05 Kasım 2025
  • İstanbul17°C
  • Ankara18°C
  • İzmir22°C
  • Konya19°C
  • Sakarya19°C
  • Şanlıurfa26°C
  • Trabzon18°C
  • Gaziantep24°C

CEMİL ERTAM'DEN:TÜRKİYE'DE İSLAMİ KESİMLERİN ARKASINDAKİ TARTIŞMANIN KÖKENİ

  Tam şu günlerde, özellikle şu günlerde, siyasette ve ekonomide güncel olarak neyi takip ediyorsunuz? Sormaya bile gerek yok değil mi; Türkiye için söylersek siyasette yaklaşan yerel seçimler, dershane tartışmaları falan...

Cemil Ertam'den:Türkiye'de islami kesimlerin arkasındaki tartışmanın kökeni

Evet, bir sosyal bilimci için  bunca alt-üst oluşun, on yıla sığdırılması ve çok köklü bir siyasi krize dönüşmeden atlatılması mucize idi. Ama bu mucizevi süreç, çözüm süreci, enerji anlaşmaları, yeni Ortadoğu, yeni Anayasa tartışmaları ve demokratik paketlerle falan sürerken, Türkiye’de, bir ilk oldu ve yukarıda saydığım geleneksel çatışma alanları dışında yeni bir çatışma alanı çıktı. İslam’ı referans alan kesimler-ki iktidar da buraya kısmen dahildir- arasında yeni bir çatışma alanı doğdu.

Tartışılan alanlar tali...

Ben doğrusu bunun temel nedeninin, konjoktürel-dershane, yerel seçim hatta Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi- bir siyasi paylaşım mücadelesi olduğunu düşünmüyorum. Bütün bu tartışmalar, bence temel nedene bağlı tali tartışmalardır. Bence temel neden İslam’ın, hem yeni bir ekonomik çıkış hem de buna bağlı yeni bir uygulanabilir meşru nizam olarak, şu andaki sisteme, alternatif bir sistem olarak gelmekte oluşudur.

Bugün bir İslam hukukunun varlığını kabul eden herkes İslam’a ait bir ekonomik sistem olduğunu kabul etmek durumundadır. Kuran-ı Kerim’de, ücret, (ecir, icare, kira) alış veriş (bey) faiz, para, malların ve sermayenin dolaşımı, gelirin dağılımı (zekat, vergi) dağıtım-bölüşüm (infak) meseleleri başlıbaşına bir ekonomik sistemi anlatacak kadar sarihtir. Ve tabii riba yasağı ile somutlanan; karşılığı olmayan malların mübadelesinin yasak olması, paradan para kazanmaya dayalı bir rant ekonomisinin olmaması ve de güçsüzü, çaresizi ecir yoluyla sömürmenin yasak olması, İslam ekonomisini bütünüyle ortaya çıkarır. Prof. Osman Eskicioğlu şöyle yazar : ‘İslam ekonomik düzeninin, bugünkü ekonomik düzenlerden hiç birine benzemeyip kendisine mahsus bir sistemi olması dolayısıyla ve hem ferdi hem de toplumu aynı derecede tutması sebebiyle diğerlerine benzemeyen bir gelir dağılımı usulüne sahip olması tabiidir. (...) Gelir dağılımının önemi büyüktür. Bu konuda merhum M. Hamdi Yazır şunu der; “ Kendileri patlayıncaya kadar yiyip de Allah için yedirmekten, vergi vermekten kaçınan, toplumdaki muhtaçların ihtiyaçlarını düşünmeyen harisler, insanlıkla ilgisi olmayan zavallılardan başka bir şey değildirler. Böyleleri yüzündendir ki, fitne, kin ve düşmanlık artar.’

Çok açık değil mi; işte bu, hemen uygulanabilir meşru bir sistemi vaz eder bize... Bakın bugün İslami finans ve katılım bankacılığı hatta İslami sigorta olan tekafül, yalnız Malezya gibi Müslüman Asya ülkelerinde baskın ve alternatif bir finans alanı olarak doğmuyor. Batı’da da bu sistem giderek yaygınlaşıyor. Bu alanda Alman ve İsviçre kökenli iki dev sigorta şirketinin önemli yatırımlar yaptığını biliyoruz. Yine başta sukuk olmak üzere, mudarebe, murabaha gibi girişim sermayesini öne çıkaran ve küçük-orta boy işletmelelere yaşam hakkı veren sistemler,dünyada, çığ gibi büyüyor.

Bir iktisatçının samimi soruları...

 

Yazının devamı için:http://haber.stargazete.com/yazar/turkiyede-islami-kesimler-arasindaki-tartismanin-kokeni/yazi-813844

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.