Ömrünü hakikat uğruna harcayan güzel adamlar, aramızdan sessizce birer birer ayrılıyor. Sanki bir göç mevsimindeyiz.
Yayın ve kültür dünyasının en güzel adamlarından biri olan Ömer Ziya Belviranlı ağabey de göçünü topladı, seferine çıktı. Onu tanıyan herkesin gönlünde derin bir muhabbet beslediği, kıymeti bilinen bir isimdi.
Turizme teslim edilmeden önce, önemli bir kültür havzası olan Cağaloğlu’nun direklerinden biriydi. Zahirde bir yayıncıydı ama hakikatte gül alıp gül satan, gülden terazi kuranlardandı. Yayınevini kapattıktan sonra bile Cağaloğlu’nda “muhabbet dükkânı” açması, onun asıl gayesini ortaya koyuyordu.
Dost canlısıydı. “Ben dost yüzün görmez isem, bu gözlerim nemdir benim” diyen irfan ehlinin izini sürüyordu. Mükrim bir insandı; ikram etmeyi severdi. Meclisinde bulunan herkes mutlaka nasiplenirdi: Kimi bir kitapla, kimi sıcak bir etli ekmekle, kimi de daha önce hiç duymadığı bir hatırayla… Kalbi, insanların iyiliği için çarpıyordu. Kendisine yardım için başvuranların sorununu çözmek adına adeta çırpınırdı.
Dükkânının duvarlarında sevdiği insanların fotoğrafları asılıydı. Aslında her anını onlarla yaşıyordu. Evvel gidenlerden bahis açıldığında heyecanla anlatmaya başlardı anılarını. Türkiye’ye yürekten bağlıydı; memleket sevgisi onda bambaşka bir hâl almıştı. Ülkemizin kalkınmasına dair gazete haberlerini kesip duvarına asması, herkesin bu hakikati görmesini istemesindendi.
Devamı için: https://www.haber7.com/yazarlar/mahmut-biyikli/3553631-dava-kitap-kultur-ve-mucadele-dolu-bir-omur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.