- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
CİHAN AKTAŞ: YANLIŞ ANLAŞILMA KORKUSU
Önceki hafta Kagem’in (Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Merkezi) davetiyle Ankara’da “Yanlış Anlama Korkusu” üzerine bir konuşma yaptım.
30 Mayıs 2018 Çarşamba 13:51
Program Kocatepe Gençlik Fuarı’nın faaliyet kapsamı içinde gerçekleşti. Kagem’e ve sorularıyla konuşmama katkıda bulunan gençlere teşekkür ediyorum.
Olguların çeşitli açılardan konuşulamadığı, farklı bakış açılarının söz söyleme şansının daraldığı ortamlarda yanlış anlaşılma korkusu ya sessizliğe yol açar ya da laf kalabalığına.
İnsaniyet şartlara teslim olmamakla kazanılan bir hal, bir konum. “Neysen o ol”, diye bağırıyor kültür; “neysen o olmamalısın” diye bastırıyor bilinç… Düşündüklerini söylemekten menfaat icabı geri duran kişi, “neyse o” olmamayı nasıl başarabilir?
Şüphesiz düşünme cesaretinden yoksun bir gençlikle aradığımız ilim ve sanatsal sıçramayı gerçekleştiremeyiz. İçtenlikle konuşmanın bir tehdide dönüşmesi halinde kültür hayatı zaten çölleşir, tabii siyaset de. Kagem Müdür Vekili Nurcan Yavuzyiğit’le daha sonra yaptığımız sohbetlerde irdelemeyi sürdürdük konuyu: Kabuk bağlamada sağlamlık arayan insandan içtenlikli bir tebessüm bekleyemezsiniz. Beri taraftan çeşitli iftiraların çok kolay atıldığı ortamlarda kimileri için suskunluk yanlış anlaşılma korkusunun tek çaresine dönüşür. Suskunluk sarmalı da böyle oluşmaz mı? Yanlış anlaşılmaktansa cümlelerinden kısıp meramını içine atar hale gelirsin.
“İnsanlar yanlış anlar…” Atkaracalarlı şair Cevriye Banu vefatından iki yıl önce, 1915’de divanını yaktı bu korku veya endişe yüzünden. Kendi düşünme cesaretiyle Müslüman olmuş Odessalı bir genç kız, Asya İlçenko da, “Yazmak içimi açmaktı, vazgeçtim” dedi bana 2018’in başlarında.
“Taşra” sadece somut bir yerleşim iklimi değil, kendi haline terk edilmişliğiyle oluşan küçük iktidar çatışmalarının sıkıştırdığı dünya. Orada düşünür ama hemen söylemezsiniz, çıkar ağlarını sorgulayacak söz sağırlık ortamında dağılır gider.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.