08 Kasım 2025
  • İstanbul14°C
  • Ankara10°C
  • İzmir13°C
  • Konya7°C
  • Sakarya15°C
  • Şanlıurfa16°C
  • Trabzon16°C
  • Gaziantep13°C

CEMİL ERTEM'DEN: REKABET, PİYASA, ORTADOĞU VE İSLAM

Rekabet Kurulu, Biletix adlı internet bilet satış sitesinin, müşterileriyle yaptığı sözleşmelerde pazara girişi engellediği ve bu suretle rekabeti kısıtladığı iddiasına bağlı olarak soruşturma açtı.

Cemil Ertem'den: Rekabet, piyasa, Ortadoğu ve İslam

İşte sorun(yanlış) tam burada ve bu çok önemli bir sorun. Hoca, piyasayla kapitalizmi aynı ‘şey’ sanıyor. Değil işte, kapitalizm ücretli dönemdir, Said Nursi’nin dediği gibi ‘ecir’ -ücret-dönemidir. Ücret bağımsız, ‘özgür’ emek gücünün, karşılığı tam verilmemiş, hakkıdır. Emek gücü ya da emek kapasitesi dediğimiz zaman, insanın canlı varlığında mevcut olan ve onun herhangi bir kullanım değeri üretirken kullandığı fiziksel ve zihinsel yeteneklerin tümünü anlıyoruz. İşte bu andan itibaren, yani emek gücünün bağımsız bir iktisadi değişken olarak, tarihin perdesini açtığı andan itibaren- ki 15. Yüzyılın son otuz yılı ve 16. Yüzyılın başlarından itibaren kendini gösterir ilk olarak- sermaye, ticari bir fikri değerlendirecek ‘zenginlik’ olmaktan çıkarak, kar etmek için üretimde kullanılan ve bunun için de emek gücünü ‘sömüren’ servet halini alır. Ama ücret araya girdiği andan itibaren de servet -birikmiş tüccar sermayesi- başka bir hal alır ve sistem de ‘başka’ bir sistem olur ki bu kapitalizmdir. Burada ücret ancak geçim araçlarına yeter ya da yetmezken sermaye üretim araçlarına yettiği gibi, tefeci sermayesini banka sermayesine dönüştürecek muazzam bir ‘artığı’ da ortaya çıkartır. Bu artık, finans-kapitale dönüşerek tekelci-devlet kapitalizminin (olgun kapitalizmin) temelini atar.

Kahvehane ezberi!

Bu anlamda kapitalizm ile piyasa aynı şey değildir. Kapitalizmden önce piyasa vardı, kapitalizmden sonra da -gerçek anlamda- piyasa olacak.  Böyle olunca, İslam, piyasayı savunur ve piyasayı savunduğu için de kapitalizme karşıdır.

Çizakça’nın yaptığı yanlış bugün çok klişe bir kahvehane ezberi ve Türkiye solunda da hayli hâkim.

Şuna dikkat edelim; üç semavi din de, eşitsiz ilişkilere, zulme karşıdır. Ama son din olan İslam, diğer ikisinden farklı olarak, topyekûn bir iktisadi ve sosyal nizam vaz eder. Yani ilk ikisinin ‘eksikliklerini’  tamamlar. Bunun için riba yasağını getirir. Sermaye birikimini sınırlar, serveti dağıtan mekanizmaları öne çıkartır. Bu anlamda İslam politik ve kapsayıcıdır. Bu anlamda İslam, ‘ümmet’ tahayyülünü ortaya atar. Burada herkesin -tek ve tek- Müslüman olmasına gerek yoktur. Ama insanın onuruna, özüne uygun ona yakışır, eşitlikçi, özgür bir yaşam ve sınırların ortadan kalktığı barış ve ahenk bu ümmetin ortak paydasıdır. Bunun için de kapitalizmle alakası yoktur ve ona alternatiftir.

29.08.2012 Star
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.