- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
23 Ekim 2025- İstanbul17°C▼
- Ankara11°C
- İzmir19°C
- Konya11°C
- Sakarya17°C
- Şanlıurfa17°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep11°C
ÇAĞDAŞ CAMİ MİMARİSİNİN KİMLİK PROBLEMLERİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Cami tasarımlarının “özgün tasarım” adı altında tedrici olarak geçmişle bağını koparan bir akım hâline gelmesi bizi “Cami mimarisi nereye gidiyor?” sualini sormaya yönlendiriyor.

12 Kasım 2021 Cuma 14:14
Selçuklu ve Osmanlı cami mimarisinin çatı, kubbe, minareleriyle ve yapı formuyla ortaya konmuş hâlinin günümüzde aynen tekrar edilmesinin çok doğru olmadığını ve bunun yerine içinde yaşanılan çağın mimarisinin ortaya konması gerektiğini iddia etmek mümkündür ki kısmen de bu görüş haklılık içerir. Lakin camileri tasarlarken onun İslâmi kimliğini yani İslâm mimarisine ait bir yapı idrakini tamamıyla kaybettirmeden ve onu stilize ederken yerel kültür ve inanç kodlarımızdan koparmadan bir güncelleme yapmak sorumluluğunu taşımakta olduğumuz da aşikardır.
Peygamber Efendimiz (sav) döneminden itibaren cami mimarisinin şu ya da bu şekilde olacağına dair kesin hatlarla bir sınır çizilerek “düz damlı, çatılı ya da illa kubbe ve minareli olsun” şeklindeki değerlendirmelerin getirdiği katı kuralcı bir çerçeve içinde değiliz. Lakin bu yapılardan 14 asırdır günümüze gelen mimari birikimi ve İslâm dünyasında neşv ü nema bulmuş ve bir kimlik kazandırmış olan alametleri yok sayarak; örneğin camiye peygamberimiz döneminde olmayıp sonradan eklenerek alamet-i farika olarak addedilen minare vb yapı elemanlarını gereksiz görerek onlardan vazgeçmenin çok anlamlı bir tavır olacağını söyleyemeyiz. Camileri tasarlarken İslâm dünyasının 1400 yıllık bir mimari birikimini ve müminlerin muhayyilelerine yerleşmiş olan biçim idrakini yok farz ederek, onun yerine geçmişle ilgili hiçbir şeyi yaşatmadan, nevzuhur yeni bir yapı formu ortaya koymanın çağdaş cami mimarisi ile açıklanması makul bir tavır değildir.
Günümüzde İslâm mimarisinden bihaber, İslâm inancından uzak, hatta hayatında hiç namaz kılmamış insanların cami tasarımına soyunmaları işin tabiatına aykırı bir tutumdur. Cami mimarisinde –sözüm ona- yenilik yapma adına tamamen kimliksiz ve dışarıdan temaşa edildiğinde cami tasavvuru oluşturmayan bir takım yapıların tasarlanması ve bunların da “çağdaş mimari” diye lanse edilmesi doğrusu mimarimizdeki kimliksizliğin bir başka yansımasıdır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.