07 Mayıs 2024
  • İstanbul17°C
  • Ankara14°C

CEREN KENAR'DAN: SADIK AHMET'İN KABRİNDEN

Genç ve karizmatik bir Türk doktoru, Sadık Ahmet 1980'lerin ortasında başladığı hak mücadelesine yoğun şekilde devam ediyordu.

Ceren Kenar'dan: Sadık Ahmet'in kabrinden

28 Temmuz 2015 Salı 15:53

atı Trakya Türkleri muadilleri Türkiyeli Rumlar gibi baskı altındaydı. Yunanistan'daki Türk azınlığın etnik kimliği tanınmıyor, çoğunluğu çiftçilik ve hayvancılık ile uğraşan bu azınlığın toprakları kamulaştırılıyordu. 1955-1988 yılları arasında 45.000'den fazla Batı Trakya ve Oniki Adalı Türk vatandaşlıktan çıkarılmıştı. Buna ek olarak bu azınlık grubunun kendi eğitim kurumlarını kurması ve dini önderini seçmesi engelleniyordu.
Dr. Sadık Ahmet, 1947 yılında Gümülcine'nin Sirkeli köyünde doğmuştu, tıp eğitimini önce Ankara'da daha sonra Selanik'te tamamlayıp, Yunan ordusunda askerlik vazifesini bitirdikten sonra meslek hayatını başlamıştı.
Ordusunda askerlik yaptığı ülkenin gerçek vatandaşı olamamak onu siyasete iten unsur olacaktı.
Bu sorunu uluslararası kamuoyuna tanıtmak için başlattığı bir imza kampanyası, mahkumiyet günlerini başlatacaktı.
Tüm engellemelere rağmen 15.000'e yakın imza toplayan Ahmet, tutulacaktı; ertesi yıl Batı Trakya Türkleri'nin sorunlarını dile getiren bir bildiriyi Selanik'te bulunan insan hakları üyelerine dağıttığı için tutuklanacaktı.
26 Ocak 1990 tarihinde ise tutuklanma gerekçesi, Batı Trakya Türkleri'ni, Türk olarak tanımlamak olacaktı. 1989 seçimlerinde milletvekili seçilmiş ancak kısa zamanda milletvekilliği iptal edilmişti.
Bu cesur, barışçı ve hak mücadelesi peşinde koşan ömrün sonu; Lozan Anlaşmasının 72. yıl dönümünde, destekçilerinin suikast olarak gördüğü bir trafik kazası ile oldu[1].
Ölümünün 20. yıl dönümünde, Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır'ın katılımı ile Gümülcine'de anıldı.
Bir mezarlık avlusunda, toplanmış insanlar. Hava sıcak, nemli. Takım elbiseli siyasetçiler, köylülerle hasbihal ediyor. Dualar okunuyor, kadınların amin sesleri en çok duyulan ses oluyor.
Burası benim memleketim, dedemin ve anneannemin doğduğu ve sonra terk etmek zorunda kaldıkları topraklar.
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.