- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
05 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
- Ankara5°C
- İzmir15°C
- Konya8°C
- Sakarya15°C
- Şanlıurfa14°C
- Trabzon15°C
- Gaziantep12°C
CEREN KENAR'DAN: “ESAD'I SONUNDA ÖLDÜREN SURİYELİ BİR ALEVİ (NUSAYRİ) OLACAK!”
Bu provokatif ve epey ilginç iddia bana değil, Humuslu bir Suriyeliye ait. Abud Dandaşi, Suriye'de barışçı gösterilerde yer almış, daha sonra rejimin vahşeti yüzünden evini terk ederek İstanbul'a taşınmış bir yazar.

Bu provokatif ve epey ilginç iddia bana değil, Humuslu bir Suriyeliye ait. Abud Dandaşi, Suriye'de barışçı gösterilerde yer almış, daha sonra rejimin vahşeti yüzünden evini terk ederek İstanbul'a taşınmış bir yazar.
Dandaşi'ye başlıkta yer alan iddiasını söyleten gelişme bu hafta sonu yaşandı. Cenevre 2 toplantısının amacı Suriye'deki mevcut krize sürdürülebilir bir çözüm bulmak değildi. Daha doğrusu, toplantıya katılan, bu süreci destekleyen hiçbir aktör, bu toplantı sonucunda krizin nihai çözümüne ilişkin bir karar çıkmasını beklemiyordu.
Peki, Suriye krizine bir çözüm olamayacağı, akan kanı durdurmayacağı bilinen Cenevre toplantısı neden yapıldı o halde? Her aktörün motivasyonu farklıydı. Batı kamuoyu açısından varolan müdahilsizlik durumlarını meşrulaştıran bir erteleme girişimiydi. Siyasi çözüm arayışı (slogan kulağa epey hoş da gelse), pratikte devam eden insani trajediyi sonlandıracak bir politika geliştirmemek ve dengeleri değiştirmemek için zaman kazanmanın eş adı oldu. Cenevre 2 toplantısı da bu anlamda, özellikle Amerika için, dostlar alışverişte görsüncülük oynamaktan fazlasını ifade etmiyordu.
Lakin, Birleşmiş Milletler tarafından bu krizi çözmek için görevlendirilen ve yaklaşık 1.5 senedir bu konuda aktif çalışan El Ahdar İbrahimi'nin, Cenevre'ye ilişkin beklentisi farklıydı. İbrahimi de bu toplantının kalıcı ve kapsamlı bir çözüm sunamayacağının pekâlâ farkındaydı. Ancak muhalefet ile rejimi aynı masada oturtmak, en azından belli bazı konular üzerinde anlaşmalarını sağlamak bundan sonra gerçekleşebilecek daha kapsamlı barış görüşmeleri için ilham kaynağı ve model teşkil edebilirdi. Rejim ile muhalefet arasından kısıtlı bir iş birliği bile bu anlamda bir başarı sayılabilirdi.
Yazının devamı için: http://www.turkiyegazetesi.com.tr/ceren-kenar/578170.aspx
Yorumlar
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.