04 Kasım 2025
  • İstanbul16°C
  • Ankara20°C
  • İzmir21°C
  • Konya19°C
  • Sakarya21°C
  • Şanlıurfa25°C
  • Trabzon18°C
  • Gaziantep25°C

COŞKUN BİR IRMAK GİBİ SARMALAR ONUN ŞİİRİ

Bahaettin Karakoç ismini 1980’lerin başından itibaren bilirim. Son yıllarda birçok meseleyi bir arada düşündüğümde üstadın şiirinin daha da anlamlı durduğunu söylemeliyim. Selçuk Küpçük yazdı..

Coşkun bir ırmak gibi sarmalar onun şiiri

bahaBahaettin Karakoç ismini 1980’lerin başından itibaren bilirim. Son yıllarda birçok meseleyi bir arada düşündüğümde üstadın şiirinin daha da anlamlı durduğunu söylemeliyim. Selçuk Küpçük yazdı..

Geçtiğimiz günlerde Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi tarafından şair Bahaettin Karakoç’a fahri doktora verildiğini okuduğumda ilk düşündüğüm şey, bunun ne kadar geç bir nezaket girişimi olduğu idi. Üniversiteler adeta kendi gettolarında hayatın gerçekliği ile sorunlu bir irtibat yaşıyorlar. Hele günümüz edebiyatı açısından bakılırsa durum daha da vahim...

Edebiyat fakültelerinin binlerce öğrencisine ve belki yüzlerce öğretim görevlisine rağmen, günümüz şiirini, öyküsünü temsil eden ana arter dergilerin satış adetleri ortada. Bu dergilerden habersiz sayısız akademisyen, Türkiye’nin edebiyatı üzerine çalıştıklarını düşünüyorlar!

Dolayısıyla üniversitenin, kuruluşundan yıllar sonra ve üstad ömrünün son demlerindeyken aynı şehrin havasını soluduğu Bahaettin Karakoç'u hatırlaması başlı başına bir sorun... Çok geç kalmış bir girişim her şeyden evvel.

Ben Bahaettin Karakoç ismini 1980’lerin başından itibaren bilirim. Her zaman bahsettiğim “babamın kütüphanesi”ndeki birçok dergi sayfasında şiirine rastlayarak, ismine aşina olarak büyüdüm. Şiirine, evvel giremediğimi, müziğinin kapısını aralayamadığımı söylemeliyim. Ama zamanla o kapı da aralandı. Hatta son yıllarda birçok meseleyi bir arada düşündüğümde üstadın şiirinin daha da anlamlı durduğunu söylemeliyim.

Bu meselelere şöyle kısaca değinmek mümkün. Birincisi, şair bir ocaktan geliyor. Babalarından itibaren şiirin kucağında büyümüş ve hemen hepsinin şiir yazdığı kardeşlerden birisi Bahaettin Karakoç. Bu kardeşlerden Ertuğrul KarakoçNafiz Karakoç ve tabiki rahmetli Abdurrahim Karakoç en bilinen isimler. Baba Ümmet Karakoç’tan devralınan gelenek farklı farklı söyleyişler ile bütün kardeşlere sirayet etmiş. Adeta bayrak hiç yere düşmeden devam ediyor. Öğrendiğim kadarıyla baba Ümmet Karakoç’un vakti ile Osmanlıca kaleme aldığı şiirler de, en küçük evlat Nafiz Karakoç tarafından kitaplaştırılmış. Açıkçası çok görmek isterim o kitabı. Evlatlarına bu kadar güçlü şiir duyarlılığı veren babanın, daha doğrusu suyun kaynağının tadını merak ederim.

 

Coşkun bir ırmak gibi sarıp sarmalar onun şiiri

Bahaettin Karakoç ile benim tanışmam ilk önce Türk Edebiyatı dergilerinin 80’li yıllardaki sayıları vasıtası ile oldu. Sonra derginin 70’lerde çıkan eski sayılarını da okudum. Oralarda da üstadın şiirleri vardı. Karakoç’un, ürünlerini yayınladığı ilk dönem dergiler daha çok milliyetçi-ülkücü dergilerdir. Yani başta Nurettin Topçu’nun Hareket dergisi, ardından Emine Işınsu’nun Töre dergisi gibi ya daMehmet Çınarlı’nın Hisar dergisi... Bunlar 1970’lerin Türkiye’sinin dergileridir. Ve 70’lerin başında ana gövdeyi sosyalist gerçekçi şiir oluşturur. İslamcı şiirin ilk kümelenmeleri ise Diriliş ve ardından gelen Edebiyat dergisidir. Sonrasında tabiî ki Mavera...

Bu iki damar arasında “milliyetçi-ülkücü şiir” diyebileceğimiz bir başka eksenin en önemli isimlerinden ve belki bugüne kalabilen nadir birkaç şairinden birisidir Bahattin Karakoç. Bunu önemsemek gerekli. Çünkü bu, sönümlenmiş bir şiir damarıdır. Ve üstad bu damarı hamasetin sığ sularına sokmadan, modern şiirin estetik formu ve duyarlılıkları ile besleyerek özgün bir söyleyişe taşımıştır.

 

Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/16777/coskun-bir-irmak-gibi-sarmalar-onun-siiri.html

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.