- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
CEMAL ŞAKAR’IN HİKÂYELERİ NEDEN SAĞLAMDIR?
Cemal Şakar’ın 'Pencere’si üzerinden imgeyi yeniden düşünebiliriz. Çünkü Cemal Şakar’ın hikâyeleri gerçekten çok sağlamdır. Ömer Yalçınova yazdı.

01 Eylül 2015 Salı 14:49
Cemal Şakar’ın Pencere’si (İz y., 2014) üzerinden imgeyi yeniden düşünebiliriz. Çünkü Cemal Şakar’ın hikâyeleri gerçekten çok sağlamdır. Hangi hikâyesini açıp okursanız okuyun, hatta onun ilk hikâye kitabını sil baştan okumaya başlayın, görülecek ilk şey budur: Kelimesine dokunamayacağınız sağlamlıkta hikâyeler. Üzerinde çokça çalışılmış, düşünülmüş, belki de yeniden yeniden yazılmış; konusuna ayrı, biçimine ayrı, diline, üslubuna ayrı önem verilmiş, kurgusu sağlam hikâyeler. İlk önce okuyucuda ister istemez bu hikâyelerle ilgili konuşmak, yazmak, yorum yapmak imkânsız intibaı uyandırır. Öyle ya, sağlam yapılara yalnızca bakarız. Onun harcını, kiremidini, planını konuşmaya takatimiz olmaz. Çünkü bütün olarak o bir imgedir, muhayyilemize hücum etmiştir, etkisini halen duyurmaktadır. O an adeta görünen köy kılavuz ister mi veya “'güzel olan hiçbir şey hülasa edilemez' demiş çünkü Valéry” demek zorunda kalırız. Sanatçı biraz da muhatabını bu şekilde savunmasız bırakan kişi değil midir?
“Pencere” hikâyesinde Cemal Şakar, sonradan ayağı sakatlanmış, bu yüzden pencere önünde oturmak zorunda kalan bir dost imgesi üzerine çalışır. Şiirde imge bazen tek mısrayla kurulur ve biter. Bazen de şiirin genelinden okuyucuda bir imge kalır. İkinci tür imgeler esastır ve kalıcıdır. İkinci tür imgeleri oluşturmak büyük yetenek gerektirir. Hikâyede de aynı şeyle karşılaşırız. Örneğin bir roman veya hikâyede okuyucunun gözünde canlanan ani parlamalar, görüntüler, flaş patlamaları olur. Eğer o flaş patlamalarını sanatçı rastgele yakalamışsa, işlememişse ve başka unsurlarla desteklememişse, o orada kalır. Unutulmaya mahkûmdur. O metni yeniden okuduğumuzda aklımıza gelir. Onu geliştirmek, biraz da okuyucunun zihnine bağlıdır. Sanatçı bu tür rastgele imgelerle fazla oyalanmak istemez. O, imgeyi adım adım kurgular, planlar ve inşa eder. Cemal Şakar’ın“Pencere”sindeki imge mesela, bu tür çalışılmış, temelleri atılmış, inşa edilmiştir. Ve okuyucunun zihninde kalır, kolay kolay unutulmaz. Kah zihne kah kalbe hitap eder. İkisini birden sızlatır.
“Pencere” hangi özelliğiyle ayrı bir yerde durmayı hak ediyor?
Peki, Cemal Şakar hikâyelerinden okuyucuda yalnızca bir veya birkaç imge mi kalır? Hayır. Aslında Cemal Şakar hikâyelerinden okuyucuda pek çok şey kalır. Karakterler, olaylar, düşünceler… Yani her hikâyeden okuyucuda iz bırakmasını beklediğimiz türden şeyler. Fakat “Pencere”nin ayrı bir yeri vardır. O, genel beklentilerden fazlasını karşılamaktadır. “Pencere” hangi özelliğiyle bu ayrı yerde durmayı hak etmiştir? Düşünülmesi gereken soru budur. Ve günümüz hikâyecilerinin birçoğunun atladığı nokta da budur. O yüzden onlardan okuyucuda birkaç olay, belki birkaç karakter kalır. Onlar da zamanla silinir. Fakat “Pencere” okuyucuda öyle sağlam bir yerde durur ki, onu silmek, unutmak, düşünmemek uzun, hem de pek uzun bir zaman gerektirir.
