- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
CEMAL ŞAKAR, TABİİ Kİ ÖZENTİ DEĞİL ELBETTE YAŞANTIMIZ BU
Hava sıcak. Camlardan giren rüzgar yüzüme, enseme yalaz olup vuruyor. İvrindi çatırına indikçe Şapçı’nın serinliği arkada kalıyor.
13 Ağustos 2021 Cuma 14:07
Eski traktör lastikleri doldurmuşum kamyonete; yük havaleli. Kamyonet bir sağa yatıyor, bir sola. Bazı taksiler beni görür görmez sağa kaçıyor. Tırsık şeyler diye düşünüyorum, keyifle. Sigara dudaklarımda iyice ıslanmış, camdan dışarıya tükürüyorum. Ter tişörte çıkmış, pantolonda lastik lekeleri… İkindi vakti. Güneş sağ yanımdan vuruyor. Açıkmışım. Çatıra yaklaşınca arabayı boşa atıyorum. Direksiyona doğru uzanıp belimi gerip dinlendiriyorum. Sağda yeni açılan alabalıkçıya girsem mi? Ağaçların altında, derenin kenarında serinlerim hem. En az otuz lira tutacağı geliyor aklıma. Vazgeçiyorum. Ama acıkmaktan öte, serinlemek çekici geliyor. Gazoz filan içmem, salata istemem. Olur mu olur. Son anda karar veriyorum. Frene basıyor, vitesi ikiye takıyorum. Viraja hafif sert giriyorum. Kamyonet bir güzel sola yatıyor. Olsun. Toparlayacak, biliyorum. Yıllardır tepesindeyim, ne zaman ne yapacağını biliyorum. Bütünleşmiş yaşıyoruz onunla. Birbirimizi hiç yanıltmıyoruz.
Ortalık tenha. Okullar kapanmadı. Yazlıkçılar henüz dökülmedi Körfez’e. İki-üç masa var, bir de kaputu kaldırılmış arabayla ilgilenen iki delikanlı. Salkımsöğüdün yanındaki, derenin hemen kenarındaki masaya anahtarları, sigarayı, telefonu bırakıp çeşmeye yöneliyorum. Temiz havada, üzerime sinen lastik kokusu belirgin hale geliyor. İyi ki alışmışım bu kokuya, diye düşünüyorum. Yoksa katlanılmaz olurdu. Sıvı deterjanla elimi ovdukça siyah sular akıyor. Biraz daha.. biraz daha… Bu kadar arınıyor. Yüzüme bol su. Islak ellerimi saçlarıma sürüyorum. Serinliyorum. Masaya oturup sigara yakıyorum. Biraz kendime geliyorum. Kaşarlı alabalık söylüyorum. Minik taşlar arasında kıvrıla kırıla akan suyun sesi… Kuş sesleri… Bir serinlik… Güzel be diyorum, hayat güzel. Yarın ödenecek çek geliyor aklıma, ikibin civarında eksik var. Keyfim kaçıyor. Ulan bu dünyaya borç ödemeye mi geldim ben? Yarını unutmaya çalışıyorum.
Devamı: https://www.izdiham.com/cemal-sakar-tabii-ki-ozenti-degil-elbette-yasantimiz-bu-2/
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.