediğini önceden anlıyor ve ona göre davranıyor..."
İşte Ahmet'in bu tavrı, TDK'ya göre "beklenti" oluyor...
Akıl akıl, gel çengele takıl!
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.