Cemal Şakar “Pencere”de olay, karakter, hareket, mimik, yorum, düşünce, telaş… artık neleri kullanmış veya ortaya çıkarmışsa, hepsini de tek bir imgenin üzerine bina etmiştir. Cemal Şakar imgeyi, binayı dikeceği, yükselteceği bir temel olarak kullanır. Hikâyede geçen her şeyin o temelle/imgeyle ilişkisi vardır. İmge bir tarafta, karakter öbür tarafta durmaz. İmge denilince karakterler, karakterler denilince olaylar, olaylar denilince düşünceler bir anda okuyucunun zihnine sökün eder gelir. Çünkü hepsinin özeti o imgede saklanmış, sıkıştırılmış halde durur. Cemal Şakar’ın en büyük başarısı budur.
Cemal Şakar’ın ustalaştığı yönler
Tiyatro sahnesini tarif etmeye benzer, kısa cümlelerle başlatılır “Pencere”. Sahne üç aşağı beş yukarı okuyucunun gözünde canlanır ama halen pusludur, bütün canlılığıyla ortaya çıkarılmamıştır. Daha sonra kaza nedeniyle evinden çıkamaz hale gelen idealist adamın oğluyla karşılaşırız. Hikâyeyi oğulun ağzından dinleriz. Bütünüyle değil tabii, eksik tarafları kalacaktır. Ardından adamın karısı konuşmaya başlar. Bazı eksikleri o giderir. Sonra adamın kendisini dinleriz. Ama hikâye halen eksiktir. En sonunda da adamı ziyaret eden dostun/yazarın duygu ve düşüncelerini okuruz. Hikâye biter. Bir olay bu şekilde dört ayrı perspektiften aktarılır. Cemal Şakar her karakteri başarılı bir şekilde konuşturur. Liseli talebenin ağzından yetişkinlere özgü sözler çıkmaz. Ayrıca Cemal Şakar liselinin heyecan, kaygı ve düşüncelerini çok iyi verir. Onu liseli bir genç olarak konuşturur. Aynı başarıyı ev hanımını konuştururken de gösterir. Ev hanımının telaşı, kaygıları, dikkat ettiği şeyler hikâyede işlenir. Sonra da hayata küsmüş, odasından dışarı çıkamayan adamın psikolojisi… Bunlar dünyaya dönük dört ayrı bakış, değerlendiriş, yorumlayış ve algılayıştır. Hepsini de okurken gözümüzde sürekli aynı imge takılıp kalır. O imge her sarf edilen sözde, tarifte, tahlilde, düşüncede oluşur.
1- Babasının sırlarını çözmek isteyen, edepli, liseli genç imgesi,
2- Emektar, fedakâr eş imgesi,
3- Dostunun haline üzülen vefakâr yazar imgesi
Bunlara üç saç ayağı dersek, üstünde “kaza nedeniyle ideallerini gerçekleştirememiş, pencerekenarında oturmaya mahkûm olmuş adam imgesi” durur.
Cemal Şakar’ın hikâyesindeki sağlamlığın ve okuyucuda bıraktığı güçlü etkinin nedeni bizce budur. İmgenin olaylar ve karakterleri, olay ve karakterlerin imgeyi, dönüşümlü olarak inşa etmesi, birbirinden koparılamayışı… Ve bunu en iyi şekilde gerçekleştirmek için seçilen ve uygulanan teknik… Farklı karakterlerin ağzından aynı olayı anlatmak, onlara aynı olayı düşündürmek… Yani olayın farklı açılardan izlenmesi… Cemal Şakar’ın ustalaştığı ve okuyucuya sunduğu yönlerdir.
Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/21372/cemal-sakarin-hikyeleri-neden-saglamdir.html
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.