28 Eylül 2025
  • İstanbul20°C
  • Ankara22°C
  • İzmir23°C
  • Konya24°C
  • Sakarya19°C
  • Şanlıurfa28°C
  • Trabzon20°C
  • Gaziantep27°C

CÜNEYT ARKIN PORTRESİ

Fahri TUNA

CuneytArkinCÜNEYT ARKIN

Dünyayı Kurtarırken Patronu Batıran Adam

Var oldukça yok olan adam..

Bozkırın yakışıklısı.

Biraz Anadolu, biraz kibir kokan bakışlar, yeşil yemyeşil gözler, atletik bir vücut.

Bozkırın çılgını; bozkırı unutan adam!

Ama bozkır kendini unutanı asla unutmaz!..

Herkesin sevdiği aktör.

Aktör, ilaveten senaryo yazarı, yönetmen, daha önceleri şair ve öykücü.

Aslen Eskişehirlidir; liseyi orada bitiren Fahrettin Cüreklibatur’un hedefi, tıp doktoru olmaktır. O amaçla İstanbul’a gelir. “Onu tanıdığımda Tıp Fakültesi öğrencisiydi. Bizim “A” dergisi yazıhanesine uğrardı. Cemal Süreya getirmişti onu. Öykü yazardı”(1) Askerliğini yaptığı sırada, “Şafak Sökerken” adlı filmi çekmekte olan Halit Refiğ’in gözüne takılır; “Gurbet Kuşları” ile birlikte Allah da ona “yürü ya Fahrettin” der.(2)

Dr. Fahrettin’e; tiyatrocu Gökçer’den Cüneyd, öykücü Ramazan Bey’den Arkın apartılır; artistik bir isim uydurulur.

1970’lerin ilk yarısına kadar duygusal melodramlarda görünür, 1970’lerin ikinci yarısından itibaren kahramanlık filmlerinin değişmeyen ismi olur.

Meslek disiplini ve ciddiyeti müthiştir; inandırıcı rol yapabilmek için bir yıl sirklerde binicilik, cambazlar-dan parende, salonlarda karate öğrenir; Yeşilçam’ın en çok kaza geçiren aktörü de odur.

Halk kahramanı; kâh Battal Gazi, kâh Malkoçoğlu, kâh Fatih’in Fedaisi Kara Murat, kâh Köroğlu; Türk sinemasında “tarihî filmler” paragrafını tek başına doldurabilir.

Yeşilçam’ın en baba aktörüdür o; kaç bin genç adam babalığı, onun “Babaların Babası, “Babasının Oğlu” filmleriyle öğrendi.

Vatandaş Rıza”yla yurttaşlığı, “Komiser Cemil” le adaleti, “Gazeteci Murat”la yayın dünyasını, “Deli Yusuf”la mücadeleyi, “Yıkılmayan Adam”la direnişi öğretti bizlere.

Onun “Sürtük”ü Türkân Şoray, “Yankesici Kız”ı Filiz Akın, “Serseri Aşık”ı Hülya Koçyiğit ve “Sevişmek Yasak”lısı Fatma Girik’ti.

Yeşilçam’da bir süre sonra “Adını Unutan” yakışıklı doktor; İtalya’da Steve Arkın, Avrupa’da George Arkın, İran’da Fahreddin, Uzak Doğu’da Lee Arkın olarak çıkar karşımıza.(3)

Halit Refiğ’e göre; oyunculuğu Alain Delon’lar düzeyindedir.

Hayali hikâye yazarlığı olan Cüneyt Arkın’ın, hayat hikâyesi büyük med-cezirlerle doludur: Bozkırın “içe dönük delikanlısı”, Yeşilçam’ın bıçkın ve çılgın aktörüne dönüşmüştür: Artık onu – Şemdinli’nin mezrasındaki çoban dahil – tüm Türkiye tanımaktadır amma; O kendini tanıyamaz olur: Bir uçak dolusu insana viski ısmarlamak, Ajda Pekkan’ın Paris’teki evinin ikinci katına atla girmek, İstanbul sokaklarında saatlerce at sürmek, kadınların başındaki elmayı okla vurmak... yüzlerce çılgınlıktan bir kaçı.

“... Bin türlü çile çekmiş. Eskişehir’in tezekle ısınan kerpiç bir evinden, dört bir yanda filmleri gösterilen bir film yıldızı olmanın bedeli”ni(4) çok ağır ödemiştir.

Duracağı yeri hiç bir gün önceden bilemedi.

Filmlerle birlikte skandallar, içki, kadın, çılgınlıkların ona verdiği imaj: Freni tutmayan adam!

Bir dönem alkoliktir; kafayı çekince kendisini film setinde sanıp çevreye saldırır; bazı geceler karakollarda sabahlar; Türkiye genelinde “alkol ve sigaranın zararları” konulu yüzlerce konferans vermesi, bir tür günah çıkartma sayılmalıdır.

İkinci eşi olduğu söylenen Betül hanım, onu “Fahri” diye çağırır. Kıskanç bir bayanın kocasıdır: “- O yüzden ben, öpüşmeden yirmi filmde elli çocuk yaptım” diyor(5)

Çocukları: Murat ve Kaan Polat.

İstanbul Sokakları”nda(6) bir ömür törpüledi.

Üç kelimeyle Cüneyt Arkın: Dövüş, kahramanlık, güç...

Yeşilçam’ın Nasrettin Hocası; kendisiyle dalga geçebilen ender ünlülerden; orada bile gizli bir kibir sezilmiyor değil...

Türkân Şoray’ın erkeği... Türkân Sultan Türk kadınının, Cüneyt Arkın Türk erkeğinin bileşkesidir.

Sık sık girdiği bunalımlarındaki haykırışı: “Ben Cüneyt Arkın değilim... ben insanım!”

“Kişi düştüğü yerden kalkar”mış; Cüneyt Arkın’ın kurtuluşu, Dr. Fahrettin Cüretlibatur’u bulduğu gün olacaktır.

 

1) Ülkü Tamer, Milliyet-Pazar, 08.07.2001, Sh.13

2) “Gurbet Kuşları”; 500 lira kazandığı ilk filmi 1964’te çevrilir.

3) Cüneyt Arkın, Adını Unutan Adam, Kabalcı Yay. İst.2001, Sh.18

4) M. Serdar Kuzuloğlu, Radikal Kitap, 06.07.2001, Sh.9

5) Erol Evgin, Bir Sevda Masalı Proğramı, Kanal D, 03.04.2000

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.